Sayfalar

929 ) HEM PADİŞAH HEM DE SADRAZAMI VESVESELİ OLURSA !..

  

Sultan İkinci Abdülhamid dönemi olan otuz üç yılda toplam yirmi yedi defa sadrazam değişmişti. Yönetimde bu kadar sık değişim ülkede bir istikrarsızlık yaratmıştı. Aslında göreve gelen sadrazam sayısı on sekizdi. Zira bazı sadrazamlar birçok kere göreve gelmiş ve azledilmişlerdi. Bu konuda Mehmet Said Paşa, Osmanlı tarihinde rekor kırmıştır. Kendisi yedi defa sadrazamlık görevini üstlenmişti. 
Hünkâr, kendisini şehzadelik döneminden tanırdı. Said Paşa mektupçuluk kaleminde görevli iken şehzadenin mektuplarını da yazardı. Sultan İkinci Abdülhamid kendisinin bilgili, akıllı ve zeki olduğunu görmüştü. Sultanın paşa ile ilgili yazdıkları şöyleydi :
"Padişah olunca Yıldız Sarayı Başkatipliği'ne kimi getirelim diye eniştem Mahmut Celaleddin Paşa ile konuşuyorduk. Aday olarak aklımıza Mehmet Said Paşa geldi. Bunun üzerine Mahmut Celaleddin paşa kendisini çağırttı ve resmî olarak bana takdim etti. Paşa uzun yıllar mabeyin başkâtipliği görevinde bulundu ve zaman içinde kendini yetiştirerek sadrazamlık görevini üstlendi. Paşa görevde olmadığı zaman çok faydalıdır, ona ne zaman bir şey sorsam doğru ve sadık cevaplar verirdi. Çok bilgili bir adamdır, resmen ayaklı kütüphane gibidir ; hatta onun kadar bilgili, kültürlü, akıllı ve tecrübeli birini görmedim ama göreve gelince kendisinden hiç istifade edemezdim zira çok korkaktır. Mecburen görevden alırdım !.."



Paşa çok vesveseli bir kişilikti ve görevde olduğu sürede hep görevde olmaktan mutsuzmuş görüntüsü çizerdi ve her şeyden şikayet ederdi. Görevden ayrıldıktan sonra ise padişahla olan ilişkisini hiç bırakmaz ve ne zaman çağrılsa hemen saraya gelirdi..
Mehmet Said Paşa, Osmanlı tarihinde "Şapur Çelebi" ismiyle bilinirdi. Paşa, aynı zamanda cimriliğiyle meşhurdu. Yedi defa sadrazamlığa atandığını belirtmiştik, her göreve gelişinde en eski elbiselerini giyer, göreve öyle başlardı. Padişah da onun bu huyunu bildiği için göreve geldiğinde terzibaşını çağırır ve her seferinde kendisine üç beş takım elbise dikilir, ayrıca çamaşır ve ayakkabıları yenilenirdi. Sarayın mefruşat dairesinden kişiler gidip paşanın evini yenilerdi. Görevde olsun olmasın, Yıldız Sarayı'nda bulunan Matbah-ı Hümayun'dan (Saray Mutfağı) her gün evine düzenli yemek giderdi. Görevde olmadığı zamanda bile kendisine ayda bin lira ödenirdi..

ayşe osmanoğlu anılar ile ilgili görsel sonucu

Abdülhamid'in 25. Cülûs yıldönümünde büyük kutlamalar yapıldı. Padişah bakanlara ve görevde olmayan Mehmet Said Paşa'ya büyük ihsanlarda bulundu, hatta üstü elmaslarla, zümrütlerle süslü altın bir yazı takımı ve çok pahalı bir çalışma masası hediye etti. Mehmet Said Paşa sadrazamlık makamına gelince haremi ve kızları Yıldız Sarayı'na gelirlerdi ve onlara büyük ihsanlarda bulunulurdu. Paşa'nın kızları, Naime Sultan ile yaşıttı ve onun dairesinde ağırlanırdı. Onların da üstleri başları "çok kötü" olduğu için kendilerine toplarla kumaş hediye edilirdi. Kızlara küpeler, bilezikler ve broşlar ihsan edilirdi. Said Paşa'nın haremi doğum yaptığında padişah Paşa'nın eşine pırlanta, zümrüt ve elmaslarla süslü bir taç hediye etti. Daha sonra Said Paşa ve ailesi Yıldız Sarayı'nda birçok davete katıldı ama eşi kendisine hediye edilen tacı hiç takmadı. Kendisine sorulduğunda paşanın tacı kasaya kilitlediğini ve onu takmasına hiç izin vermediğini söylemişti. Yine kızlardan biri evlendiği zaman padişah ona bir gerdanlık ve yüklü bir para ihsan etmişti. Ayrıca kızın evi padişah tarafından döşenmişti..
Meşrutiyet ilan edildikten sonra Mehmet Said Paşa meclis başkanlığına seçildi ve Sultan II. Abdülhamid'in tahttan indirilme kararı ondan çıktı !.. Padişah ailesi, Said Paşa'nın bu davranışlarından dolayı kendisine çok büyük bir öfke duydular. Özellikle Said Paşa'nın yazdığı üç ciltlik hatıratında Hünkâr için suçlamalarda bulunması aileyi çok rahatsız etti.
Selanik sürgünü sırasında bu konu aile tarafından çok konuşuldu ve tartışıldı. Hatta Selanik'te Sultan ve kızı arasında şu konuşma geçti :
"Siz, Said Paşa'ya çok büyük ihsanlarda bulundunuz. Görevde olsun olmasın ayda 1.000 lira maaş ödediniz.Ama o sizin hal edilmenize sebep oldu, hatta Selanik konusunun bile onun fikri olduğuna dair dedikodular var. Yaptıkları vefasızlıktı.."
"Hayır, Allah'ın emri yerini buldu. Said Paşa, korkak bir adamdır. Onun için benim tahttan indirilmeme alet olmuştur. Korkaklar kendilerini mecbur hissederler.."     




KAYNAKÇA :   

AYŞE OSMANOĞLU, "Babam Sultan Abdülhamid" ; TURAN AKINCI, "Sürgün"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder