Sayfalar

920 ) BİR MİLLET UYANIYOR !..

1919 yılı İstanbul mitingleri ile ilgili görsel sonucu

Tarih : 18 Mayıs 1919.
Yer : İstanbul.
Saat : 11:15.
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (Haydarpaşa Tıbbiyesi) amfisini dolduranlar heyecanlarını dizginleyemiyordu. Kalabalık, salona sığmamıştı, üniversitenin bahçesinde de binlerce öğrenci vardı..
Salonun ön sırasında oturan çeşitli okullardan temsilci öğretim üyeleri, öğrencileri sakin olmaya çağırdı. Ama kimse sakinleşecek gibi gözükmüyordu.
İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini öğrenen öğrenciler zaten iki gündür derslere girmiyor, gösteriler yapıyordu.. Hepsi bir an önce ateşten gömlek giymek istiyordu... 
"Ev sahibi" Tıp Fakültesi Meclisi Müderrisi Reisi Akil Muhtar Bey ortamı sakinleştirmek için kürsüye çıktı. "Üniversiteler buyurdun ruhudur, bilincidir.."  Duygulandı. Sözlerini bitiremedi..
Toplantı öncesi her okul, her fakülte adına bir temsilcinin konuşması kararlaştırılmıştı. Hukuk Fakültesi adına Muhiddin Adil Bey kürsüye çıktı : "Felaket zamanları insanları dayanışmaya, birliğe sevk eder. Bu zamanda bütün insanımızdan istifade etmek lazımdır. Bunu Darülfünun (üniversite) yapacaktır. Memleketin bilinci,müteferriki Darülfünun'dur. Darülfünunu olan bir memleket ki bağımsızdır ve bağımsız olmayan bir memlekette Darülfünun yoktur.."
Muhiddin Adil Bey alkışlarla, sloganlarla kürsüden indi..
Darülfünun'da felsefe dersleri veren "Feylesof" Rıza Tevfik'in gençleri sabırlı olmaya çağırıp, "Adi nümayişlere meydan verilmemelidir," sözleri salonu karıştırdı. Salondakilerin, "Seni çok dinledik, artık yeter !" diye bağırması üzerine, Rıza Tevfik sözlerini geri almaya çalışsa da protestolarla kürsüden indi.
Dr. Esat, Dr. Süleyman Numan, Dr. Besim Ömer, Dr. Fevzi Bey ve Yusuf Rıza Bey gibi öğretim üyelerinden sonra kürsüye fakültelerini temsilen üniversite öğrencileri geldi. Hepsi heyecanlıydı. Hepsi vatan için ölmeye hazırdı..
Toplantı hazırlanan bildirinin açıklanmasıyla sona erdi : "Kan dökerek kahramanlıkla ölmeyi işgale tercih ediyoruz."
Toplantıya katılanlar, ne pahasına olursa olsun işgale karşı durulacağının tüm dünyaya duyurulmasına karar verdi.. Bunun ilk yolu miting yapmaktı..
İlk miting 20 Mayıs 1919'da Üsküdar Doğancılar'da oldu. Seksen bin kişi toplandı.. Şair Talat Bey, Ferruh Niyazi Bey, Muzaffer Bey, Necdet Hamdi Beylerle birlikte kürsüye çıkanlar arasında Sabahat Hanım, Naciye Hanım ve Zeliha Hanım da vardı. 
"Ortalıkta dolaşmaları" hep bir sorun olarak görülen kadınlar artık kürsüdeydi ve büyük kalabalıkları coşturuyordu : "Biz kadınlar, yaşamak için ölmeye yemin ettik.."
İkinci miting 22 Mayıs 1919'da Kadıköy'de yapıldı. Burada kürsüye çıkanlar Münevver Saime, Halide Edip, Hayriye Melek Hanımlar ve Dr. Fahrettin Hayri Bey idi.. Üniversite öğrencisi Münevver Saime mitinge katılanların ortak duygusunu şu sözlerle ifade ediyordu : "Ağlamakla kazanılacak hak ; hıçkırıklarımızı dinleyecek kalp yoktur.."
Miting sonrası Münevver Saime gözaltına alınmak istendiyse de, kaçıp Anadolu'ya gitti..  O artık "Asker Saime" idi.. Kurtuluş Savaşı'nda İzmit'de kalçasından yaralandı. İstiklal madalyasıyla onurlandırıldı..
Tekrar İstanbul'a dönersek... 
Gözaltına alınıp Bekirağa Bölüğü'ne tıkılmak kimsenin umurunda değildi. 
Türk ateşle imtihan veriyordu..

1919 yılı İstanbul mitingleri ile ilgili görsel sonucu

İstanbul'da en büyük gösteri 23 Mayıs 1919'da, Sultanahmet Meydanı'nda düzenlendi (üstte). Gösteriye 200 bin kişi katıldı.. İşgalci İngiliz kuvvetleri, gösteri alanının üzerinde, uçaklar uçurarak halkı korkutmak istedi. Bilmiyorlardı, artık korku duvarı çoktan aşılmıştı. Herkes şerefiyle ölmeye yemin etmişti.
Mitingde şair Mehmet Emin, Halide Edip, Dr. Süleyman Sırrı, Dr. Fahrettin Hayri konuşma yaptı.. Halide Edip meydanda toplanmış binlerce insana sesini duyurmak için bağırıyordu : "Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman, gün ışığa en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.."

Ä°lgili resim

Ve Halide Edip (üstte) için de gözaltına alınma kararı çıktı. O da Anadolu'ya kaçtı. Mustafa Kemal'in verdiği rütbeyle, o da artık "Halide Onbaşı" idi..
Mitinglerin ulusal bilinci canlandırdığını gören işgal kuvvetleri Damat Ferit Hükümeti'ne baskı yaparak, 25 Mayıs 1919'da bütün gösterileri yasaklattı. 
Üç gün sonra, 67 devlet adamı, aydın, asker evlerinden yaka paça alınarak Malta'ya sürgün edildi. Sürgüne gönderilenlerin arasında, tıp fakültesinde o gün konuşma yapan öğretim üyesi Dr. Süleyman Numan Bey de vardı..
Ancak eylemler bitmedi..

1919 yılı İstanbul mitingleri ile ilgili görsel sonucu

Bir millet uyanıyordu.
İstanbul'da dükkanlar beş gün süreyle kepenklerini kapattı. İstanbullular, 30 Mayıs 1919 cuma günü, Sultanahmet Camisi'nde toplandı..
Öğretim üyeleri İsmail Hakkı, Hamdullah Suphi ve (Türkiye'nin İLK üniversite mezunu kızı onurunu taşıyacak) 23 yaşındaki öğrenci Şükûfe Nihal konuşma yaptı. 
Yapılan konuşmalar bir acı gerçeğe dikkat çekiyordu : "Belaların sebebi saldırılar karşısında isyan edilmemesidir.."
İşgale karşı Mustafa Kemal'in önderliğinde Ankara'da bir direniş cephesi oluşturuldu. 
O zor günlerde kimse köşesine çekilip "Ne olacak bu ülkenin hali ?" demedi. Herkes üzerine düşeni fazlasıyla yaptı..

1919 yılı İstanbul mitingleri ile ilgili görsel sonucu

SONER YALÇIN'IN "SİZ KİMİ KANDIRIYORSUNUZ !" ADLI KİTABINDAN ALINTIDIR..  

1919 yılı İstanbul mitingleri ile ilgili görsel sonucu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder