Sayfalar
▼
866 ) DÜNYA SAATİNİN İŞLEYİŞİNİN DEĞİŞTİĞİ AN !..
Günlerden bir gün, 15 Mart 1917'de, Zürih kenti kütüphane memuru hayretler içinde kalır. Saatin ibresi dokuzu göstermektedir ve kendisinden ödünç kitap alanların en düzenlisi olan adamın her gün oturduğu yer hâlâ boştur. Saatler ilerler ama okumaya doyamayan bu adamın ne geldiği ne de geleceği vardır. Çünkü her sabah olduğu gibi yine kütüphaneye gitmekte olan bu adama, yolda Rus dostlarından birisi seslenmiş ve Rusya'da devrim hareketinin başladığı haberini vermiştir..
Lenin önce buna inanmak istemez. Duyduğu haber karşısında şaşırmış gibidir. Fakat biraz sonra kısa ve sert adımlarla, göl kıyısındaki gazete satış kulübesine koşar. Burada ve gazetelerin önünde saatlerce ve günlerce bekler. Evet, haber doğrudur ve her geçen gün daha da pekişmektedir. Önce bunun yalnızca saraya yönelik bir devrim olduğu ve bir kabine değişikliği gerçekleştirildiği haberleri gelir. Bunu Duma'nın toplandığı ve ilk geçici hükümetin kurulduğu, Çar II. Nikolay'ın tahttan indirildiği, özgür Rusya, siyasi tutukluların affı gibi haberler izler. Lenin'in yıllardır düşlediği, yirmi yıldan beri de gizli örgütlerde, zindanlarda, Sibirya'da ve sürgünde uğruna çalıştığı her şey artık gerçekleşmiştir. Bu savaşa yenik düşüp hayatlarını kaybeden milyonlarca insan demek ki boş yere ölmemiştir. Bu insanlar, anlamsız bir amaç uğruna değil, tam tersine, kurulmakta olan yeni özgürlük ve sonsuz barış ülkesi Rusya için canlarını feda etmişlerdir. Aslında soğukkanlı biri olan ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp hesap eden bu hülya adamı, şu anda sarhoş gibidir. Cenevre, Lozan ve Bern'de küçücük kulübelerde oturan yüzlerce mülteci Rus da bu habere çok sevinir. Artık ülkelerine dönebileceklerdir ! Sahte pasaportlar ve başka adlarla her türlü ölüm tehlikesini göze alıp Çarlık Rusya'sına dönmeyecekler, özgür bir vatandaş olarak özgür vatanlarına döneceklerdir..
Hemen eski püskü eşyalarını toplayıp (üstte, Lenin'in Zürih'te kaldığı ev) dönüş yolculuğuna hazırlanırlar. Çünkü gazeteler, Gorki'nin yaptığı, "Yurda dönün !" çağrısını yayımlamıştır. Şimdi bütün dış ülkelere mektuplar yazılmakta ve telgraflar çekilmektedir : "Yurda dönün, yurda dönün ! Bir araya gelin ! Birleşin !"
Bilinçlendikleri andan bu yana uğruna savaştıkları eser için, Rus devrimi için, bir kere daha hayatlarını ortaya koyacaklardır..
Fakat birkaç gün geçtikten sonra duydukları şu haber karşısında derin bir hayal kırıklığına uğrarlar : Yüreklerini kabartan bu haber, düşledikleri devrim değil, Rus halkının devrimi değildir. Yapılan şey, Almanya'yla barış yapılmasını engellemek isteyen İngiliz ve Fransız diplomatlarının kışkırtmalarıyla çara karşı yapılmış bir saray hareketidir. Bu devrim, barış ve özgürlük isteyen halkın devrimi değil, uğruna savaştıkları ve canlarını vermeye hazır oldukları devrim değil, tersine, planlarının uygulanmasına engel olunmasını isteyen tarafların, emperyalistlerin ve generallerin bir oyunudur.
Lenin ve arkadaşları, geri dönün çağrısının gerçek bir devrim, bir Karl Marx devrimi isteyenlerle hiçbir ilgisi olmadığını anlamakta gecikmez. Daha şimdiden Milyukov (üstte sağda) ve öteki liberallere, radikal devrimcilerin ülkeye girişlerine engel olunması buyruğu verilmiştir. Buyruğun gereği hemen yerine getirilir : Örneğin Plekhanov gibi ılımlı, savaşın uzaması için kendilerinden yararlanmayı umdukları sosyalistler bir torpidobota bindirilip bir onur kıtası eşliğinde saygıyla Londra'dan Petersburg'a gönderilirken, Troçki'yi Halifax'ta ve öteki radikal devrimcileri de sınırlarda tutuklarlar. Zimmerwald'de düzenlenen Üçüncü Enternasyonal Kongresi'ne katılanların isimlerinin yer aldığı kara listeler, bütün İtilaf Devletlerinin sınır karakollarına gönderilir. Umutsuzluğa düşen Lenin, Petersburg'a telgraf üstüne telgraf çeker fakat telgraflar ya yerine ulaştırılmaz ya da alıkonulur. Zürih'te kimsenin tanımadığı, Avrupa'nın öteki kentlerinde de çok az kişinin farkında olduğu Vladimir İliç Lenin adlı bu adamın ne kadar güçlü, ne kadar enerjik, ne kadar tehlikeli, amacına ulaşmada ne kadar kararlı bir devrimci olduğunu Rus halkı çok iyi bilir..
İsviçre ; İtalya, Fransa, Almanya ve Avusturya arasında sıkışmış bir ülkedir. İtilaf Devletlerinden geçen yollar, devrimci Lenin için kapalıdır. Rus uyruklu olduğu için düşman sayılan birinin Almanya ve Avusturya üzerinden geçmesi de olası değildir. Fakat ortada aklın almayacağı bir gerçek vardır : Lenin, Milyukov'un Rusya'sından ve Poincaré'nin Fransa'sından çok, İmparator Wilhelm'in Almanya'sından yardım alabilir. Almanya, Amerika'nın savaş ilan edişinin arifesinde her ne pahasına olursa olsun, Rusya ile barış yapmak istemektedir. İngiliz ve Fransız elçilerine güçlük çıkaracak bir Rus devrimcisi, Almanya için mutlaka yardım edilmesi gereken bir dosttur..
Fakat Lenin, Rus hükümetinin, ülkeye dönüşlerini uydurma nedenler ileri sürerek geciktireceğini bilmektedir. Geçen her gün ve her saat, davası için çok önemlidir. Daha az kuşkucu ve daha az atak olan devrimciler, mevcut düzeni ve yasalara göre hainlik sayılabilecek bir eylemde bulunmaya cesaret edemezken, Lenin kararını verir ve kendi adına, sorumluluğu kendisine ait olmak üzere, Alman hükümeti ile görüşmelere başlar..
Lenin attığı adımın heyecana neden olacağını ve hakkındaki söylentilere çanak tutacağını bildiği için, görüşmeyi tam bir açıklık içinde yapar. İsviçre İşçi Sendikası Sekreteri Fritz Platten (üstte), Lenin adına, daha önce Rus mültecilerle görüşmeler yapmış olan Almanya elçisine gider ve Lenin'in koşullarını bildirir. Bu ufak tefek ve bilinmeyen adam -gelecekteki gücünü şimdiden seziyormuş gibi-Alman hükümetinden asla ricada bulunmaz, tersine, binecekleri vagona dokunulmazlık hakkı tanımak, binişte ve inişte pasaport kontrolu yapmamak ve üzerlerini aramamak, normal tarife üzerinden bilet ücretlerini kendileri ödemek, ister buyrukla olsun ister kendi istekleriyle vagondan dışarı çıkmamak koşuluyla Rus mültecilerin Alman hükümetinin yardımını kabul etmeye hazır olduğunu bildirir. Bakan Romberg, Lenin'in isteklerini üst makamlara iletir. İstekler, sonunda Ludendorff'un (altta, solda) eline geçer. Gerçi general, dünya tarihi bakımından belki de yaşamının bu en önemli kararından anılarında hiç söz etmez ama onayladığı muhakkaktır.
Alman elçisi isteklerdeki bazı ayrıntıları değiştirmeye çalışır çünkü Lenin tarafından kasıtlı olarak düzenlenen bu protokol öylesine karışık, öylesine anlaşılmazdır ki, yalnızca Ruslar değil, Karl Radek (üstte, sağda) gibi Avusturyalılar da aynı trende kontrol edilmeden yolculuk edeceklerdir. Ama Lenin'in olduğu kadar Alman hükümetinin de acelesi vardır. Çünkü o gün, yani 5 Nisan tarihinde ABD, Almanya'ya savaş ilan etmiştir..
Böylece Fritz Platten, 6 Nisan günü, öğle üzeri şu çok önemli kararı öğrenir : "Konu, istenilen biçimde çözümlenmiştir."
9 Nisan 1917'de, saat iki buçukta, yırtık pırtık elbiseler giyinmiş, ellerinde bavulları, küçük bir grup Zürih İstasyonu'na gider. Aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu topu topu otuz iki kişi. Grupta bulunan erkeklerden yalnızca Lenin'in, Zinoviyev'in ve Radek'in adları daha sonra ünlü isimler arasına girebilmiştir. Birlikte, Rusya'da kurulan geçici hükümetin, Almanya üzerinden yolcuları vatan hainliğiyle suçlamaya karar verdiğini, "Petit Parisien" gazetesinde çıkan bir haberden öğrendiklerini doğrulayan ortak bir belge hazırlarlar. Bu yolculuğun bütün sorumluluğunu üzerlerine aldıklarını ve bütün koşulları kabul ettiklerini, kaba ve çarpık çurpuk harflerle imzalarlar. Artık bu tarihsel yolculuğa hazırdırlar (altta)..
Saat üçü on geçe, hareket işareti verilir ve trenin tekerlekleri Alman sınır istasyonu Gottmadingen'e doğru dönmeye başlar..
Evet, tren tam saat üçü on geçe hareket etmiştir ve o andan sonra dünya saatinin işleyişi de değişmiştir..
STEFAN ZWEIG'IN "İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR" ADLI KİTABINDAN DERLENMİŞ BİR YAZIDIR..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder