Sayfalar

979 ) KARDEŞTEN DE ÖTE !...

Ä°lgili resim     nuri conker ile ilgili görsel sonucu

Atatürk'ün erkek kardeşi yoktu ama, kardeşten de öte arkadaşı vardı : Nuri Conker.. Çocukluk arkadaşı, mahalle, okul, silah arkadaşıydı. Annesi ve eşinden başka "Kemal" diye hitap edebilen tek kişiydi..
Bir yaş küçüktü, can yoldaşıydı, sırdaşıydı.. Ömrü boyunca her yerde olduğu gibi Conkbayırı'nda da Mustafa Kemal'le omuz omuzaydı. Orada şakağından ağır yaralandı. "Conker" soyadını Mustafa Kemal verdi..

nuri conker ile ilgili görsel sonucu

(Conkbayırı'ndaki "conk" kelimesi "bir araya gelip sohbet edip gülüşmek" anlamına geliyordu. Çanakkale ve Balıkesir yörelerinde "conguldaşmak, conklaşmak" şeklinde kullanılıyordu. Çanakkale'nin en kanlı çarpışmalarından birine sahne olan, Nuri'nin büyük kahramanlık gösterdiği Conkbayırı, elbette sohbet edip gülüşmek kavramlarından çok uzaktı ama ; daima neşeli ve hoşsohbet olan Nuri'nin karakteri için katmerli biçilmiş kaftandı..)

Hareket Ordusu, Trablusgarp, Çanakkale, Muş Cephesi, Kurtuluş Savaşı.. Mustafa Kemal nerede, Nuri oradaydı..

Paşa olabilirdi, bakan olabilirdi, meclis başkanı bile olabilirdi ; istemedi, arkadaş kalmayı tercih etti, arkadaşlığını hiç suistimal etmedi..
Bulundukları ortamda elektrik kesilirse, ışıklar tekrar geldiğinde hep aynı manzara görülürdü : Nuri ayakta, tabancası elinde, gövdesini Mustafa Kemal'e siper etmiş olurdu..

   nuri conker ile ilgili görsel sonucu

Elli yaşına girdiği gece, kapı çalındı, açtılar.. Mustafa Kemal gelmişti. Önceden haber vermemiş, sürpriz yapmıştı. "Yaşgününü kutlamaya geldim," dedi, oturdu. Sonra da bütün gece boyunca, "benim ihtiyarlarla alakam yok, ben artık ihtiyarlarla konuşmuyorum," diyerek Nuri'yi çıldırttı... Aile fertleriyle neşeyle sohbet etti, gülmekten kırıldılar, Nuri ile tek kelime konuşmadı, söylediklerine cevap bile vermedi, geldiği gibi kıkırdaya kıkırdaya gitti.. 
Nuri'yi kızdırmayı çok severdi..
Poker oynarken kimsenin parasını almaz, Nuri kaybederse mutlak kuruşu kuruşuna alırdı, sonra da alay ederdi.. 
Bir gece, Nuri evine geldi, sırtında siyah bir pardösü, kolları neredeyse dirseklerinde, omuzları daracıktı. Eşi dayanamadı sordu, ne bu hal ? Meğer gene poker oynamışlar, Nuri gene kaybetmişti. Parayı ödemişti ama, Mustafa Kemal'in kahkahaları eşliğinde öfkeyle Köşk'ten ayrılırken "ben de senin pardösünü alırım ödeşiriz" demişti. Aradaki kilo farkı ve göbek nedeniyle anca bu kadar uymuştu ! 
Nuri'siz sofraya oturmazdı. Sadece Nuri'nin nazını çekerdi. Sadece Nuri'nin sesini yükseltme imtiyazı vardı. Zaten sesi davudiydi, gümbür gümbür bağırırdı, çok kafası bozulduğunda masaya yumruğunu vura vura konuşurdu..
Birlikte kafa çekerlerdi, birlikte şarkı söylerlerdi..
Mustafa Kemal bazen muhalifleriyle dalga geçmek için "Görevimi bırakmayı düşünüyorum, yerime Nuri'yi aday göstereceğim, mükemmel reisicumhur olur," diyordu.. Conker de, "Göreve hazırım, üstelik Kemal'in aldığı maaşın yarısına yaparım" diyordu !..



Mustafa Kemal'e sık sık çocukluğuyla ilgili soru sorarlardı. "Kim bilir çocukken ne müstesna insandınız, kim bilir ne olağanüstü, ne harikulade hatıralarınız vardır" diye merak ederlerdi.. Bu tür durumlarda hep Conker'i işaret ederdi ; "Nuri anlatsın" derdi.. Conker de her zamanki alaycı üslubuyla anlatırdı : "Bakla tarlasında karga çobanlığı ederdi !"
İkisinin arasındaki şifreydi..
Conker'in "karga çobanı" lafını duyanlar "aman efendim olur mu hiç öyle" filan demeye kalkışınca, Mustafa Kemal tekrar söze girerdi : "Bana insanüstü bir çocukluk yakıştırmaya kalkışmayınız" derdi, "ben de hepiniz gibi çocuktum.."
Neredeyse bütün Atatürk biyografilerinde yer alan "çocukken bakla tarlasında kargaları kovalardı" klişesinin kaynağı, işte buydu.. Mustafa Kemal'le Nuri Conker'in danışıklı dövüşünün neticesiydi..
Mustafa Kemal'in gerçekten "karga kovaladığını" değil, "herkes gibi bir çocuk" olduğunu anlatmaya çalışıyorlardı. Yağcılık yaparak abartılmaması gerektiğini anlatmaya çalışıyorlardı..Conker'in bu alaycı lafı döndü dolaştı, somut bir gerçekmiş gibi tarihi biyografilere girdi !..

nuri conker ile ilgili görsel sonucu

11 Ocak 1937.. Nuri kalp kriziyle vefat etti..
Mustafa Kemal yıkıldı..
Cenazesine katılmadı, evini görmemek için taziyeye bile gitmedi. Bir daha asla Nuri'nin oturduğu semte bile uğramadı. Nuri'yi hatırlatan her şeyden uzak durmaya çalıştı..
Bir akşam sofrada düşünceli düşünceli yemek yiyordu.. Aniden yerinden fırladı, otomobile bindi, şoföre nereye gidileceğini söylemeden "sağa dön, şuradan sola dön" diyerek yolu tarif etti. Cebeci'ye geldiler, "burada dur" dedi.
Nuri'nin kabrine gelmişti.. Mezarın başına yürüdü, sessiz sessiz durdu. Sonra da tek bir cümle kurdu : "Beni niçin yalnız bıraktın Nuri" dedi..
Bir süre daha sessizce durdu, bitkin halde otomobile döndü. Bir daha asla kabre de gelmedi.. 
Mustafa Kemal Atatürk'ün tabiriyle Nuri... "Hatırası, kalp ve vicdanından çıkmayacak kardeşi" idi.. 

nuri conker ile ilgili görsel sonucu

YILMAZ ÖZDİL'İN "MUSTAFA KEMAL" ADLI KİTABINDAN ALINTIDIR..

nuri conker ile ilgili görsel sonucu





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder