Sayfalar

993) DEMİRCİ MEHMET EFE

demirci mehmet efe ile ilgili görsel sonucu    demirci mehmet efe ile ilgili görsel sonucu

Eğer Pirlibey'in zalim ve gaddar beyi, Süleyman Usta'nın demirci dükkânında korku ve dehşeti körüklemeseydi, belki de Demirci Mehmet Efe hep "Çırak Mehmet" olarak kalacaktı..
Pirlibey'in tek hâkimini gaddarlık kefesine koysanız, Bolu Beyi'nden daha ağır basar. Bey'in, Demircigiller'e de bulaşması uzun sürmez. Ama genç Demirci Mehmet askerden döndüğünde o eski Mehmet değildir. Haksızlıklara uğradıkça adaletin peşinde koşar ve giderek dudaklarından çok silahını konuşturmaya başlar. Mehmet, "İnce Mehmet"tir artık..
Bir gece mezarlık sınırında derebeyini, kendi deyişi ile "müdafaa vaziyetinde" haklayacak ve zeybekliğinin kabzasına ilk önemli çentiği atacaktır.. Önce tek başınadır. Zeybeklikte çift rakam uğursuz sayıldığından yedi kişi olurlar. Ardından dokuz, on bir.. Ve on yedi kişi olduklarında, "dağlar bizimdir" diyeceklerdir.. 

demirci mehmet efe ile ilgili görsel sonucu

Efe'nin hikâyesi Müdafaa-i Milliye Heyetleri'nin kurulması ile başlar.. Halkın ve Müdafaa-i Milliyeciler'in davetini kabul ederek kızanlarıyla birlikte cepheye koşmuş, Mustafa Kemal saflarında yer almıştır. Atatürk'e, 1919'da yazdığı şifreli mektubunda, şunları söyleyecek kadar inanmıştır:
"Yüce kişiliğinize öteden beri olan bağlılığını şimdiye kadar bendenizi Karahisar'a karşı susmaya zorlamıştı. Allah'ın yardımı ile ölmek ve sizin vatanı kurtarmak konusunda bütün engelleri yıkmak gücünüze dayanarak, bütün zorlukların çözüleceğine umutlu olduğum cihetle başınızı ağrıtmak zorunda kalmıştım. Bundan dolayı bağışlamanızı diler, bu cephe ile ilgili her türlü emirlerinizi düşünmeden yaptıracağıma inanmanızı arz ve bence çok değerli olan yardımlarınızın sürdürülmesini rica eylerim."

Mücadelenin başlangıcında Ege çevresinin genel görünüşü pek iç açıcı değildir. İzmir ve Manisa işgallerinden sonra Ethem Bey komutasındaki Kuvâ-yi Milliye müfrezeleri, Salihli civarında bir cephe tutmuştur. İzmir-Aydın şimendifer hattı Yunanlıların elinde olup, Selçuk'a kadar uzanan demiryolunun iki tarafı işgal altındadır. Yunanlıların bu hattı Kuşadası'na kadar uzanmaktadır. İtalyan asker postalları ise Söke ve Kuşadası havalisini çiğnemektedir.. Aydın ve havalisi Kuvâ-yi Milliye Genel Komutanlığı'nın başında Demirci Mehmet Efe olup, 57. Fırka Komutanı Miralay Şefik Bey zayıf kuvvetiyle ona destek vermektedir.. 
"Denizli Vakası"nın başlangıcında, Aydınlı Rumların Yunan kuvvetlerine gönüllü yazılması yatar.. 5 Temmuz 1920'de Denizli Heyeti Milliye Reisi Müftü Ahmet Hulusi Efendi telgraf makinesinin başına geçerek, şöyle diyecekti:
"Efe oğlum.. Denizli'de Rumlar mühim bir çoğunluk oluşturdu. Yunanlılarla birlikte bunlar facialar işlemişlerdir. Şu halde Denizli'de kalan Müslümanlar ve cephe tehlikede kalacaktır. Hiç olmazsa Rum erkeklerinin Denizli'den kaldırılarak iç kısımlara sevkini Müslüman ahali adına rica ederim.." 

Demirci Mehmet Efe ise Nazillli çevresindeki Rumları, Denizli ve Isparta'ya naklettirmiştir. Yunanlıların bölge içine kadar ilerlemesinden ve Rumların çoğalmasından tedirgin olan Denizlililer, bunun önlenmesi için Efe'ye müracaat etmişlerdi. Şehir halkının bir bölümü İstanbul hükümetinin etkisi altında olduğundan, bu istek başka boyutlar da kazanacak ve ifadesi hayli sert dokuz imzalı telgraf ortalığı karıştıracaktı.. İmzalayanlar arasında Mutasarrıf Vekili Kadı Efendi ile Askerlik Dairesi Reisi Albay Tevfik Bey de bulunuyor, Demirci Mehmet Efe ise öfkelendikçe öfkeleniyordu. Efe nakil işini sağlamakla Sökeli'yi görevli kılmıştı. Ancak Sökeli Ali Efendi (üstteki fotoğraf) kumandasındaki müfreze ile eşraf arasında süregelen çekişmede silahların patlaması, olayı daha bir alevlendirecekti..
"Milli Mücadele Hatıralarım" adlı eserinde emekli orgeneral Fahrettin Altay, bu efelerden "bazı uygunsuz halleri görülen zeybekler" diye bahseder ve Sökeli ile arkadaşlarının anlaşma sağlanıp, silahlarını teslim ettikten sonra öldürüldüğünü yazar..
Demirci, şaşkın ve kızgındı. En sevdiği can yoldaşı ve efesi kızanlarının böylesine tuzağa düşürülüp öldürülmesine bir anlam veremiyordu. Milli Mücadele efradına nasıl olur da kurşun sıkılırdı?..
"Haydin zeybekler toplanın, bu namertler bir ders istiyor.." diyen Demirci Mehmet'le adamları, yanlarına Albay Tevfik Bey'i de alacak ve Denizli'ye yürüyecekti. İntikam ve kin yemini eden efeyi durdurmanın mümkünü yoktu..
Demirci, "Ölenlerin kanları yerde kalmayacak ve onlar bu kan gölünde boğulup gidecekler!" diye konuşmuştu. Eskiden bu laf, şimdiki gibi ağızda sakız olsun diye söylenmezdi. Bu yüzden hiçbir yurtseverin, Milli Mücadele'ye omuz verenin kanı yerde kalmamıştı..
Hükümet Konağı ve istasyonu işgal eden Demirci, birkaç sivili öldürtmekle ilk gözdağını vermişti. Bu sırada Ali Efe'nin cenazesi istasyona getirilmişti. Efe ve kızanları ağlıyordu.. Albay Tevfik Bey ortalığı yatıştırmaya gayret ediyor ve "Vaziyet ne olursa olsun, günahsız insanların öldürülmesinin hiçbir anlamı yoktur. Affetmek büyüklüğün şanındandır," diyordu. Tevfik Bey'in konuşmasını duvar kenarına yaslanan ve ölmek üzere olan bir efenin müdahalesi kesecekti. Zeybek olay sırasında vurulmuş ve ölüme terk edilmişti. İnleyerek diyordu ki :
"Kumandan isteseydi Ali Efe ve kızanlar öldürülmezdi. Beni ve yaralıları ölüme terk ettiler."
Sessizliği bir kurşun vınlaması dağıttı. Albay Tevfik Bey, dizleri üstüne çöküp yere kapaklanmıştı. Ölmüştü..
Farklı ayrıntılarla aynı sonuçta birleşen görüşlere göre Albay, Demirci Mehmet Efe tarafından öldürülmüştü..
Sadece Fahrettin Altay Paşa'nın değil, bazı apoletlilerin de aynı saftaki milis kumandanlara bakışları olumlu değildi. Bazı zamanlar ast üst kavgası çıkar ve bu, Atatürk'ün canını dehşetli biçimde sıkardı..

demirci mehmet efe ile ilgili görsel sonucu

"Dokuz Dağın Efesi"ni sadece beyaz perdeye değil, tarihe sunan ve Demirci Mehmet Efe ile en son görüşenlerden biri olan yönetmen Metin Erksan, Efe'nin Denizli'yi yakmaya kesin kararlı, hatta yeminli olduğunu ifade ediyor. Sarayköy Şeyhi Tahir Efendi, şehri gazyağı döktürüp yakmaya davranan Efe'yi, dil döküp yalvararak durdurmuş ve sırf Efe yemininden dönmüş olmasın diye koca bir kabristan ateşe verilmişti..

demirci mehmet efe ile ilgili görsel sonucu   demirci mehmet efe-albay tevfik bey ile ilgili görsel sonucu

(ERGUN HİÇYILMAZ'ın "Muska Tüfek Matara" adlı kitabından -Karakarga Yayınları 2017- alınmıştır)

demirci mehmet efe ile ilgili görsel sonucu
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder