Sayfalar

883 ) TEK GÖZLÜ DEV !..

    

İlk duvarlar, hiç yontulmamış, her biri tonlarca ağırlığında taşların birbirlerinin üzerine oturtulmasıyla yapılıyordu. Bu duvarların aralarına konulan "ortastat"larda da dev Hitit kabartmaları görülüyor. O duvarlara "Kyklopien" -yani tostoparlak tek gözlü devlerin yaptığı- "Kyklopsal duvar" deniliyordu..
Batılı modern mitologlar, yani bir efsanenin altında gizli gerçeği bulup açıklayan uzmanlar ; Keats, Shelley, Byron, Victor Hugo, Goethe ve başka büyük batılı ozanların "O büyük ve şanlı parlayış ki, Hellenistan idi" gibilerden batıya yaydıkları romantizmin etkisi altında kalarak Kyklos efsanesini -başka her efsane gibi- Hellenistan'a mal etmeye kalkışırlar. Kimisi der ki :
Eski Hellen demircileri gözlerini ateşin kıvılcımlarından korumak için bir gözlerini kısarlarmış. Tek gözle iş gördükleri için, bunlara "Kyklops / Tek gözlü" denilirmiş. Başkaları derler ki, bir gözlerini örterlermiş. Eski Hellenler taşçı iseler, hiç olmazsa bir gözlerini olsun sıçrayan taş parçalarından korunmak için kaparlarmış. Başkaları da diyor ki, Hellenlerin bronzcu ya da demirci olanları meslek işareti olsun diye, pergellerle alınlarının ortalarına -dövme gibi- bir yuvarlak çizdiriyorlarmış. İşte bu alınlardaki yuvarlak dövme nedeniyle, onlara "Kyklops", yani yuvarlak tek gözlü diyorlarmış..
Uydurulmuş kimi yalanlar hakkında, İtalyanlar şöyle der : "Hiç de gerçek olmamasına rağmen, pek güzel uydurulmuş bir yalandır !.."



Şimdi gelelim kimi insanlara "Tek toparlak gözlü" denilmiş olmasının nedenine.. İlkçağların, ilk duvarları, hiç yontulmamış -tonlarca ağırlığında- taş bloklarıyla yapılıyordu. İlk Hitit duvarları hep bu türdendi. Ama bu duvarların aralarına Hitit savaşçı kabartmaları, yontuları koyarlardı. Kimi kez de taptıkları tanrıların ya da tanrıçaların kabartmalarını koyarlardı. Gel zaman git zaman, Hititler büsbütün unutuldu. Her biri tonlarca ağırlığında olan taşları birbirinin üstüne koyarak örülen bu duvarları çok sonra görenler, duvarların devlet tarafından örüldüğünü sandılar. Taşların arasındaki Hitit kabartmalarını gören insanlar, Hititleri unutmuş olduklarından, duvarları yapanların, Hitit kabartmalarında gördükleri "Tek Toparlak Gözlü Devler" olduklarını sandılar.
Hititler acemi yontuculardı. O nedenle yontulması kolay olan profil suratlı insanlar yontuyorlardı kabartma olarak. Acemilikleri dolayısıyla gözleri de kocaman ve toparlak yapıyorlardı. "Tek Toparlak Gözlü Devler" efsanesinin kökeni işte budur..
Burada resimlerini veremediğim iki Hitit kabartmasında görülenlerden ilki, elinde ayna tutan bir Hitit Tanrıçasıdır. Öteki de Hititlerin Büyük Fırtınalar Tanrısı "Tesüp"tür. Tesüp, ellerinde, Anadolu'nun, eski Girit'in ve Doğu Ege'nin kültürünün simgesi olan "Labris / İki Yüzlü Balta"sını tutmaktadır. Gözlerin büyük ve toparlak yontuldukları görülmektedir..
Herodotos İzmir'den geçerken, İzmir yakınlarındaki Karabel geçidinde (altta), Hititlerin bir kayaya yonttukları bir Hitit savaşçısının kabartmasına değin söz ederken, "Herhalde bir Mısır firavununun kabartması olacak," der. Herodotos'a İzmir'de öyle söylemişlerdir. Demek ki Herodotos zamanında (İÖ 4. yüzyılda) Hititler tamamıyla unutulmuş bulunuyordu. 
İzmir'in dolaylarındaki eski kentlerin duvarlarının çoğu, Kyklops türü duvarlardı.

izmir,karabel geçidinde hitit kabartmaları ile ilgili görsel sonucu

Troya'da ilk kazıları yapan Schliemann daha sonra Hellenistan'a geçerek, Mora Yarımadası'nda eski Mykene'yi kazmaya koyuldu (altta). Kazılar yapılırken, Mykene'de "bal petekli" mezarlar üzerindeki koca kubbeyi seyreden oralı köylülere, "Bunlar nedir ?" diye sormuş.
Köylüler, "Ne olacak ! Şurada Kyklops devlerinin yaptıkları duvarları görmüyor musunuz ? Bu koca kubbe de devlerin ekmek pişirdikleri fırınlar olacak" diye cevap vermişler.
Öyle ya, Anadolu'da küçük köylerde yerli ekmek pişirmek için bir ya da bir buçuk metre yüksekliğinde fırınlar vardır. Normal boyda insanlara bir kiloluk ekmek somunları kâfi gelir ama birkaç tonluk taşları kaldıran Kyklops devlerine on, on beş kiloluk ekmek somunları ve bu somunları pişirmek için de Selâtin Camisi kubbesi gibi fırınlar gerekir !..

schliemann-mykene ile ilgili görsel sonucu

HALİKARNAS BALIKÇISI'NIN "HEY KOCA YURT" ADLI KİTABINDAN ALINTIDIR.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder