Sayfalar

987 ) BİR HANEDAN TRAJEDİSİ !..



Avusturya-Macaristan Arşidükü Rudolf (üstte), duygusal açıdan kırılgan, hassas, nüktedan ve intihara yatkındı. Belki de babası I. Franz Joseph'in gelenekselci tavırlarına tepki olarak ya da annesi Elizabeth'in (Sissi) tuttuğu yenilikçi eğilimleri olan özel hocalar nedeniyle, güçlü liberal görüşlere sahip bir hanedan üyesi olarak büyüdü (altta)..



Genç yaşlarından itibaren liberal görüşlü siyasetçilerin ve aydınların umudu oldu. Babasının onun mesleğinin askerlik olması gerektiği telkinlerine karşın her zaman doğa bilimlerine ilgi duyduysa da, kendisine verilen askerî görevleri de yapmak zorundaydı. Bu onu hem ruhsal hem de fiziksel olarak çok zorlayacaktı. 
Rudolf'un bu liberal görüşleri, ailenin / hanedanın ve sarayın onu dışlamasını getirdi. Ayrıca 1883'de Belçika Kralı II. Leopold'ün kızı Stephanie ile yaptığı mantık evliliği de (altta) kendisini mutsuz etmekteydi. 



Arşidük'ün, ailesinin onaylamadığı, aristokrat olmayan bir çevresi vardı ve zamanının çoğunu onlarla geçirmekteydi. Tanıdıklarından yayıncı Moritz Szeps'in gazetesi "Neues Wiener Tagblatt"da liberal görüşlerini dile getirdiği imzasız yazılar yazmaya başladı. Zaten daha 20'li yaşlarında bu görüşleri savunan broşürler bastırmaktaydı ve bunların bir kısmı da saray çevrelerinde bilinmekteydi. Daha o yaşta bir soyluya kendisi için en iyi pozisyonun "bir cumhurbaşkanı olmak" olduğunu belirtmişti. Bu düşüncelerle kendine sarayda birçok düşman edinmişti..
Arşidük Rudolf'u intihara sürükleyen bir başka neden de, 1886'da ortaya çıkan belsoğukluğu ve bu hastalığa karşı yapılan cıva ve morfin tedavisiydi. Bu onu hem fiziksel hem ruhsal olarak zayıflattı. Babasıyla katıldığı askerî tatbikatlarda dayanıksızlığı yüzünden yaptığı hatalar düşmanları tarafından kullanılıyordu. Hastalıktan dolayı çektiği acılar, hayatı ona yaşanılmaz kılıyordu. İşte bu dönemde intihar fikri aklında iyiden iyiye şekillendi..
Aynı dönemde annesinin de hem yazdığı şiirlerde hem yakınlarıyla konuşmalarında intiharı dile getirmesi, esasında ana-oğul bu iki karakterin birbirine nasıl benzediğini gösteriyordu. "Sissi" 1886'da kuzeni Bavyera Kralı II. Ludwig'in ölümünden sonra bunalıma girmiş, 1888'deki başka bir ölüm de oğlu Rudolf'u karamsarlığa sürüklemişti. Ölen kişi, liberallerin umudu olan Alman İmparatoru III. Friedrich idi. Tahta geçtiği yıl kanserden ölen imparatorun yerine, gerici, muhafazakâr görüşleri çok iyi bilinen ve Rudolf'ten hiç hoşlanmayan II. Wilhelm Almanya İmparatoru oldu. Yeni imparator, o yıl, 1888'de Viyana'ya yaptığı ziyarette antipatisini göstermiş ve Rudolf'un Silahlı Kuvvetler'de çok yüksek bir rütbe olan ve savaş zamanında komuta yetkisi veren "genel müfettişlik"ten alınmasını istemişti. Bunun üzerine Rudolf de karşılık olarak, II. Wilhelm'in özel hayatıyla ilgili sırları Fransız "Le Figaro" gazetesine sızdıracaktı..

mizzi kaspar ile ilgili görsel sonucu      mizzi kaspar ile ilgili görsel sonucu

Tüm bunlar zaten aşırı kırılgan olan Rudolf'u sona doğru sürüklüyordu. Eşiyle mutlu olamayan arşidükün başka kadınlarla ilişkileri sır değildi. Bunun en bilineni ise Mizzi Kaspar (üstte solda) ile olanıydı. Kaspar, dönemin Viyana'sında "soubrette" adı verilen, genellikle soylularla ilişkisi olan bir hayat kadınıydı. Veliaht prensle ilişkisi yıllardır sürmekte ve onun kendisine verdiği ev, mücevher gibi pahalı hediyeleri kabul etmekteydi.. 
Rudolf önce ona birlikte intihar etmeyi önerdi. O zaman henüz 24 yaşındaki Kaspar bunu reddederek arşidükün teklifini polislere iletti. Polis hiçbir şey  yapmadığı gibi bilgiyi hanedana da iletmedi ; zira polisin bağlı olduğu İçişleri Bakanı ve onun bağlı olduğu Başbakan Kont Taafe sıkı bir muhafazakârdı ve veliahda karşı olduğu çok iyi biliniyordu. Taafe için Rudolf'un intihar ihtimali, önüne geçilmesi şöyle dursun, kaçınılmaz bir fırsattı..
Mizzi'ye yaptığı bu tekliften birkaç ay sonra aynı teklifi bu sefer kısa bir süredir ilişkisi olduğu Maria Vetsera'ya (üstte sağda) yaptı. Maria Vetsera, ailesi 1870'de baronluğa yükseltilmiş yeni soylu bir aileydi. Annesi, Osmanlı kökenli zengin Baltazzi ailesinden gelmekle beraber, tüm çocuklarını yüksek derecede soylularla evlendirmeye gayret eden hırslı bir kadındı ; hatta Maria'yı o çevrelere sokmak için hiçbir at yarışını kaçırmadığından, kızın adı "çimlerin meleği"ne çıkmıştı. Arşidük Rudolf evli olsa da hem 17 yaşındaki Maria hem de annesi için olabilecek en yüksek hedefti.. 
Maria Rudolf'e karşı derin bir tutku duyuyordu. Onunla ilgili gazete haberlerini okuyor, resimlerini kesip topluyordu. Mizzi'nin aksine onun her dediğini yapmaya hazırdı. Rudolf, Mizzi ile görüşmesinden birkaç gün sonra Maria'Viyana dışındaki ormanlarda bulunan "Mayerling" av köşküne davet etti. Bu köşk arşidükün insanlardan ve saray ortamından kaçmak için satın aldığı bir yerdi. Burası onun gözlerden uzakta intihar-cinayetinin de mekânı olacaktı..



29 Ocak 1889'da Arşidük ve Maria ava çıkma bahanesiyle buraya gitti. Ertesi sabah ise köşkün kâhyası Ferdinand Loschek ikisini de ölü olarak buldu. Ne olduğunu tam anlayamadan ölüm haberini bir şekilde Viyana'ya, İmparator Franz Joseph ve İmparatoriçe Elizabeth'e ulaştırdı. Ancak bu ölümlerin Viyana'dan uzakta nasıl gerçekleştiği hakkındaki karmaşa, olayın önemini, yani veliahdın ölümünü gölgede bıraktı..
Devlete ait olan "Wiener Zeitung" gazetesi ertesi gün Rudolf'ün kalp krizi geçirerek öldüğünü bildirdi ama, bu, dedikoduları engellemeye yetmedi. İlk başta sadece hanedanın yakın çevresinin bildiği Rudolf'ün intihar ederken yalnız olmadığı bilgisi, daha sonra halk tarafından da duyulmaya başladı. Yabancı muhabirlerin Mayerling'e gelerek olayı öğrenmeleriyle, Maria Vetsera'nın da Rudolf ile birlikte olduğu yazılmaya başlandı. Gazetecilerin öğrendiklerine göre çift (altta) aralarında intihar anlaşması yapmış, Arşidük önce Maria'yı sonra kendisini vurmuştu..

arÅŸidük rudolf ile ilgili görsel sonucu    arÅŸidük rudolf ile ilgili görsel sonucu

Olayla ilgili söylentilerin artışında çelişkili ifadeler veren Loschek'in payı büyüktü. Ayrıca imparatorun polis soruşturmasını durdurması da söylentilerin çoğalmasında pay sahibiydi. Rudolf'ün siyasi bir cinayete kurban gittiği en yaygın dedikoduydu. Bu iddiaya göre, liberal görüşlere sahip veliahdın ileride tahta geçecek olmasını engellemek isteyen tepkici çevreler, hatta imparatorun kendisi, bu cinayeti planlamıştı.. Bir diğeri ise Masonların ya da ünlü Fransız siyasetçi Clémenceceau'nun, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun istikrarını bozmak üzere bunu gerçekleştirdiği idi.. 
Halbuki işin aslı hiç de öyle değildi. Depresif ve intihara yatkın Rudolf, başından beri kendine ölümünde bir refakatçi aramaktaydı. Çok sonra frengiden ölen Mizzi'ye de aynı teklifi yaptığının ortaya çıkması, bunu ortaya koyan gelişmelerden birisi oldu. Bir diğer gelişme ise Maria'nın ölmeden önce ailesine yazdığı, 2015 yılında bir bankada ortaya çıkan (1926'da kasaya konmuştu) üç veda mektubuydu. Zaten Rudolf de eşi Stephanie'ye bir veda mektubu yazmıştı.
Rudolf'ün ölümünün intihar değil de cinayet olduğu, kanıtlara rağmen hâlâ sevilen bir tartışma konusudur. Franz Joseph, intihar eden oğlunun Viyana'da Kapusen Kilisesi'nin altındaki Habsburg hanedan mezarlığına gömülebilmesi için, onun akıl sağlığındaki bozukluğu bahane ederek Vatikan'dan özel izin almak zorunda kalmıştır...

    

Rudolf'ün ölümü Habsburg hanedanının prestijine ağır bir darbe vurdu. İmparatorun başka oğlu olmadığı için önce kardeşi Karl Ludwig veliaht olmuştur. O da ölünce unvan Karl Ludwig'in oğlu Franz Ferdinand'a geçmiştir. İçinde farklı milletleri barındıran Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda çözülme başlamak üzereyken, bu son veliahdın da bir suikast sonucu ölmesi I. Dünya Savaşı'nı tetiklemiştir... 

arşidük rudolf ile ilgili görsel sonucu

CEM AKOĞUL'UN, #TARİH DERGİ'NİN NİSAN 2018 SAYISINDAKİ, "MAYERLİNG FACİASI" BAŞLIKLI YAZISINDAN DERLENMİŞ BİR YAZIDIR..  

        
            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder