Sayfalar

755 ) BU MECLİS NE BAŞKANLAR GÖRDÜ !..



Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın kaderini tek oy değiştirdi. Tek oy, Sunay'ın görev süresinin uzatılması girişimini engellemekle kalmadı, izleyen siyasi olaylara da yeni bir yön verdi.. 
AP'nin 212, CHP'nin 105 milletvekili vardı. Ancak, 22 Mart 1973 günü, oylamaya CHP'den 13, AP'den 11 milletvekili katılmayınca Sunay'ın görevini uzatma girişimi suya düşmüştü..
İşte o tek oyu vermekten kaçınanların biri, Ali Rıza Septioğlu (1913-2001) idi.. Cüneyt Arcayürek, "Çankaya'ya Giden Yol 1971-1973" adlı kitabında olayı şöyle aktarır : Dönemin AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, görev uzatımı için gerekli olan 300 yerine 299 oy çıktığını öğrendikten sonra koridora çıktı. Bir de baktı ki, Septioğlu karşıdan geliyor. Olup bitenden haberi olmayan Septioğlu sordu : "Ne oldu ?" Demirel de, "Olan oldu" dedi, uzaklaştı.. Septioğlu, oylamayı neden kaçırdığını sonradan anlattı. Gerekçesi ilginçti : "Eşimle telefonda konuşuyordum.."



Septioğlu, renkli bir milletvekiliydi. Siyaset dünyasında asıl şöhretini, 1978'de Adalet Partisi'nden ayrılıp, "Onbirler" grubu içerisinde yer almasıyla yaptı..
AP saflarına veda edince, bir anda kendini, rüyasında bile göremeyeceği bakanlık koltuğunda buldu. Çünkü Bülent Ecevit'in hükümet kurabilmek için o 11 vekilin oyuna ihtiyacı vardı..
Meteorolojiden Sorumlu Devlet Bakanı olunca kırmızı plakalı araba kapısına dayandı. İlk şaşkınlığı, arabaya binip arka koltuğa bağdaş kurduktan sonra yaşadı. Ön koltuğa oturan koruma polisini azarladı
"Ula gavat, bakan sen misin ben miyim ?!.."
İkinci şaşkınlığı, makam odasında otururken görevlinin sık sık kapıyı açıp, "Buyrun efendim, bir arzunuz mu var ?" diye sorup durmasıyla yaşadı. Septioğlu sinirlendi :
"Ne o içeri girip duruyorsun ? MİT misin, CIA mısın ? Bir rahat versene.."
"-Efendim, ama zile basıp siz çağırıyorsunuz ?.."
"-Ne zili ? Ben zile mile basmıyorum !.."
Odacı, utana sıkıla bakana ayağının altındaki zili gösterdi. Septioğlu, orada zil olduğunun bile farkında değildi..

Septioğlu'nu kutlamaya gelen müritleri sordular : "Şıhım, ne işine bakarsın ?.." Yanıtı kısa oldu : "Havaya, suya.." Meteoroloji diyemezdi ya ! 
Müritleri, Elazığ'a döndüler, gördüklerine haber verdiler : "Şıhım, Allah'a yaklaşmış !.."
Ortaokul mezunu olan Septioğlu, meteorolojiye müthiş ilgi gösteriyordu. "Acaba meteorolojinin tahminleri doğru muydu ?.." En çok merak ettiği buydu !.. Zaten genel müdürü de görevden almanın çaresini arıyordu. Bir gün memleketini aradı. Zaten bir zamanlar belediye başkanlığı yaptığı Palu'dan hiç kopmamıştı. Çok sayıda hemşehrisini meteorolojide işe yerleştirmişti.. Aklına bir plan geldi. Palu Belediye Başkanı'nı arayıp sordu. Palu'da yağmur yağdığını öğrenince Meteoroloji Genel Müdürü'nü arayıp Palu'daki hava durumunu sordu. Genel Müdür hemen karşılık verdi : "Palu'da hava, az bulutlu ve açık, yağış yok.."
"-Şimdi seni yakaladım, bilemedin !.."
Genel müdürün görevden alınması için hemen yazı yazdı ; gerekçesi de bu olaydı !.. 



Bakanlığı sırasında, eskiden uzaktan baktığı CHP'lilere iyice ısındı. Dost olmaya başladı. Bir gün aynı kabinede bakan olan Orhan Birgit'e söylediği sözler de bu yakınlaşmanın kanıtıydı :
"Siz hep örgüt örgüt diye konuşuyordunuz. Biz hep başka bir şey anlıyorduk, gözümüz korkuyordu. Şuna teşkilat deseydiniz demek ki anlaşacakmışız.."


Parlamenterlik yaşamının en önemli ve kritik görevini 1991'de dördüncü kez milletvekili seçildiğinde yaptı. 78 yaşındaki Septioğlu, "en yaşlı üye" sıfatıyla yeni dönemin açılışında TBMM başkanlığı görevini üstlendi.
Milletvekillerinin yemin töreni sırasında DEP Milletvekili Leyla Zana kürsüden Kürtçe konuşmaya başlayınca Septioğlu sinirlendi, Zana'yı uyardı : "Kızım, kızım, doğru düzgün yemin et.."
Septioğlu güçlükle tamamlanan yemin oturumundan sonra gazetecilere yakındı. İşin garibi kendisinin de kökenini hatırlamıştı :
"Ben de Kürt'üm, ama bunlar gibi şov yapmadım, yapmam da.."

Dikkat çeken bir nokta ise Zana ve DEP'lilere gösterdiği sert tavrı sakallı RP milletvekillerine göstermemiş ; onlara hoşgörülü davranmış olmasıydı..

Bu dönemde Septioğlu, bir Amerika macerası yaşadı. Gezi sırasında kaybolması, gazetelerde haber oldu. Demirel'in cumhurbaşkanı seçilmesine çok üzüldü. "Benim için politika bitti" diyordu.
Nedeni de yıllardır Demirel'e parti içi muhalefet yapmasıydı. Nitekim, Demirel'e karşı hareketini 1993 DYP Kongresi'nde Tansu Çiller'i destekleyerek gösterdi. Eski tüfeklerin hepsinin İsmet Sezgin'in yanında olduğu hatırlatılıp, neden kendisinin Çiller'i desteklediği sorulduğunda, "Kırk yıldır kazıkla dolaştım da ondan !" karşılığını verdi..
Ancak Çiller de kendisini Genel İdare Kurulu'na almayınca çok üzüldü. Bu kez durumunun ne olduğunu soran gazeteciye, "Kırk yıldır kazıkla gezdim, şimdi ayağım çukurda dolaşacağım" karşılığını verdi !..



(FARUK BİLDİRİCİ'nin "Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi" adlı kitabından derlenmiştir..) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder