Sayfalar

864 ) DEVRİME SAHİP ÇIKMAK...

harf inkılabı ile ilgili görsel sonucu

Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük dil devrimine giriştiği yıllardayız. O, her gittiği yerde akademik toplantılar düzenlemekte, öz Türkçe'ye doğru hızla yürümek için her türlü olanaktan yararlanma yollarını aramaktadır.
Florya Köşkü'nde böyle bir toplantının yapıldığı bir gecedir. İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ, bilim üstünlüğüne inandığı Osman Ergin'den söz ederek, çok ilginç bir inceleme yapmış olduğunu açıklar. Atatürk çok memnun olarak :
"-Çağıralım buraya !" der.
Verilen talimat üzerine Florya Köşkü'nden hareket eden bir motor, Osman Ergin'i getirmek üzere Büyükada'ya doğru yola çıkar. Motorun hareketinden önce Muhittin Üstündağ, yolladığı haberde :
"-Son hazırladığı 'tarım' konulu makalelerini de getirsin !" der.
Cumhurbaşkanı'na Osman Ergin'in gelişi bildirilir, derhal salona alınır. Atatürk'ün gözlerinde neşeli pırıltılar yanıp sönmektedir.
Ergin, yanında getirdiği makalesini okumaya başlar. Büyük bir ilgiyle dinleyen Atatürk, takdirini saklamayıp, arada sırada, bir sözcük, bir buluş hakkında bizzat açıklama yaparak Osman Ergin'in yerinde bulduğu düşüncelerini alkışlar.
Makalenin okunması bittiği zaman, herkes memnundur. Osman Ergin derin bir nefes aldıktan sonra okuduğu makalesini katlayıp cebine koymak üzeredir. Birden bir olay, hiç beklenmedik bir olay.. Atatürk'ün kaşları çatılmış, az önceki tatlı sesi, çelik gibi sertleşmiş olarak seslenir :
"-Ver bakalım Osman Bey şu makale müsveddelerini !"
Makalenin yazılı olduğu kağıtlarını Ergin, Atatürk'e uzatır. Atatürk'ün kalın kaşları çatılmış, açık alnı kırışıklarla dolmuştur.
"-Siz, Bay Osman Ergin, benim bu ülkede bir harf devrimi yaptığımı bilmiyor musunuz ?.."
Bu soru, derin susuşun sırrını açıklamıştı. Gerçekten özlü, büyük bir çalışma ve emeğin sonucu hazırlanmış, birçok bilim adamlarına ve profesörlere nasip olmayan takdirleri kazanmış bulunan bu makalenin en büyük, affedilmez hatası, Arap harfleriyle yazılmış olması idi..
Olayın bundan sonraki durumunu Osman Ergin şöyle anlatır :
"Büyük Önder, benim benim bu ülkede bir harf devrimi yaptığımı bilmiyor musunuz ? dediği vakit, beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Gözlerim kararmış, kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Davanın tümüyle yitirilmiş olduğunu anlıyor ve buradan nasıl ayrılabileceğimi düşünüyordum. Bu toplantıda bir suçlu idim. Atatürk'ün devrimlerine cephe alan bir suçlu ve bu suçum en yakın dostlarım tarafından bile kabul ediliyordu. O kadar ki, beni savunmaya kimse cesaret edemiyordu.. Bir zat beni nezaketle dışarı davet etti. Yerimden güçlükle kalkarak yürüdüm. Kapının önünde bulunan güvenlik görevlileri beni gene saygıyla selamladılar. İskelenin yanına geldik. Motora boş bir çuval gibi dönmüştüm. Derin derin nefes alıyor ve birkaç dakika içinde geçen olayı kafamda toplamaya çalışıyordum. Bir ara, geldiğimiz görevli yaklaşarak :'Gazi Paşa gelecek, onun için biraz bekleyeceğiz' dedi. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bir aralık bir ayak sesi duydum. Başım o yöne dönmüştü. Bana doğru gelen Atatürk idi. Kısa kollu bir gömlek giymişti ve ağır adımlarla bana doğru geliyordu. Motorun yanında durdu ve elini bana doğru uzattı. Sert, fakat tatlı, müşfik bir sesle :
'Osman Bey, sizi biraz kırdım' dedi. Cevap verememiştim. Elimi sıkmıştı, gönül alıyordu, sözlerini şöyle sürdürdü : 'Böyle yapmaya zorunluydum. Yazınız beni cidden çok memnun etti, çok çalışmışsınız, çok güzel buluşlarınız var. Yalnız bilmelisiniz ki, ulusumuz için yaptığımız devrimleri, her türlü engeli yıkarak yaşatmaya zorunluyuz. Bu devrimin esaslarını uygulamakla yükümlü olan kimseler de bunu böylece bilmelidirler. Bundan dolayı, içerideki olay, daha fazla onlara, orada hazır bulunanlara bir ders olsun diye yapılmıştır. Senin kişiliğine karşı istemeyerek yapılan bu davranışı hoş görmen gerekir !' "

harf inkılabı ile ilgili görsel sonucu

MUHTEREM ERENLİ'NİN, "ATATÜRK / CUMHURBAŞKANI" ADLI KİTABINDAN ALINMIŞTIR.. 



harf inkılabı ile ilgili görsel sonucu

Atatürk ve Osman Ergin ile ilgili görsel sonucu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder