Sayfalar

966 ) İSTANBUL'DA BİR DOKTORUN İZLERİ!..

Ä°lgili resim  Ä°lgili resim

1989 yılında yayınlanan "İstanbul Şehir Rehberi"nde "Dr." unvanlı sokak ve cadde adlarını sayarsak, otuz tane olduklarını görürüz. Üstelik Adnan Adıvar'ın tıp doktoru olmadığını bilmenin yanında, Esat Işık adına bir sokak ve bir de cadde adı bulunduğunu söylersek, sayı yirmi sekize inmektedir. Geride kalanların tıp doktoru olduğunu düşünsek bile İstanbul gibi bir kentin sokak adlarında, tıp sanatının uzmanlarına verilen değerin son derece yetersiz olduğunu kabul etmeliyiz. Bu tablonun daha da acı tarafı, "Dr. Nihal Reşit"in adı bir sokağa verilen tek kadın doktor oluşudur !..

dr cemil topuzlu caddesi ile ilgili görsel sonucu

Oysa İstanbul'a çağdaş, uygar bir kent kazandıranların başında bir doktor gelmektedir..
1912-14 ve 1919-20 yılları arasında iki kez belediye başkanlığı yapmış olan Cemil Topuzlu, sivil ve askerî tıbbiyeleri birleştirerek Tıp Fakültesi'ni kuran ve de ilk dekanlık görevini üstlenen bir doktordur. Cemil Bey, dünya tıp tarihinde de son derece saygın bir yere sahiptir. Operatör Cemil Bey, 1897 yılında yaşanan Yunan Savaşı'nda, Yıldız Askerî Hastanesi'nde, Teselya'dan getirilen yaralı askerleri, Esad Feyzi ve Rıfat Osman'ın çektiği röntgen filmleriyle ameliyat eder. Böylelikle Cemil Bey, röntgen ışınlarını bir ameliyatta kullanan ilk cerrah olmuştur.  
Birçok cerrahi aletin tasarımını yapan Cemil Bey, bir meme karsinomu ameliyatında, kaza eseri yırtılan arteri dikme başarısını gösterir. Bu operasyon, tıp literatüründe bilinen ilk başarılı atardamar dikişidir. Fransız tıp kitaplarında bu ameliyat "Arter Yaralanmalarının Cemil Paşa Yöntemiyle Dikilmesi" adıyla yer almıştır. Doktor Cemil Topuzlu, aşil tendonunun uzatılmasında kendi adıyla anılan bir yöntem de geliştirmiştir. 

dr.cemil topuzlu ile ilgili görsel sonucu

İstanbul'da, hafta sonları gezmek için Gülhane Parkı'na gidenlerden kaç kişi, Topkapı Sarayı'nın bu bahçesini halka açanın bir doktor olduğunu bilir ?.. İlk "Şehremini" görevi sırasında kadınların da Gülhane Parkı'nda gezebileceğini dile getiren, kadınların da İstanbul'un gündelik hayatına katılmaları gerektiğini söyleyen Cemil Bey, gerici çevrelerin tepkisini çeker. Öyle ki bu kişiler Gülhane Parkı'na "Cemil Paşa Umumhanesi" adını takarlar !..
Günümüzde "park", "çocuk bahçesi" ya da "millet bahçesi" olarak adlandırılan, kadınların da erkekler gibi aynı haklarla ziyaret edebildikleri, spor yapıp dinlendikleri kent içindeki yeşil alanlara kadını köleleştiren, hayattan dışlayan bağnaz kafaların "Umumhane", yani genelev adını taktığını unutmamalı, unutturmamalıyız..
İstanbul'un temizliğine çağdaş anlamıyla ilk değer veren Dr. Cemil Topuzlu'dur. Kentin sokakları Avrupa'da olduğu gibi her gün süpürülmeye ve yıkanmaya onun döneminde başlanmıştır. Halk sağlığına büyük önem veren Cemil Bey, bunun için Avrupa'dan ilk kez yıkama ve süpürme arabaları getirmiştir. Çöp arabalarının içini çinko kaplatıp kapak taktırtan Cemil Bey, temizlik işlerinde çalışanların koşullarını da sıhhileştirmiştir..
Bir doktor olarak, geride bıraktığımız yüzyılın başlarında İstanbul'u bir Avrupa kenti gibi parkları, yeşil alanları olan, tertemiz bir kent seviyesine çıkartan Cemil Bey'in 20 Aralık 1913 tarihinde, Mimar Alfred Michel ile imzaladığı antlaşma son derece önemlidir !.. Söz konusu antlaşma, İstanbul'da yeni açılacak umumi tuvaletlerin koşullarını içermektedir. Kentin en merkezi otuz yerinde açılacak tuvaletler için Cemil Bey'in şartlarından birkaçını okursak, bir doktorun kent yönetimindeki önemi daha da anlaşılacaktır :
"Her tuvalet elektrikle aydınlatılacak... Tuvaletlerde iki küvetli ve aynalı lavabolarda saç ve elbise fırçasının yanında dört tarak ve tırnak bakımı bulundurulacak.. Bir kez kullanılıp kaynar suyla yıkanmak için sepete atılacak en az beş havlu... Her tuvalette bir kutu içerisinde temiz pamuk konulacak.."
Cemil Topuzlu Caddesi, İstanbul'un Kadıköy yakasında, Caddebostan semtinde bulunmaktadır..
Tıp sanatının büyük ustası Cemil Topuzlu'yu saygıyla anarak soruyoruz : Her gün daha da büyüyen, yeni yeni sokaklar, caddelere kavuşan İstanbul'da "Dr." unvanlı tabelalara neden fazlasıyla hak ettikleri yer verilmez ?..
Bir kentin sokak tabelalarında yazılanlar, o toplumun nereden gelip nereye gittiğinin göstergesidir..
Bu nedenledir ki doktorlarımızın hasta ya da hasta yakınları tarafından şiddete maruz kalmalarına şaşırmamalıyız. Sokak lambalarının aydınlattığı cadde ve sokaklarımızdaki tabelalarda adları azaldıkça, can derdine düştüğümüzde ışığına koştuğumuz doktorlarımızın karanlık beyinlerin şiddetine maruz kalmaları rastlantı değildir. Hayatın bu nabzını iyi tutmalı, göz ardı etmemeliyiz..

  dr.cemil topuzlu ile ilgili görsel sonucu

SUNAY AKIN'IN "KAFA" DERGİSİNİN OCAK 2019, 53. SAYISINDA, AYNI BAŞLIKLI YAZISINDAN ALINTIDIR..   


  

  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder