Sayfalar
▼
890 ) İKİ BİN YILIN EN BÜYÜK HRİSTİYAN YALANI !..
Birleşik Roma İmparatorluğu'nda doğan ve yayılan Hristiyan dininin önder makamı, 8. yüzyıla kadar Konstantinopolis (Fener) Ekümenik (küresel) Patrikliği olup bu yetkiyi, Hristiyanlığı devlet dini ve 330 yılında Nova Roma adıyla kuruluşu kutlanan İstanbul'u Hristiyanlık başkenti ilan eden ilk Hristiyan Roma İmparatoru Büyük Konstantin'den alıyordu.
8. yüzyıldan öteye Hristiyan âleminin önderliğini Papa'ya veren ve tarihe "Konstantin'in Bağışı" (Donatio Constantini) adıyla geçen yazılı belge, Roma Katolik Kilisesi'nin kurucu yasasıdır..
Bu yasa, Katolik Papalığı, özelinde Ekümenik Konstantinopolis Patrikliği, genelinde tüm Hristiyan kiliselerinin üstünde hak ve karar makamı ilan eden vasiyettir.
Roma Katolik Kilisesi önderlerinin, 8. yüzyılda yapılandırdıkları Papalık Devletleri ve 1929'da kurulan Vatikan Devleti'nin meşruiyeti, bu tek belgeye (altta sağda) dayanmaktadır..
Oysa vefatından sonra Konstantinopolis diye anılacak olan Nova Roma'da (Yeni Roma) 337 yılında ölen ve gömülen İmparator Büyük Konstantin'in (üstte) ; ölmeden önce "eski" Roma'daki Papa Silvestro'ya gönderdiği iddia edilen yazılı vasiyet, baştan sona sahte bir belgedir !..
Büyük Konstantin öldükten 400 yıl sonra, 8. yüzyılda imal edilen sahte vasiyet, bu tarihi izleyen bin yıllık süreçte Roma Katolik Papalığının "evrensel önderliği"ni oturtmaya yaramış ve Ortodoks, Protestan vb. mezheplerin üstünde tüm Hristiyan dünyasına egemen olmasını sağlamıştır.
"Konstantin'in Bağışı" belgesi, Roma İmparatoru Büyük Konstantin'in Papa Silvestro'ya gönderdiği iddia edilen sahte vasiyet olup Batı Roma Kilisesi'ne :
1. Doğu Roma Kiliselerinin üstünde hüküm ve temsiliyet yetkisini,
2. Bugünkü Vatikan sınırları içinde yer alan San Pietro /Aziz Petrus ve San Paolo / Aziz Paulus Kiliselerinin mülkiyetini,
3. Roma İmparatorluğu'nun eski vilayetlerindeki bazı gayrimenkulleri,
4. Bugünkü Vatikan ile Roma kentinin sınırını oluşturan Laterano Sarayı'nı,
5. Papalık ve maiyetine, imparatorluk ile senato armalarını taşıma iznini,
6. Roma, İtalya ve genelinde Batı Avrupa egemenliğini,
miras bırakıyordu..
Sahte vasiyet, İmparator Büyük Konstantin'in Doğu Roma'ya çekilme kararı ile Batı Roma'yı Papa'nın irade ve hükmüne (potestas) bağladığını açıklamayla bitiyordu..
Bu irade ve hüküm makamı, Papa'yı eski Batı Roma topraklarında oluşan ya da oluşacak tüm devletlerin üstüne çıkarıyor, kral ya da prens, devlet muktedirlerini Papa'nın vesayetine sokuyordu..
Roma'daki Papalığın, Hristiyan âlemine önder ve Avrupa'ya egemen olmasını sağlayan "Konstantin'in Bağışı" belgesinin özgünlüğünden ilk kez, ortaya çıktıktan tam 300 yıl sonra kuşku duyulmaya başlandı. Bu kadar gecikilmesinin nedeni, vasiyetin Papalık tarafından Hristiyanlık "dogma"sı ilan edilmesi ve Ortaçağ'ını yaşayan Avrupa'da herhangi bir din dogmasına karşı çıkana engizisyon işkencesiyle ölüm cezası verilmesiydi..
Papalığın kurucu yasası ulvi ilan edilip "Konstantin'in Bağışı" diye anılan dogmanın sahte olduğu, 1506 yılından öteye, başta Papalık, tüm ilgililerce biliniyordu. İmparatorun öldüğü 337 yılından önce yazıldığı iddia edilen vasiyetin, 700'lü yıllarda kaleme alındığı ve tümüyle uyduruk olduğu kanıtlanmıştı..
Ne var ki aradan geçen 800 yılda Papalık, sahte bir dogmaya dayandırdığı liderliğini, tüm Hristiyan âlemine kabul ettirmişti. İtalya'yı ele geçirmiş, Roma Katolik Kilisesi'ni tüm Hristiyan mezheplerinin üstünde söz sahibi yapmış, Papalığı da Avrupa'daki kralların, siyasal iktidarların ve halkların, fetvalarına sıkı sıkıya bağlı olduğu kutsal önderlik makamı haline getirmişti.
Üstelik Roma'daki ruhban iktidarı, Büyük Konstantin'e atfedilen sahte vasiyeti dogma ilanıyla yetinmemiş, yeni mülk ve yetkilere ihtiyaç duydukça, bu sahte vasiyete göre eski çağlarda yazılmış da yeni bulunmuş gibi yaptığı, sahte "Papalık Fetvaları" da imal etmişti. Tabii ki kadim çağlara aitmiş de kaybolmuş ve sonradan bulunmuş gibi ortaya çıkan bu fetvalar da dogma ilan edildiler..
Günümüzde "Sahte Fetvalar" diye anılan fetvalara her "yeni bulunan eskisi" eklendiğinde Papa'nın toplumsal yaşamı düzenleyen kutsal emir egemenliği genişliyor ve üzerinde yaşayan bir müminler topluluğu daha katılıyordu..
Vatikan, gerek kurucu yasası "Konstantin Bağışı" vasiyetinin, gerekse vasiyete bağlı olarak çıkarılan "Papalık Fetvaları"nın sahte olduklarını, ancak 19. yüzyılın sonlarında, "kerhen" kabul etti. Ama o günden bugüne, iki bin yılın müthiş sahtekârlığının üzerinde oturduğunu asla itiraf etmedi. Belgelerin sahte olduklarına ilişkin hiçbir resmî açıklama yapmadı ; hatta konuyu dillendirmemeye özen gösterdi !..
Hristiyan jargonunda "İsa'nın kuzuları" diye anılan mümin tabanın sözde vicdanını yaralamamak, özde kafasını karıştırmamak için üstü örtülen sahtekârlık, tarihten günümüze sürdürülen sessiz bir anlaşmayla, Katolik Kilisesi'ne isyanla kurulmuş Protestan ve Anglikan mezheplerinin ruhban sınıflarınca da gizlendi..
Ne tuhaftır ki, kazığını yediği Katolik Kilisesi'nden nefretini gizlemeyen Ortodoks ruhban sınıfı tarafından bile açık açık ihbar edilmedi !..
Papalığın tahtını elinden aldığı Konstantinopolis Ekümenik Patrikliği, Katolik Papalığa beslediği husumete; tarihte Katolik Haçlıların hazinelerini defalarca yağmalamasını, Hilal'in saldırıları karşısında Papa'ya bağlı Avrupa tarafından yalnız bırakılmasını ve daha bir sürü gerekçe gösterdi. Ancak yediği en büyük kazık, kurucusu Büyük Konstantin'in mirası, Hristiyan âlemi önderliğinin elinden cebren ve hileyle alınmasını yutkunarak geçiştirdi !..
Hâlâ da yutkunur, dillendirmez..
Çünkü, herhangi bir Hristiyan mezhebi, Kilisesi ya da ruhban sınıfının 1200 yıldır oldubitti ile önder bellediği Papa'nın kutsal yetkilerini hükümsüz kılacak sahtekârlığı resmen kabulü, Hristiyanlığın tüm dogmalarını tartışmaya açacak ve müminlerin kutsal metinlere olan inancını kökten sarsacaktır..
MİNE G. KIRIKKANAT'IN, "BİR HRİSTİYAN MASALI / TARİHİN EN BÜYÜK SAHTEKÂRLIĞI" ADLI KİTABINDAN DERLENMİŞTİR..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder