Sayfalar

897) ÇEMBERLİTAŞ'IN KUTSAL GİZEMİ !...

İlgili resim    konstantin kolonu/çemberlitaş ile ilgili görsel sonucu

Konstantin Forumu'nun ortasına yerleştirilen dikilitaşın (Çemberlitaş) özelliği, salt üstünde yükselen Büyük Konstantin heykeli değildi. Kaidesi, belki de anıttan daha büyük bir önem taşıyordu.
Heykelsiz haliyle 57 metre yüksekliğindeki dikilitaş, temelden yukarı doğru küçülen üç kaide üzerine oturtulmuştu. Bu kaidelerden en dipte ve en büyük olanı, "kutsal" kabul edilen porfir taşından 11X11 metre çapında ve 2,5 metre yüksekliğinde yekpare bir kütleydi. Büyük Konstantin işte bu ana kaidenin içine bir hücre oydurdu. Konstantin'in yaşamı boyunca sarsılmaz bir güvenle sevip saydığı tek insan, "Augustus / Yüce" unvanı verdiği annesi İmparatoriçe Helena, Kudüs haccından getirdiği kutsal kalıtları bu hücreye kendi eliyle yerleştirdi. Sonra yekpare porfir kütlesinde hücreye doğru açılan dar tünel özenle dolduruldu ve tıpkı piramitlerde olduğu gibi girişi asla bulunamayacak biçimde, büyük olasılıkla kütleden daha önce kesildiği yere tıpatıp oturan bir porfir parçasıyla kapatılıp gizlendi..
Taşın içindeki hücreye saklanan ve Hristiyan öğretisine maddi dayanak oluşturup "Kutsal Emanet" efsanelerini besleyen kalıtların neler olduğuna ilişkin rivayet muhtelif.. 

konstantin kolonu/çemberlitaş ile ilgili görsel sonucu

Kimi kaynaklar, gizli hücreye İsa'nın mezarından getirilen toprak, çarmıha gerildiği Esas Haç parçaları, halkı doyurabilmek için çoğalttığı ekmek kırıntıları, bu ekmeklerin dağıtıldığı sepet kalıntıları, Mecdelli Meryem'in, İsa'nın çarmıha çivili ayaklarına sürdüğü merhem kabının yanı sıra Nuh'un, gemisini yaparken kullandığı baltanın konulduğunu iddia ediyor.
Kimi kaynaklara göre ise kalıtların arasında İsa'nın kaymaktaşından Kutsal Kâse'si, haça çakıldığı çiviler, Lut Peygamber'in asası ve Süleyman Peygamber'in som altından yedi kollu şamdanı bile var !..
Çemberlitaş'ın dip kaidesindeki gizli hücreye ilişkin tarihçe, hem gerçeklik hem de sahtelik içermesi bakımından ; semavi dinlerin esasını oluşturan "Kutsal efsaneler"in nasıl yaratıldığına, nasıl üretildiğine de en görkemli "halkla ilişkiler" örneklerinden biri sayılır..
Şöyle ki ; bu tarihçede, İmparatoriçe Helena'nın 327 yılında Kudüs'e hacca gittiği, kutsal mekânları zamanın Kudüs Metropoliti Makarios'un eşliğinde dolaştığı doğrudur. Bu mekânları gezerken, haç kalıntıları bulduğu da doğrudur. Ama kalıntının, 300 yılı aşkın süredir çürümeden ve kimseciklere görünmeyip Helena'yı bekleyen Esas Haç parçası olması elbette ki gerçekdışıdır !..
Zaten Konstantin'in annesi de bu gerçekdışılığın farkındadır ki, İsa'nın çarmıha gerildiği tepede bulduğu, üstelik bir değil İsa'yla birlikte çarmıha gerilen iki hırsızınki de dahil olmak üç haç kalıntısı arasından Esas Haç'a ait olanı, mucize testiyle ayırt etmiştir. Efsaneye göre Helena, haç parçalarını ölmekte olan bir kadının üstüne koymuş, kadını diriltip sağlığına kavuşturan parçanın Esas Haç'tan olduğu böyle anlaşılmıştır..
Kudüs'te, İsa'nın 327 yıl önce gerildiği haçı eliyle koymuş gibi bulan Yüce Helena'yı artık kim tutar ?!.. 
Ama Çemberlitaş'ın kaidesine eliyle koyduğu kalıtlar arasında özgünlüğü tartışılmaz yegâne Kutsal Emanet, kuşkusuz Kudüs toprağıdır..



Mucizeler, tarih yazan büyük liderlerin ortak reçetesidir. Ne zaman zora düşseler, hop, bir mucize olur, kurtulurlar !
Gerçek şu ki, Büyük Konstantin'in annesi İmparatoriçe Helena, o çağlar için oldukça ileri sayılan 72 yaşında göze aldığı Kudüs yolculuğuna, tam da oğlunu kurtaracak "mucizeler" yaratmak kararlılığıyla çıkmıştı. Çünkü Roma'nın ilk Hristiyan imparatoru, bir yıl önce İsa'nın öğretisinde bağışlanamaz en büyük günahı işlemiş ve tahtının birincil vârisi, oğlu Sezar Krispus'u öldürtmüştü. Taze Hristiyan tebaa, iman ettiği tanrıya ters düşen imparatorun samimiyetini sorguluyor, semavi kutsallığını tartışıyordu.
Büyük Konstantin'in nikâhsız yaşadığı ilk eşi Minervina'dan olan büyük oğlu ve gerek ordunun, gerekse halkın favorisi veliaht Sezar Krispus'u 326 yılında niçin öldürttüğüne ilişkin iki varsayım var. 5. yüzyılda tarihçi Zosimus ve 12. yüzyıl tarihçisi Zonaras, parlak komutan Sezar Krispus'un üvey annesi Fausta'nın komplosuna kurban gittiğini öne sürüyor..
Bu komploya göre İmparator'un ikinci ve nikâhlı eşi Fausta, taht yolunu kendi soyundan vârislere açmak için Büyük Konstantin'i, veliaht ilan ettiği büyük oğlu Sezar Krispus'un cinsel tacizine maruz kaldığına inandırıyor. İmparator, öfkeden çılgına dönüp öz oğlunu öldürtüyor..
Ancak ilk torunu Krispus'u çok seven babaannesi İmparatoriçe Helena, bir hafiye gibi çalışarak, hiç hazzetmediği gelini Fausta'nın yalan söylediğini, genç Sezar Krispus'a iftira ettiğini ortaya çıkarıyor..
Acı bir pişmanlığa gark olan Büyük Konstantin, kendisini yalan dolanla kandırıp büyük günaha sokan nikâhlı eşini, en acılı ölüm biçimiyle cezalandırıyor : Fausta hamama girdiğinde, içinde yıkandığı havuzun suyu yavaş yavaş kaynatılıyor. Kraliçe kendini dışarı atmak için yaptığı her hamlede, havuzu kuşatan uşaklar tarafından suya itiliyor. Sonunda diri diri haşlanarak ölüyor..

emperor constantine and his son caesar crispus ile ilgili görsel sonucu

İmparatorun, adına altın sikke (solidus) bastıracak kadar değer ve "Sezar" unvanı verdiği oğlu Krispus'u öldürtmesine ilişkin ikinci varsayım, 6. yüzyılda  Frenk tarihçi Grégoire de Tours'a ait. Buna göre Krispus ve üvey annesi Fausta, Büyük Konstantin'in iman ve devlet dini ilan ettiği Hristiyanlığa geçmeyi reddedip pagan inançlarını sürdürüyorlar. Sezar Krispus, babasına karşı komplo kuruyor. Pagan inanç yakınlığından ötürü üvey anne Fausta'nın da komploda parmağı olması ihtimali var. Büyük Konstantin, darbe hazırlığını öğreniyor. Hem oğlunu, hem de karısını öldürtüyor..
Sezar Krispus ve Fausta'nın asıl katledilme gerekçeleri ne olursa olsun, özellikle veliahdın, hem de babası eliyle öldürülmesi, Roma tebaasını sarsmıştı. Hele İmparatoriçe Helena, torunu maktul, oğlu katil bir ana olarak, tarifsiz acılar içerisindeydi. Krispus'un katlinden bir yıl sonra çıktığı hac yolculuğundan, oğul katili Büyük Konstantin'in büyük günahını hem Tanrı hem de tebaa nezdinde bağışlatacak mucizelerle dönmeliydi, nitekim öyle de oldu !..
Uyduruk Esas Haç ve diğer Kutsal Emanet buluntuları, ilk Hristiyan imparatorun tanrı katında da ayrıcalıklı olduğunun kanıtı ve bağışlanmaz günahının bile bağışlandığının işareti sayıldı..

emperor constantine and his mother helena ile ilgili görsel sonucu   emperor constantine and his mother helena ile ilgili görsel sonucu

Büyük Konstantin, Kudüs'ten gelen Esas Haç'ın bir parçasını eski Roma'ya, annesinin Yeni Roma'ya taşınmadan önce ikamet ettiği saraydan bozma Kutsal Haç Kilisesi'ne gönderdi.
Haçın bir başka parçası, daha önce tarif ettiğim gibi, Yeni Roma'daki Konstantin Kolonu'nun (Çemberlitaş) üstünde yükselen Apollon vücutlu Büyük Konstantin heykelinin eline tutuşturuldu. Bir diğer parçası, İmparatoriçe Helena tarafından Çemberlitaş'ın dibindeki hücreye konulan Kutsal Emanetler'in arasında yer aldı.
Böylece dosta düşmana, Hristiyan Roma İmparatorluğu'nun Hristiyan başkentinin Nova Roma (İstanbul) ve Kutsal Emanetler'in mahfazası Konstantin Kolonu'nun (Çemberlitaş) da Hristiyanlık âleminin mihenk taşı olacağı ilan ediliyordu !...

    bir hıristiyan masalı ile ilgili görsel sonucu 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder