Sayfalar

810 ) PASKALYA YUMURTASIYLA ÜN KAZANAN KUYUMCU !..

    

İngiltere, Almanya ve birkaç başka ülkede daha, çocuklar, Paskalya (Easter) sabahı yumurtaları bir tepeden aşağıya yuvarlıyor. Çocukların bu eğlencesinin kökeni de dinsel. Çünkü yumurta yuvarlamanın gerisinde, dirilen İsa'nın mezar taşlarının yuvarlanması inancı yatıyor. İngilizler bu inancı ve oyunu Yeni Dünya'ya, yani Amerika'ya da taşımışlar. Dördüncü ABD başkanının eşi Dolly Madison, 19. yüzyıl başlarında başkent Washington'da bir "yumurta yuvarlama" etkinliği düzenlemiş. Bayan Madison'a Eski Mısır'da piramitlere karşı yumurta yuvarlama adetinden söz edilmiş. O da çocukları yeni Capitol yapısının yokuşlu çayırında lop yumurta yuvarlamaya çağırmış (altta). Bu düzenleme İç Savaş yılları dışında her yıl yinelenerek gelenekselleşmiş. 1880 yılında, Başkanın eşi, Capitol çimenliği tahrip oluyor yakınmaları üzerine, çocukları Beyaz Saray'a çağırmış. O gün bugündür, savaş yılları dışında, Beyaz Saray'ın bahçesinde yuvarlanmış lop yumurtalar.. Gitgide gelişen ve genişleyen bu adet, şimdilerde, "Easter Monday / Kutsal Pazartesi" günü turistlerin de Beyaz Saray bahçesine alındığı, yılda bir kez olsun "Beyaz Ev"in bahçesini gezme olanağı buldukları bir gün olmuş..
Yumurtaları boyamakta kullanılan renklerin ve de çizgilerin özgün anlamları da var. Kırmızı, ateşi ve güneşi ; sarı, mutluluk ve gençliği ; mavi, sağlık ve canlılığı ; yeşil, tazelik ve verimliliği ; siyah, mutlakiyeti ve ebediyeti (sonsuzluğu) simgeliyormuş. Düz dik çizgiler, yaşam ; düz yatay çizgiler, ölüm ; çift düz çizgiler ve sarmal çizgiler sonsuzluk ; kıvrık çizgiler su ve arındırma ; çift sarmal çizgiler yaşam ile ölüm arasındaki sınır anlamına geliyormuş..



Paskalya yumurtasıyla ün kazanmış bir de kuyumcu var : Peter Carl Fabergé (en üstte), veya Rusya'da bilinen adıyla Karl Gustavovich Fabergé.. 1846 yılında Saint Petersburg'da, Fransız kökenli kuyumcu Gustav Fabergé ile eşi Danimarkalı bir ressamın kızı olan Charlotte Jungstedt'in oğlu olarak dünyaya gelmiş. 1860 yılında ailecek, St.Petersburg'daki "dükkân"ı güvendikleri ustalara emanet edip Almanya'da Dresden'e göçmüşler. Oğul 1872 yılında St.Petersburg'daki dükkana geri dönmüş. Augusta Julia Jacobs ile evlenmiş. Bu tarihten on yıl sonra, 1882'de işin başına geçmiş. Kendisinden 16 yaş küçük ama son derece yetenekli ve yaratıcı bir tasarımcı olan kardeşi Agathon da ağabeyi ile birlikte çalışmaya başlamış. İki kardeş 1882'de düzenlenen "Pan-Russian Sergisi"nde sergiledikleri işleriyle sansasyon yaratmışlar. Karl'a altın madalya ve St. Stanisias Madalyası verilmiş. Sergiledikleri parçalar arasında Hermitage Müzesinde bulunan 4. yüzyıldan kalma altın bir parçanın replika(orijinal bir eserin, dış görünüşü aynı olacak şekildeki kopyası) da varmış. Çar, replikanın aslından farklı olmadığını ve Hermitage'de aslıyla birlikte sergilenebileceğini söyleyince, Fabergé'lerin ünü patlamış ! Daha da önemlisi Çarın gözüne girmişler ; 1885 yılında "Çarın Kuyumcusu" olmuşlar..

    

Aynı yıl, 1885'de, yumurtaya can değil "renk veren", daha doğru bir anlatıyla, yumurtaya yepyeni bir "kimlik" veren kuyumcusuna, Rus Çarı III. Aleksander eşi İmparatoriçe Maria Feodorovna'ya (üstte) armağan etmek amacıyla özel bir Paskalya yumurtası siparişi vermiş. Fabergé, yumurta içinde bir yumurta yapmış. Beyaz mineli ve platinden yapılma dıştaki yumurta açılınca, içinden, altın bir civciv ve İmparatorluk tacının mücevherlerle süslü bir minyatür kopyasını barındıran daha küçük bir yumurta çıkıyormuş (üstte sağda)
Bu yumurtayı Çar ve eşi öylesine beğenmişler ki, Fabergé'ye her Paskalya'da yeni yumurtalar sipariş etmişler. Çar III. Aleksander 1894 yılında ölünceye değin Fabergé'ye on Paskalya yumurtası yaptırmış (altta) . Aleksander'ın oğlu II. Nikola da, 1895-1916 yılları arasında annesine ve eşi Alexandra Feodorovna'ya armağan etmek üzere Paskalya yumurtası siparişi vermeyi sürdürünce, Fabergé, Rus tahtına, toplam 54 özel Paskalya yumurtası yapmış (ki bugün değer biçilemiyor). Çarlık Paskalya yumurtalarından 44'ünün varlığını sürdürdüğü saptanmış. 

   

Varlığını sürdüren 44 yumurtanın dökümü şöyle : 10 yumurtanın Kremlin'de kaldığı, 11'inin Forbes dergisi koleksiyonunda bulunduğu ; dergi koleksiyonundaki 9 yumurtayı yakın zamanda Rus petrol ve gaz sanayicisi Viktor Vekselberg'in 90 milyon dolar ödeyerek satın aldığı biliniyormuş. Vekselberg, yumurtaları Rus müzelerinde sergilemeyi düşünüyormuş. 13 yumurta halen ABD müzelerindeymiş. 10 yumurta ise özel koleksiyonlarda bulunuyormuş...

 

ÖNDER ŞENYAPILI'nın "Adem'in Çekmecesi" adlı kitabından derlenmiş bir yazıdır..









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder