Sayfalar

968) HEDEF : HANEDANIN DEVAMLILIĞINI SAĞLAMAK !...

harem bir okul muydu ile ilgili görsel sonucu

"Harem bir okul muydu ?"... Uzun tartışmalara yol açan bir soru. Cevabı da biraz karmaşık...
Öncelikle Harem'de herkese değil sadece güzel, yetenekli ve akıllı kızlara okuma yazma öğretildiğini söyleyelim. Zaten doğrudan bir eğitim-öğretim kurumu olarak ortaya çıkmamıştır. Amaç da bu değildir.. Harem'in esas hedefi hanedanın devamlılığını sağlamaktır... Bir cinsellik yuvası da değildir, sanıldığının aksine. Bir entelektüel kadın yaratma merkezi hiç değildir..
Harem'deki eğitim dikiş, nakış, müzik, dans ve din bilgisinden ibarettir. Cariyeler, kalfalar tarafından geleneklere göre terbiye edilirlerdi. Eğitim "entelektüel" anlamda bir gelişimden değil, bambaşka din, dil ve kültürden gelen kadınların Türk-İslam kültürüne adapte edilmesinden ibaretti. 



santuri ali ufki bey ile ilgili görsel sonucu

Sarayda uzun yıllar görev alan Polonya asıllı Bobovius (Santuri Ali Ufki Bey) (üstte) bu eğitimi şöyle özetler : "Onları, padişahta aşk uyandırıp cariye olabilmeleri, belki de aralarından birinin gözde ve sultanın en büyük oğlunun saygın annesi olabilmesi, ya da saray dışında nitelikli insanlarla evlendirilmeleri için ihtişamla giydirmeye ve öğrenebilecekleri her şeyi öğretmeye özen gösterir.."
Burada hiçbir kültürel faaliyet eklemiyor olması trajiktir. Cariyelere verilen eğitim doğrudan padişaha verecekleri hizmetle ilgilidir, bireysel değildir. Harem, adabı muaşeretin öğretildiği bir "saraylı kadın" eğitim kurumudur. Ayrıca unutmayalım ki herkese müzik ve dans da öğretilmez. Sadece bu konuda yeteneği olanların hakkıdır bu.. 17. yüzyılda ise seyirlik oyunlar için saraya alınan kızlar arasındaki kuklabaz, hayâlbaz (Karagözcü), lubetbaz (gösteri oyuncusu), taklabaz ve cambazlar olduğunu görüyoruz..  

osmanlı haremi ile ilgili görsel sonucu   Ä°lgili resim

Hiyerarşinin tepesindeki valide sultandan en alttaki anonim cariyelere kadar Harem'deki eğitim seviyesinin ne denli trajik olduğunu ancak durumu dönemin Avrupa saray kadınlarıyla kıyaslayarak görebiliriz. Kadınların entelektüel çevrelerin göbeğinde olduğu, kitaplar yayınlattığı, edebi eserlere hamilik yaptığı, kendilerine yazılan eserlerle ölümsüz olduğu bir Avrupa ! Saraydaki eğitim ve sanatın doğrudan hamileri olarak saraya tiyatro, daha geç dönemde opera ve bale, seyirlik oyunlar getiren, tablolar yaptıran, galeriler oluşturan hep kadınlardır.. Sultanın haremindeki kadın figürünün Batı'daki çağdaşı tarafından entelektüel olarak her açıdan ezilip geçildiğini iddia edersek abartmış olmayız. XIV. Louis'nin sarayında en önemli figür olan Madame de Maintenon (üstte sağda), "Latince, Almanca, İspanyolca, Fransızca, dans, resim ancak merhamet ve mantıkla birleşince hoş yetenekler haline gelirler," derken bu seviyeyi özetliyordu. Ne yazık ki, bize entelektüel olarak pek bir iz bırakmayan Harem kadınları arasında temel genel kültürün bu seviyede olduğunu ispat eden hiçbir örnek yok..

osmanlı haremi ile ilgili görsel sonucu

Bugün elimizde çok az sayıda bulunan, Harem'den çıkan mektuplar arasında ne yazık ki kitaba dair satırlar yok. Avrupalı saray kadınları ellerinde kalem, kralı bile eleştirip ona mektuplar yazarken ; en çok mektup bırakan valide sultanların özel zevklerine dair satırlar ısmarlanan mücevher ve kumaş ayrıntılarıyla dolu. Mesela Kösem'in mektuplarının büyük bir kısmı mücevherlerle ilgili ve bir kitaba dair tek satır yok !.. Nurbanu ve Safiye ise kozmetik ve egzotik nesneler peşinde koşarken bir tek kitap istememişler, Avrupa'ya gönderdikleri mektuplarında. Ama unutmayalım ki İstanbul'da ilk kütüphane kuran kadın da Nurbanu Sultan (altta). Kütüphanede ise bol bol Kur'an-ı Kerim var..
18. yüzyıldan itibaren Harem'de daha farklı bir kadın profilinin geliştiğine tanık oluyoruz... 19. yüzyılda hocalar kızlara Fransızca ve İngilizce öğretirler, ardından piyano, yağlıboya resim, güzel yazı gelir.. Harem daha hareketli bir hale bürünür, daha çok dışarı çıkılır. 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başında yetişen bu kızların diplomatik tercümeler yaptıklarına da şahit oluyoruz. Kadınların kültürel ve sanatsal seviyeleri yüzyıllar içinde dev bir adım atmıştır. Ama unutmayalım ki hâlâ hepsi okuma yazma bilmediği için toplu okumalara devam ederler !..

Ä°lgili resim

METİN UCA-ÖZLEM KUMRULAR'IN, "HER BOOK'A MAYDANOZ / KÜÇÜK ŞEYLERİN BÜYÜK TARİHİ" ADLI KİTABINDAN ALINTI BİR YAZIDIR..    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder