Sayfalar

841 ) İKİ BİN YILLIK BİR "VASİYETNAME" !...

İlgili resim     cicero yükümlülükler üzerine ile ilgili görsel sonucu

"Yükümlülükler Üzerine", Marcus Tullius Cicero'nun  MS 44 yılının sonbaharında, aynı zamanda yaşamının sonbaharını geçirdiği Puteoli'de yazdığı politik ve ahlaki bir vasiyetnamedir..
Bireyin devletle olan ilişkisi hakkındaki bu incelemenin bir vasiyetname olduğunu gösteren şey, görevinden ayrılmış ve tüm kamusal ihtiraslarından vazgeçmiş bu adamın kitabın girişindeki hitap biçiminde kullandığı son ve kesin sözleridir. "Yükümlülükler üzerine", oğluna hitaben yazılmıştır ; Cicero, devlet yaşamından lakaytlığı yüzünden ayrılmadığını, aksine özgür bir düşünür ve Romalı bir cumhuriyetçi olarak diktatör bir yönetime hizmet etmeyi onuruna ve kişiliğine yakıştıramadığını öz evladına açıkça itiraf etmektedir :
"Devlet benim seçtiğim adamlar tarafından yönetildiği sürece, tüm gücümü ve fikirlerimi devlet hizmetine sundum. Ancak her şey dominatio unius'a (Tek kişinin egemenliği altına) girdiğinden beri kamu hizmetinde bulunma ve otorite kullanma ortamı kalmadı.."
Senato lağvedildikten ve mahkemeler kapandıktan sonra kendisine birazcık bir saygısı olan birinin Senato'da ya da Forum'da ne işi olurdu ?..

İlgili resim

Marcus Tullius Cicero'nun, bireyin devletle olan ilişkisi hakkında oğluna sunduğu düşüncelerinin çoğu yeni ve özgün değildi. Bunlar Cicero'nun okuyup edindiği fikirlerin başka bir yerlerden aktardığı fikirlerle birleşimiydi ; zira bir diyalektikçi 60 yaşında da olsa birdenbire bir şaire ve doğuştan yaratıcı bir derlemeciye dönüşemez. Fakat Cicero'nun görüşleri, matem ve öfkeye yapılan vurgu sayesinde bu defa yeni ve etkileyici bir anlatım biçimi kazanmıştır...
Adalet ve yasa, devletin en sağlam direği olmalıdır. Güç ve buna bağlı olarak devlet hukuku, demagogların eline değil, kalbi temiz dürüst insanların eline geçmelidir. Hiç kimse kendi kişisel isteklerini ve bununla birlikte keyfî davranışlarını halka zorla kabul ettirmeye çalışmamalıdır. Halkın sevk ve idaresini elinden almaya kalkışan bu hırslı kişilere itaat etmemek bir görevdir. 
Cicero zorbalığın her türlü hak ve hukuka tecavüz ettiğini ileri sürer. Bir devletteki gerçek uyum ancak bireyin üstlendiği kamu görevinden kişisel çıkar sağlamak yerine kendi çıkarını toplumun çıkarının gerisinde tuttuğu zaman oluşabilir. Zenginlik, lükse ve israfa kaçmayıp iyi idare edilerek düşünsel ve sanatsal kültüre dönüşse, soylular kibirlerinden vazgeçse ve halk da demagoglardan rüşvet almak ve devleti bir partiye satmak yerine kendi doğal haklarını talep etse, devlet sağlığına ancak o zaman kavuşabilir.. Tüm hümanistler gibi ortanın şakşakçılığını yapan Cicero zıt kutuplar arasında denge kurulmasını ister. Roma'nın Sulla'lara ve Caesar'lara ihtiyacı yoktur ; diktatörlük tehlikelidir ve aynı şekilde devrim de öyle..
Cicero'nun söylediklerinin pek çoğunu Platon'un devlet anlayışında görmek mümkündür, aynı şekilde bunlar Jean-Jacques Rousseau'nun ve tüm idealist hayalperestlerin yapıtlarında da okunabilir. Ancak Cicero'nun yazdığı bu vasiyetnameyi, yaşadığı çağın üstüne çıkaran şey, Hristiyanlığa geçişten yarım yüzyıl önce kendinden ilk kez söz ettiren o yeni duyguydu : İnsanlık duygusu. En acımasız zulümlerin yapıldığı bir dönemde, hatta Caesar'ın bir şehri ele geçirdiğinde derhal iki bin esirin ellerini bileklerinden kestirtmesi, işkenceler ve gladyatör karşılaşmaları, çarmıha germeler ve yapılan katliamlar her gün yaşanan sıradan olaylar olarak görülürken, bunlara karşı gelen ve gücün kötüye kullanılmasını protesto eden tek kişi Cicero olmuştur. Peş peşe zafer kazanılması ve bunların sağlıksız askeri zaferler olması nedeniyle Roma'nın çöküşünü peygamberlere özgü bir bakışla önceden görür : "Roma, Sulla'yla salt ganimet uğruna savaşa giriştiğinden beri, imparatorluktaki adalet anlayışı tamamen yok olmuştur. Ve bir halk başka bir halkın özgürlüğünü zorbalıkla elinden alırken, gizemli bir öç alma duygusuyla hareket ettiği için kendi yalnızlığının büyüleyici gücünü kaybeder.."

İlgili resim

Çok uzun bir süre hatip, avukat ve siyaset adamı olarak görev yapan, para ve şöhret uğruna her türlü iyi ya da kötü işi aynı kararlılıkla ve yüreklilikle  yerine getiren, kendisine zenginlik, kamu saygınlığı ve halk sevgisi kazandıracak her türlü devlet görevini almak için büyük çaba gösteren bu adam, bu çıplak gerçeği ancak yaşamının sonbaharında görebilmiştir...
Hep bir hümanist olan Cicero, ölümünden çok kısa bir süre önce insanlığın ilk avukatı olmuştur..

İlgili resim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder