Sayfalar

923) ŞAH VE MAT !..



Parviz Nikha'nın adını İran dışında pek duyan olmamıştır. Ben bir rastlantı sonucu onu Paris'te tanıdım. Youri adında İranlı bir dostum vardı, İran'ın Pars Haber Ajansı'nın dış ilişkiler müdürüydü. Tahran'da bir toplantıda tanışmıştık.. 
Youri bir gün Paris'te Unesco'daki büroma geldi. "Sana İran Radyo-TV kurumunun genel müdürü Parviz Nikha'yı tanıtmak istiyorum," dedi. "Londra'daydı, dönerken Paris'e uğramış. İki gün kalıp gidecek. Başka bir sözün yoksa birlikte yemek yiyelim. İlginç bir adamdır, çok hoşlanacaksın.."
Nikho Oteli'nde buluştuk. Nikha hiç dikkat çekmeyen, gösterişsiz, orta boylu, içine dönük, sıradan bir insan izlenimi verdi. Bu belki de dil sorunundan kaynaklanıyordu. Hep Youri konuştu. Dostunun yaşamöyküsünü anlattı. Nikha da bu öyküyü hep gülümseyerek ve onaylayarak dinledi. Anlatılanların özeti şuydu :
Nikha üniversite öğrencisiyken aşırı sol bir örgütün üyesiymiş. Zengin bir ekonomi bilgisi varmış, paradoksları yakalar, karşısındakini açmazlara sürükleyerek mat eder ve çok da iyi tartışırmış. O da kendi grubundaki arkadaşları gibi Şah sağ oldukça İran'ın bunalımdan kurtulamayacağına inanıyormuş. Şah yok olursa anarşik bir durum yaratılacak ve devrimciler işbaşına geçeceklermiş. Bunun için de Şahı öldürmeye karar vermişler. Bütün hazırlıklar tamamlanmış, silahı çekme görevi Nikha'ya verilmiş..
Bir gün sarayın yakınlarında pusu kurmuşlar, tam silaha sarılacakları sırada polisler Nikha'yı yakalamış. Nikha hiç tereddüt etmeden, "Vatanı bir diktatörden kurtarmak için Şahı öldürecektim," demiş..
Ertesi gün bu suikast girişimi bütün basına manşet olmuş. Televizyon ve radyolar bu korkunç suikast girişimini heyecanlı bir dille halka duyurmuşlar. Suikastı Moskova'nın düzenlediği öne sürülmüş, gizli haber örgütleriyle işbirliği üzerinde durulmuş. Ama Nikha mertçe davranmış, bütün suçu üzerine almış, hiçbir arkadaşını ele vermemiş. Polisler kendisini konuşturmak için her türlü işkenceye başvurmuşlar, ama Nikha'nın ağzından tek kelime çıkmamış. "Pişman değilim, Şahı öldürecektim," demekle yetinmiş.. Karar : İdam !..
İnfaz günü gelmiş çatmış. Nikha'yı son gece sehpaya götürmeden önce yine sıkıştırmışlar, "Anlat," demişler, "konuş, son sözünü söyle." Nikha, "Ben yalnız Şah'la konuşurum, başkasıyla konuşmam," diye direnmiş.
"Sen çıldırdın mı ?!" demişler, "Şehinşah Rıza Pehlevi Hazretleri senin gibi bir vatan hainiyle ne diye konuşsun ?.."
Sonunda yetkililer durumu Şah Hazretlerine arz etmeye karar vermişler. Şah gülümsemiş, biraz da eğlenmek istemiş olmalı ki, "Kabul," demiş, "getirin o haini buraya, konuşacağım.."
Nikha'yı eli kolu bağlı, yüzü gözü çürük içinde saraya götürmüşler. Düşünün, Şah genç, yakışıklı, Batı'ya dönük, uygar görünüşlü bir hükümdar ; karşısındaki idam mahkûmu, türlü işkence görmüş bir anarşist. "Anlat," demiş, "beni neden öldürmek istedin ?.."
Nikha başlamış anlatmaya, hiç yorulmadan, bıkmadan, soğukkanlılığını yitirmeden sabaha kadar konuşmuş. Şah, "Tamam," demiş, "adam doğru şeyler söylüyor, canını bağışladım. Koyuverin kendisini.."
İnanılır gibi değil, ama gerçek. Nikha'yı salıvermişler. Şah bir yandan da Mabeyn müdürüne, "Şu gence bir iş bulun da çalışsın bakalım," demiş..
Nikha'yı önce Petrol Ofisi'ne göndermişler, genel müdür, "İmkansız," demiş, "Şahımızın canına kıymak isteyen bir alçağa ben iş veremem.."
Her yerden kovalamışlar kendisini. Sonunda Nikha'yı Radyo TV Kurumu'na yollamışlar. Youri orada önemli bir görevdeymiş. Açmış telefonu mabeyn müdürüne, Şahın niyetini anlamış, sonra da "Pekâlâ," demiş, "seni araştırmacı olarak işe alıyoruz.."
Nikha kurumda kısa zamanda kendini göstermiş. Yönetimde ve programda başarılı işler yapmış. Şah da kendisini uzaktan izliyormuş. Aradan birkaç yıl geçmiş, Nikha, Şahın yüksek iradesiyle Radyo-TV Genel Müdürlüğüne getirilmiş....
İşte o akşam Youri yemekte bana bunları anlattı. Nikha da keyifli keyifli dinledi. Kadehler kaldırdık. Eski anarşist Nikha artık rejimle bütünleşmiş, Şah hazretlerini savunuyordu. Yemek bitti, içimde bir buruklukla onlardan ayrıldım. Nikha'yı da bir daha hiç görmedim..

humeyni devrimi ile ilgili görsel sonucu

Aradan bir yıl geçti, Şah devrildi. Humeyni ülkede korkunç bir terör rejimi yarattı. Meydanlarda idam sehpaları kuruldu. Tahran sokaklarında kanlar aktı. Mollalar Şahın bütün yakınlarını birer celselik duruşmalarla sehpaya gönderdiler. Herkes eski günleri arar oldu. O günlerde "Le Monde"da okuduğum bir haber içimi sızlattı. İdam edilenlerin arasında Nikha'nın da adı vardı..  

gülümseyen anılar ile ilgili görsel sonucu
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder