Sayfalar

924 ) TARİHİ DEĞİŞTİREN (!) ADAM !...

Ä°lgili resim 

Afyonkarahisar ili İhsaniye ilçesi sınırları içindeki Beyköy'de bulunduğu iddia edilen hiyeroglif bir yazıt nedeniyle bugünlerde Anadolu arkeolojisi uzmanları arasında hararetli tartışmalar yaşanıyor. İlginç olan husus kendisi ortada olmayan yazıtı bugüne değin hiç kimsenin de görmemiş olması. 1878 yılında keşfedilmiş olduğu söylenen taş yazıt, anlatılan hikayeye göre önce Fransız arkeolog George Perrot tarafından bir kağıda kopyalanmış, sonrasında ise eserin aslı Beyköy sakinleri tarafından cami temelinde inşaat malzemesi olarak kullanılmış. Uzun süre ortalarda olmayan yazıt kopyasının ünlü İngiliz arkeolog Prof. Dr. James Mellaart'ın (üstte) evinden çıkması ise hikayeyi daha da ilginç bir hale getiriyor..



2012'de vefat eden Mellaart'ın oğlu yazıt kopyasını aslında bir jeoarkeolog olan ancak Luviler üzerine çalışmalar yapan Dr. Eberhard Zangger'e (üstte) iletiyor..
Yazıtla ilgili tartışmalara geçmeden önce James Mellaart'ın kim olduğu ve Anadolu arkeolojisindeki önemini belirtmemiz gerekiyor. 
1940'50'li yıllarda Anadolu erken öntarihi hakkında yazılmış önemli kitaplarda, araştırmaların yetersizliğine rağmen, Anadolu'da Neolitik bir kültür olmadığı sonucuna ulaşılmış ve bu sonuçlar prehistorya kürsülerinde ders olarak okutulmuştur. Ancak 1950'li yılların ikinci yarısından sonra, James Mellaart'ın üstün çabalarıyla, önce Burdur yakınlarındaki Hacılar'da, daha sonra da bugün Önasya'nın en yüksek kültürlü Neolitik dönem yerleşmelerinden biri olan ve UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Çatalhöyük'te kazılar gerçekleştirilmiş ve masa başı tahminlerinin aksine, Anadolu'nun "Neolitiksiz" olmadığı anlaşılmıştır. Bir bakıma Anadolu öntarih arkeolojisinin kaderini değiştiren James Mellaart sonraki süreçte kimsenin tam olarak anlayamadığı bir takım tartışmaların merkezinde yer almıştır. Mellaart, "Dorak Hazineleri" olarak bilinen bir olayın kahramanı olmuş ve bu olay nedeniyle uzun yıllar Türkiye'de çalışması yasaklanmıştı.. James Mellaart tıpkı Beyköy Yazıtı gibi fotoğrafları olmayan ve Ulubat Gölü kıyısındaki Dorak Köyü'nde bulunduğu iddia edilen eserlerin çizimlerini 1959 yılında "London Illustrated News"ta yayınlamıştı..

james mellaart ile ilgili görsel sonucu    george perrot-james mellaart ile ilgili görsel sonucu

George Perrot'dan (üstte sağda) bir şekilde James Mellaart'a ulaştığı söylenen Beyköy Yazıtı kopyası akademik bir dergide yakın geçmişte yayınlandı. Yayına göre uzunluğu 29 metre, yüksekliği ise 35 cm olan yazıt bugüne dek Anadolu'da bulunan en uzun örnek durumunda. yazıtın önemi boyutunun yanı sıra içeriğinden de geliyor. Zangger'e göre Tunç Çağı'nın çöküş dönemi ile ilgili olarak Anadolu tarihindeki pekçok bilinmezlik ortadan kalkıyor. Hitit egemenliği altındaki Batı Anadolu'nun küçük ve önemsiz devleti Mira'nın kralı Kupanta Kurunta'nın isteği üzerine MÖ 1190'da hazırlanmış olan yazıtta, kralın Hititlere saldırısı anlatılıyor. Bu arada Luviler Hititlere karşı donanma hazırlıyor. Anadolu'nun güneyinde Suriye ve Filistin'dekiler de dahil olmak üzere birkaç kıyı kentine saldırıyor. Yazıt değerlendirildiğinde, haklarında çok fazla bilgi olmayan Luvilerin aslında büyük bir güç olduğu ve Batı Anadolu'dan Mısır sınırlarına kadar uzanan bir egemenlik alanı bulunduğu sonucu ortaya çıkıyor. Bu savaşlar hem Hitit Krallığı'nın hem de Tunç Çağı'nın sonunu getiriyor ve böylece Akdeniz arkeolojisinin en büyük gizemlerinden biri çözülmüş oluyor !..
Kopya hiyeroglif yazıtın güvenilirliği Eskiçağ bilim insanları arasında konuşulan en önemli husus olarak beliriyor. Konunun uzmanı olan bir Hititolog meslektaşımla yaptığım görüşme bu yazıtın ciddiye alınması halinde Anadolu arkeolojisi ve eskiçağ tarihi için geriye dönüşü imkansız yanlışlar yapılabileceğini gösteriyor..



ARKEOLOG ŞEVKET DÖNMEZ'in #tarih dergi Mayıs-2018 sayısındaki yazısından derlenmiştir..  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder