Sayfalar

46) HÜRREM' İN KIYMETLİSİ "MUHTEŞEM" AYYAŞ !...

   

  "Bahçemin yeşili, tatlım, hazinem, dünyayı umursamayan aşkım.
    Mısır' ın efendisi Yusuf' um benim, her şeyim, yüreğimin sultanı,
    İstanbul'um, Karaman' ım, Roma Sezarları' nın yurdu.
    Badahşanım, Kıpçak'ım, Bağdat'ım ve Horasan' ım.
    Hilal kaşlı, acımasız bakışlı, siyah saçlı aşkım benim.
    Ölürsem sebebi sensin, merhametsiz, imansız kadın.."

   "Dost" anlamına gelen "Muhibbi" mahlasıyla yazılan bu şiir Kanuni Süleyman' a ait. Yazdığı kişi ise ; Lehistan'da Lvov yakınlarında yaşayan Ukrayna kökenli bir Ortodoks rahibinin kızı olan Aleksandra Lisosska, yani Hürrem Sultan. Hürrem adının anlamı ise, "Gülen"...
   Şimdi, bu şiiri yazan padişah ile bu kadının, yüz yıllar sonra televizyonda merakla izlenen bir diziye de konu olacak kadar büyük olan aşklarının meyvesinin de normalde iyi bir "kumaşa" sahip olması gerekir değil mi ?.. Ama maalesef, Süleyman' ın oğullarının kaliteli olanları birer birer hanedan içi entrikalara kurban edilirken, belki de içlerindeki en işe yaramazı Osmanlı tahtına oturmuştu !..

   Şehzadeliğinde önce Kütahya, sonra da İstanbul' a daha yakın olması amacıyla Manisa valiliği yapmıştı. Tahta oturmak için Manisa'dan geldiğinde, çevresindeki insanlar sultanın Kur'an' ın yasakladığı şarabı fazlasıyla sevdiğini biliyorlardı ve kırmızı yüzü daha o zamanlar içkiye olan düşkünlüğünü gösteriyordu.. Şarabın damlasını ağzına koymamış (en azından padişahlığı sırasında) ve Müslümanlara şarap tüketimini en ağır cezalarla yasaklamış olan Kanuni Süleyman' dan sonra halk ; Osmanlı tahtında ; ahlaki açıdan çökmüş, makamının büyük ve ağır sorumluluklarının farkında olmayan ve bu sorumlulukların altında ezilen bir hükümdar görüyordu..
   Selim bir yandan da dini vecibelerini, tıpkı en  büyük gururu 2060 caminin hutbelerinde adının okunması olan babası gibi, ihmal etmiyordu. Nasıl ki Sultan Süleyman İstanbul'daki tüm hayat kadınlarını dokuz gemi ile şehvet tanrıçasının eski adası Kıbrıs'a göndermişse, bu uygulama Selim'in 1577' deki ölümünden hemen sonra da tekrarlandı..
   Selim ayrıca, Korfulu Baffa ailesinden olup 12 yaşlarındayken korsanların eline düşen, tek bir haseki ile yaşıyordu. Bu kadın Nurbanu Sultan idi. Yabancılar tarafından "Bafo" adı ile de anılıyordu. Tek bir hasekisi vardı Selim'in ama, şehzadeliğinde çok sefih bir hayat sürmüştü. Karşı cinse olduğu kadar, o dönemin adetleri uyarınca hemcinslerine de ilgisi çoktu..
   Bir Venedikli, Donini şöyle anlatıyor : "Daha birkaç ay önce Selim, Anadolu Beylerbeyinden, çekiciliğiyle nam salmış karısını kendisine yollamasını istemişti. Karılarıyla kızlarının bu dillere destan güzeli mutlaka görmek istediklerini ve ısrarlarıyla onu usandırdıklarını söylüyordu. Hiçbir şeyden kuşkulanmayan, aksine kendisini bu davetle onurlandırılmış zanneden beylerbeyi, sadık bir hizmetkar olarak, karısını hiç vakit kaybetmeden şehzadenin haremine yolladı... Sonuçta şehzade kadını tam on iki gün kullandıktan sonra kocasına iade etti.." Bu aldatmacayı keşfeder keşfetmez, beylerbeyi hemen o gece altı muhafızıyla birlikte İstanbul'a doğru yola çıktı. Sultan Süleyman'ın yanında hakkını arayarak Selim'den intikam alacağını umuyordu ama yolda şehzadenin altmış adamı tarafından durdurularak geri dönmeye zorlandı. Bu denli aşağılanmayı içine sindiremeyen ve başka çıkar yol göremeyen beylerbeyi, İslam dinine aykırı olmasına rağmen, kendini zehirledi. 

Kanuni, şehzade Bayezid'in katlinden sonra, oğlu Selim'e 100.000 altın ve 30.000 duka altını değerinde ziynet eşyası yollamıştı. Bunlar Osmanlı' nın İstanbul'daki yeni gözdesi Banker Joseph Nasi tarafından Kütahya' ya getirilmişti. Nasi hiç vakit kaybetmedi, zayıf yönlerini hemen keşfettiği şehzadeyi etkileyerek onu mücevher, para ve dizi dizi inciler gibi hediyelere boğdu. Kısa süre içinde onu borçlandırmıştı bile !.. Onu adeta bir şarap uzmanı gibi eğitti ve çok kaliteli şaraplar sağlayarak, adeta bir ayyaşa dönüşmesine yardım etti.. En iyi şarapların Kıbrıs' ta olduğunu söylüyordu ve belki de ileride, kralı olmak istediği bu adanın fethi için padişahı ikna eden de oydu !..

   Venedik hükümeti adına 1567 ilkbaharındaki cülusu nedeniyle Selim'i kutlamaya gelen Marino Cavalli, "Padişah orta boylu," diye yazıyordu raporunda, "kırmızımsı bir teni, soluk renkli gözleri var. Hemen hemen boyunsuz sayılabilir. Sakalı kısa, bıyığı gür ve uzun. Şişman bir adam. Yüzünün fazla kırmızı rengi ne kadar çok içtiğinin kanıtı. Yapmacıklı bir tavırla vakur gözükmeye çalışıyor. Bazen tahtında hiç kımıldamadan, tek kelime konuşmadan, gözlerini kıpırdatmadan ve hiçbir şey yapmadan önüne bakıyor. Zengin giysilere, ziynetlere ve tüylere, parfümlere bayılıyor. Bugün filanca bahçede içiyor, yarın bir başkasında.. O sırada gözdelerinden biri aralıksız olarak onun için şarkı söylüyor ve dans ediyor. Yanında daima 'musahip' denilen dört ila altı arkadaşı bulunuyor. Bunlardan biri olan Celal Çelebi, çok fazla içen, gevezenin biri. Padişah her ne isterse yapıyor, ama bunun dışında, yetkileri ve otoritesi konusunda etrafındakilere zorluk çıkartmıyor. Tüm hükümet işlerini Mehmed Paşa' ya (Sokollu) bırakmış durumda. Çünkü Selim'in bu işlerden anladığı yok !.."
   Ne acı değil mi ? Osmanlı' nın, en üstün olduğunu tüm dünyaya kabul ettirdiği bir dönemde, bu devletin başında bulunan bir padişah için elçinin düşüncelerine bakın !..

  İslam yasalarına aykırılığına rağmen, İstanbul'a şarap getirilmesine ve satılmasına izin vermişti. Bu ticaretin getireceği vergi gelirinin hazineye yılda 80.000 altın kazandıracağını hesaplamıştı...

  İçkiye dayanıklılığı dikkate değerdi : Üç gün üç gece, musahibi ve aynı zamanda sıkı bir afyon içicisi olan Semiz Ali Paşa ile içki masasından kalkmadığı oluyordu. Ama bu arada, dışarıda kendisini eğlendirmek için karların üzerinde raks eden dilsiz ve cücelere "zevk için" ok atıyor, bazen ölümlerine neden oluyor ve sonra da pişmanlık duyarak ağlıyordu ..
  Doğu ezgileri eşliğinde uykuya dalıp, sabah yeniden içkiye başlamak üzere kalkıyordu !..
  İstanbul'da görevli Venedikli diplomat Andrea Dandolo'nun raporlarında da sultanın karmaşık bilincinden bahsediliyordu. Gerçekten de 2. Selim, Osmanlı hanedanının, biyolojik ya da akıl hastalığı olan üyelerinin ilkiydi.. Başka bir tanık, Donini de, padişah olduğu 1566 yılında, daha kırklı yaşlarda olan Selim'in, şişmanlığı nedeniyle atının üzerinde zor durabilen (birkaç yıl sonra biraz daha kilo alarak atına binemeyecekti) "obur ve kaşarlanmış bir ayyaş" olduğundan bahsediyordu..

  Sonra Şeyh Süleyman ile tanıştı Selim ve içkiyi bıraktı. İçkiyi bıraktığı andan itibaren de aslında ölmeye başlamıştı. Kalan aklını Şeyh Süleyman'ın ince eleyip sık dokumaya dayanan vaazlarına vererek kayıp erdemlerini aramaya koyulmuştu. Alkolün kemirdiği bedeni tüm gerekli gıdaları reddetmeye, arkadan da eriyip tükenmeye başlamıştı. Şiş, ağır ve hareketsiz kalan padişah, bilinçli zamanlarında organlarının birbiri ardından uyuşmaya başladığından yakınıyordu. Ağır bir içki bunalımında olduğundan, hekimi Mustafa Çelebi tarafından  bu defa ilaç olarak azar azar alkol alması şiddetle tavsiye edilmesine rağmen, tövbesinde ısrar ediyordu. Onun yerine kolunu hekime uzatarak, nabzına bakıp derdinin derecesini tayin etmesini istiyordu. Sonra, bilinci pişmanlıkla dolu olan bir uyuşukluğun içine çöküyor, kendi kaderi ve çocuklarınınki de dahil olmak üzere, yok olmaya peşinen mahkum her şey için ağlıyordu.
   Padişahın hastalığını "bunama" olarak niteleyen Mustafa Çelebi'nin hazırladığı ilaç, vakanüvislere bakılırsa, hastalığa gerçekten iyi gelmiş ve bir süre zihin bulanıklığını gidermişti. Ne yazık ki bu, bazen ölüme öncülük eden bir düzelmeydi. Bu geçici iyileşmenin verdiği moralle, saltanat kayığına binerek Tersane Bahçesi'ne bir gezinti bile yapmış, fakat bu gezinti sırasında, yaptığı konuşmanın orta yerinde birden ağlamaya başlamıştı. Saraya döner dönmez kederden iki büklüm bir halde hamamın yolunu tutmuştu. İç oğlanlar onu, ayağı kayıp da düştüğü hamamdan, sapsarı ve bereli bir yüzle çıkardılar. Ateşten cayır cayır yanıyordu.. Günlerce komada kaldı. İçi, midesinin kaldıramayıp attığı ilaçlarla dolu olarak 15 Aralık 1574'te öldü. İstanbul'da ölen ilk padişah olarak da tarihe geçti....

Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK