Sayfalar

983 ) DİŞİ ARSLAN !...

berthe georges gaulis ile ilgili görsel sonucu    berthe georges gaulis ile ilgili görsel sonucu

Fransız siyasetçi Henri Franklin Bouillon Fransızlar adına müzakereleri yürütmek amacıyla 20 Eylül günü Ankara'ya geldi. 20 Ekim 1921'de de Fransızlar ile savaşı bitiren Ankara Anlaşması imzalandı..
Türkiye ile Fransa arasında savaşa son veren bu anlaşmada Berthe Georges-Gaulis'nin payı büyüktü. Meclis zabıtlarına yazıldığı biçimiyle, "Madam Golis" için iki kez teşekkür önergesi verilmişti. 
Tunalı Hilmi Bey Meclis konuşmasında "Bizim için çarpışmaya âşık olmuş o dişi arslana, Madam Gaulis'ye tebriklerle karışık şükran duygularını uçururken," sözlerini kullanmıştı..
Uzun yıllar İstanbul, Beyoğlu'nda yaşayan Berthe Georges-Gaulis (1870-1959) Fransız basını için çalışan eşi ölünce gazeteciliğe başlamıştı. Fransa'nın Osmanlı ile savaşa girmesi üzerine İstanbul'u terk etmek zorunda kalmış, savaş bitince Eylül 1919'da geri dönmüştü. Anadolu'daki milliyetçi komutanlarla görüşmek üzere Batı Cephesi'ne gitmiş, Eskişehir ve Konya'nın ardından Ankara'da Milli Mücadele'nin önderiyle görüşmeyi başarmıştı. Türk davasına destek veriyordu.
Kasım-Aralık 1921'de ikinci kez Ankara'ya geldiğinde Çankaya'nın bahçesindeki evlerden biri onun için hazırlandı. Dilediğini görecek, dilediğini yazacaktı. Berthe, sekizgen odasına, dantelli perdelerine ve çalışma masasına bayıldı. Sabahları gül reçeli ile tatlandırdığı kahvaltılarına Mustafa Kemal'in yaverlerinden Mahmud (Soydan) eşlik ediyordu. Ford otomobil emrindeydi. Meclis'e, elçiliklere ziyarete gidiyor, dilediğinde Mustafa Kemal ile uzun uzun görüşebiliyordu.
Kadın gazeteciye, Ankara basını da yakın ilgi göstermiş, onu "Beş büyük Fransız gazetesinin tanınmış muharriresi" sıfatıyla tanıtmıştı..
Meclis oturumlarını davetli sıfatıyla izleyen ilk kadın olan Berthe Georges-Gaulis, 1 Aralık 1921 tarihli oturumda Meclis locasından Mustafa Kemal'i izledi ve kaleme aldı :
"Çabuk adımlarla, herhangi bir yere basit bir mebus gibi gitti oturdu, dinledi, notlar aldı. Sonra, kurşunkaleminin tersiyle önündeki sıraya üç kez vurdu. Bu, söz istediğinin işareti idi. Başkanlık eden zat, kalem darbelerinin farkında olmamıştı. Paşa, kalem darbelerini aynı jestle tekrarladı, bu sefer bir işaret ona cevap teşkil etmişti, o da ayağa kalktı, toplantı salonunu kendine has yürüyüşü ile geçti, hatiplere ayrılmış yerin merdivenlerini çıktı. Kürsüye gelince önüne birkaç tabaka küçük kâğıt koydu ve başladı. Bu kâğıtlara çok az bakacak, hep irticalen konuşacaktı..
"Çok kısa bir ara verme ile tam beş saat, bu topluluğa hitap edecekti. Düşüncelerine tam hâkimiyetle konuşuyordu. Sözlerindeki şiddet tesadüfi değil, iradi idi. Zarif kalpağı altında, profili bir madalya gibi hareketsizleşiyordu. Sivil kıyafette idi, her zamanki gibi çok güzel giyinmişti. Öteki mebuslarınki ile onun elbisesi arasındaki farkı görebilmek, ondaki kusursuz elbise kesilişini fark edebilmek için, alışmış gözlerin bakması yeterdi.."

berthe georges gaulis ve atatürk ile ilgili görsel sonucu

Hükümetin "Görev ve Yetkilerine Dair Kanun Tasarısı" görüşülmekteydi. Mustafa Kemal, kuvvetler birliğini savunan bir konuşma yapıyordu. Fransız filozof Rousseau'yu da ağır bir dille eleştirmişti. Berthe Georges-Gaulis, o gün kürsüde Mustafa Kemal'in Osmanlı anayasasını eline alıp, "ülkeyi felakete götüren Kanun-i Esasi" diyerek parçalara ayırdığını yazıyor. Berthe Georges-Gaulis, konuşmadan bir de pasaj aktarmıştı :
"Bizim devlet şeklimiz nedir ? Onu ne ile kıyaslayabiliriz ?
"Devletimiz, ne demokratiktir, ne de sosyalisttir. O, diğerlerinin hiçbirine benzemez. O, milli iradeyi, milli hâkimiyeti temsil eder. Mutlaka, sosyal görünüşü ile anlatmak gerekirse : O, halkın devletidir deriz..
"Meclis, bunları bütün kalbi ile dinliyordu. Arada, birtakım sesler yükseliyor, bazı itirazlarda bulunuluyordu. Hocalar ise hatibi destekliyorlardı. 
"Biz fakir ve çalışkan bir milletiz, yaşamak için, kurtulmak için çalışan bir millet. Bu nedenle her birimizin hakkı da vardır, yetkisi de vardır. Ama bizler, bu haklarımızı çalışmak suretiyle elde ediyoruz. Hiç kimseye benzememenin şerefini taşıyoruz. Bununla övünmemiz gerekir (...) Biz, canlarımızı ancak istiklâlimiz için feda ederiz."

mustafa kemal-1 aralık 1921 meclis konuşması ile ilgili görsel sonucu

Fransız gazeteci, Mustafa Kemal için, "Tabiatındaki ani değişiklikler ve ani öfkeleri herkesçe hoş görülmekte, adı saygı ve korku ile anılmaktadır," diye yazmıştı.
Çankaya görüşmeleri kimi geceler, udlu alaturka şarkı akşamlarına ya da danslı gecelere dönüşebiliyordu. Georges-Gaulis, 24 Aralık Noel gecesi Çankaya'ya yemeğe davetliydi. Onun alaturka müzik sevdiğini bilen Mustafa Kemal ud çalan bir grup kadın davet etmişti..
"Akşam kıyafeti içindeki hanımlar, saçlarını bir tül ile örtmüşlerdi. Tül de elbiselerinin rengindeydi. Her biri udunu akort etmiş, önce yarım sesle, tek tek şarkılarına başlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa sözleri misafirine tercüme ediyordu. Aşk, ölüm, zafer şarkıları söylüyorlardı. Mustafa Kemal de, gözlerinde ışıklar, tempo tutuyordu.."



Georges-Gaulis'nin Türkiye üzerine yazdığı kitaplardaki Mustafa Kemal izlenimleri özetle şöyleydi :
"Derinliğine inilemeyen ve her an değişen bakışlarında karşısındakini hemen etkisi altına alan bir güç vardı. Biraz saklamaya çalıştığı çelik gibi bakışlarıyla hal ve tavrındaki sadelik birbiriyle çelişir gibi idi..
"Kullandığı kelimelerde tam bir isabet, hızlı ve açık bir muhakeme, daima en nazik ve tatlı bir ifadeye bürünmüş olmakla beraber konuşurken şef olduğunu belli eden bir hava vardı. Yürüyüşü çok zarif, sözleri ve hareketleri çok rahattı.
"Uzun ve ince silueti, zarif yürüyüşü ile, emir vermeye alışık bir komutan olduğunu tahmin etmek pek güç. Hoşa gitmesini ve hoşlanmasını çok iyi biliyor. Her şeyi pek çabuk kavrıyor ve her şeyden duygulanıyor.
"Mustafa Kemal beklemesini bilir, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmaz. Ağır ağır inşa eder, arada bir, bilinçli olarak bir darbe vurur. Her olay, kendi saatinde oluşur, hatta en yakınlarına, sırlarını tevdi ettiği kimselere bile tam fikrini açmaz. 
"Anlattıklarındaki açıklık, çarpıcı niteliktedir, hafızalarda asıl kalan şey kanıtlamadaki berraklık, tâbirlerdeki isabettir. Titreşimli sesinde hiçbir şiddet belirtisi yok. Bu titreşimde çelik var, bir tuhaf ahenk var..
"Bu şaşırtıcı sohbet adamının büyük güçlerinden biri, her zaman nasıl bir cevapla karşılaşacağını tahmin etmesi. Zihnî hassaslığı muazzam, gözünden ve aklından hiçbir şey kaçamaz. Başarısının belirgin üç nedeni var : Seziş, ihtiyatlı olma, inceleme..
"Başkalarının tereddüt gösterdiği yerde O, lazım gelen söz ve hareketi derhal bulur.. 
"O, hakikatperesttir.."   

berthe georges gaulis ile ilgili görsel sonucu

KAYNAKÇA : BERTHE GEORGES-GAULIS, "ÇANKAYA AKŞAMLARI" ;  BERTHE GEORGES-GAULIS, "KURTULUŞ SAVAŞINDA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ" ; İPEK ÇALIŞLAR, "MUSTAFA KEMAL ATATÜRK"          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder