Sayfalar

718 ) VOLTAIRE'İN HAYATINDA KADIN ÇORABININ YERİ !...

    

Kadın çorabı satan mağazaların gittikçe "müzikhol" sahnelerine çevrilen vitrinlerine bakarken Voltaire'i hatırlayan acaba kaç edebiyatçımız vardır ?.. Çoğumuz ipek kadın çorabıyla bu ünlü zeka arasında bir ilişki bulamayız. Halbuki "Candide" yazarının hayatında kadınlarla beraber, kadın çoraplarının da bir rolü olmuştur..
Voltaire çapkın bir adamdı. 94 yaşındayken ölüm halinde Paris'te bulunduğu zaman hizmetine verilen çirkin, yaşlı hastabakıcıyı yanından uzaklaştırmış ve yerine, istediği gibi tazesi sokulunca yüzü gülmüş, hatta bir aralık bunun sihriyle gözlerine fer geldiğinden yaşayacağı bile sanılmıştı !..
Bazı kadın çorabı vitrinleri, yaşınızdan, başınızdan çekinmezseniz, önlerinde durup gerçekten seyredilecek ve seyrederken de hafifçe kızarılacak açık saçık sahnelerden farksızdır..
Voltaire de kadın çorabı reklamcılığı yapardı ama büsbütün başka türlü..
O hicivci filozof bir aralık kadın çorapçılığı yapmış, çorap satmıştı. Hem de yaşlılığı zamanında, 1760 yıllarında.. Asrın her türlü ileri hamlelerine yabancı kalmayan, ilim ve edebiyat dışında ticaret hayatına da atılarak başarılı muamelelerle servet sahibi olan Voltaire, Fransa'da ipekçiliğin gelişmesine hizmet edenlerin başında gelir..



Ferney Şatosu (üstte) topraklarında dut ağacı ve ipek böceği yetiştirmiş, tezgahlar kurarak, işçi tutarak kendi ipeğinden kadın çorapları ördürmüş ve bunları piyasaya sürmüştü. Eli ile de çorap yaptığı olmuştu. Fakat kimler için ?.. Düşes de Berry (altta, solda) ve Düşes de Choiseul (altta, sağda) gibi anlı şanlı, adlı sanlı devran afeti kadınların krallara diz çöktüren ayakları, bacakları için !..

    

Şimdi, Voltaire'in hem ince zendostluğunu hem de reklamcılıktaki şeytanca zekasını meydana koyan birkaç belge göreceğiz.. Mesela Düşes de Choiseul'e bir mektup yazıyor ve kendisinden bir tek ayakkabısını istiyor.. Çift değil, tek !.. Düşes hayretlere düşüyor ve tek yerine çiftini gönderiyor. O zaman, filozoftan şöyle bir yanıt geliyor :
"Madem ki siz, sizden istenilenden fazlasını birdenbire ihsan ediveren cömert bir kadınsınız.. Bana ayakkabılarınızın yalnız teki lazımdı. İnzivaya çekilmiş bir keşiş için bu kadarı yeter. Bir tek, madam, bir tek.. Bilirsiniz ki meşhur hikayesinde Anacréon der ki : 'Ah, keşke senin ayakkabılarının bir teki olsam !'.. Dikkat ediniz : Çifti değil. Niçin bir tekini istediğimi yakında anlayacaksınız !.."

Düşes bu arzuyu yerine getirmiş olacak ki, 14 Ağustos 1769 tarihli mektubuyla Voltaire emaneti aldığını bildiriyor ve birkaç gün sonra kendisine bir çift çorapla beraber şu mektubu yolluyor :
"Gördüğünüz çorapların ipeğini benim böceklerim yapmıştır ; ören de benim kendi ellerimdir. Bu taraflarda yapılan ilk çoraplar onlardır.. Lütfediniz, bir defacık olsun giyiniz ve bacaklarınızı kimi istiyorsanız ona gösteriniz. Eğer çoraplarımın İtalya'da yapılanlardan daha sağlam, daha güzel olduğunu söylemezlerse sanattan vazgeçerim. Hizmetçilerinizden biri giysin, bir yıl dayanacağı muhakkaktır.."
Anlaşılan, Voltaire zamanında çorap ölçüsü ayakkabı üzerinden alınırmış..
Mektupta bir de şiir parçası vardır, son mısrası :
"Sizi yakından görmeyi, uzaktan çorap giydirmeye tercih ederim" anlamına gelir.. Bütün bunları yapan, yazan adam o tarihte 76 yaşındaydı !..
Fakat daha 14 yıl yaşayacaktı..



Peki, koca Voltaire düşünce alanındaki çalışmalarından bunca eserler bıraktı da, çorapçılığından iz, ad, ün kaldı mı ?..
Kalmıştır.. Bir kere, ilk dut ağacını dikip böcek yetiştirdiği kuru bölge, bugün yemyeşil bir ipek ülkesidir. Sonra yine onun zekasıyla ıslah edilmiş tezgahlar sayesinde ipek kadın çorapçılığı gelişmiş ve onun girişimiyle Fransa'nın belli başlı sanatlarından biri haline gelmiştir.. 
Bugün pek ünlü bir mensucat fabrikası olan Ph. Haber müessesesi bütün dünyanın en halis ipeğinden örülmüş, en dayanıklı, en ince, en pahalı çorabını "Voltaire" markasıyla satar..
Voltaire gibi ince zekalı, ince zevkli, haşarı ve taşkın bir dahiye fikir hayatı dışında yakışacak işin güzelim dut yaprağı, ipek böceği, ipek kozası, ipek çilesi ve bunlarla çok iyi uyuşan incecik ipekten güzelim kadın çorabı olduğuna hiç şüphe yoktur..



(REFİK HALİD KARAY'ın, Tan gazetesinde, 28 Kasım 1943 tarihli yazısından.. "Memleket Yazıları-11 / İnsanlık Halleri Huy Arabeskleri", İnkılap Yayınevi) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder