Sayfalar

355 ) OSMANLI DONANMASININ ÇÖKÜŞÜ !..

    

   Sultan İkinci Abdülhamid, Sultan Abdülaziz yönetiminden, güçlü bir donanma devralmıştı. Yerli milli sanayi temeline ve köklü inşa ve ikmal tesislerine dayanmasa da, dışarıdan alınan savaş gemilerinden oluşan bir donanma.. Abdülhamid tahta çıktığında bu donanma, Karadeniz'e hakimdi. Ve öyle olması gerekiyordu. Çünkü daha sonraları, Karadeniz'de güçlü tersaneler inşa edip, egemen bir deniz gücü yaratan Rusya'nın, henüz sözü edilir bir donanması yoktu. 
   Abdülhamid, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında, donanmasını kullanmadı. Çünkü o zaman da donanma, tamamen ihmal edilmişti. Zaten Meclisi Mebusan' ın kapatılışında da, bir deniz başarısızlığı etkili oldu : Ruslar, Karadeniz'de güçlü olmadıkları halde, içinde Balkan ordularının ikmal malzemesi ile, harekat evrakı bulunan Mersin gemisini çevirmiş, zaptetmişlerdi. Bu olayın Meclis'te, şiddetle eleştirilmesi, Padişah'ı sinirlendirmişti. 
   Savaştan sonra ise donanma, esas birlikleri ile Haliç'e kapatıldı !. Donanmada esaslı bir talim, manevra veya bakıma izin verilmedi. Çünkü Abdülhamid, donanmadan korkuyordu !..
   Bu nedenle donanma, Haliç'te tam anlamıyla çürümeye terk ediliyordu. Bu durumun en canlı öyküsünü, 14 Ekim 1907'den 1908 Temmuzuna, yani Hürriyetin ilanına kadar Bahriye Nazırlığı görevinde de bulunmuş olan Hasan Rami Paşa'nın, 1909'da yayımladığı hatıralarında ( "Hatırat" ) bulabiliriz. 
   Bu hatıratta baştan sona ifade edilen, donanmanın akıl almaz perişanlığıdır. Hasan Rami Paşa'nın da dediği gibi, Haliç'te yıllardır yatmaktan su kesimlerine kadar midye bağlayan ve artık köhneleşmiş gemilerin güvertelerinde tavuk beslendiğini ve hatta bu tavuklara yem olsun diye, sandıklar, bölmeler içinde yonca yetiştirildiğini de öğreniriz. 
   Bilhassa, 1897'de Osmanlı-Yunan savaşı patlayınca bu hantal gemileri Çanakkale'ye sevk etmek emri alındığında ortaya çıkan hazin gerçekler içleri burkar..
   
      

     Nazır olduktan sonra saraya veya özel vükela toplantılarına asla davet edilmediğini kaydeden Hasan Rami Paşa, Abdülhamid'i tek bir defa, o da nazır tayin edildiği gün görmüştür..  Bu tayin sırasındaki donanmanın durumunu şöyle anlatır :
"Nezarete tayin edildiğim zaman bahriye mensuplarını, miskinlik illetine uğramış halde buldum. Tersane tesislerinin ise, hiçbiri işlemiyordu. Bahriye için önemli olan havuz kapıları da haraptı. Torpido istimbotları kıçtan karaya bağlanmıştı. Alt tarafları pas tutmuştu, çürüyorlardı, bitiyorlardı. 
Kasımpaşa kahvelerinde esnemekle vakit geçiren çaresiz bahriyelilere daima rastlanırdı. Askerler, silah kullanmanın en basit kurallarını dahi bilmiyorlardı. Gerçi durmadan jurnal edildim. Ama işime devam ettim. 
Bahriye Nezaretini borca boğulmuş buldum. Ne para veriliyordu, ne de itibar kalmıştı. Ayrılan bütçenin, ancak üçte birinin verilmesi adet haline gelmişti..
Askerleri okutturmaya kalkıyordum. Ertesi gün 'Olmaz !' diye bir padişah emri tebliğ ediliyordu. 'Gemilerin hiç biri yerinden kımıldamayacak !' diye bir irade geliyordu. 
Askere aylık vermek için para istiyordum. Saraydan : 'Para olmadığı, idare edilmesi' lüzumu tebliğ ediliyordu. Paradan, maaştan vazgeçtik, erzak, tayinat
için bir şeyler verin diye, saraya kadar başvuruyordum, fakat o da aksayıp duruyordu. Ne bahriyede, ne serasker kapısında (Harbiye Nezareti) hatta ne de maliyede, kendi başlarına on para sarf etmek iktidarı yoktu.."

     

   Hasan Rami Paşa, filo komutanı olarak 1897 Osmanlı-Yunan savaşına ve bu donanmanın savaşamayacağı, savaşa hazır olmadığı hakkındaki çırpınmalarına karşılık, savaş bittiğinde Çanakkale'ye sürgün edilir. Orada ikamete memur edilen Paşa şöyle yazıyor :
"Çanakkale'de sürgünlüğüm 10 yıl sürdü. En sık verildiği zaman bile ancak iki ayda bir verilen maaşlarda, Çanakkale en geriye bırakılıyordu. Mürettebat, gemilerin gereğinde atılan ikinci demirlerini bile alamayacak kadar azaltılmıştı. Yeni asker verilmiyordu. 
Sonunda gemiler çürüdü. İçlerinde asker barınamayacak hale geldi. Subaylar bile kamaralara, şemsiyeleri açık olarak girer çıkar oldular. Çürüklük bir raddeye vardı ki, artık bu gemilerin kalafat edilmeleri bile olanaksız hale geldi. Onarım için yazılan yazılar, hep hasır altı ediliyordu.."

   Sultan Aziz tarafından ağır borçlar, pahalı bedellerle alınmış olsa da oluşturduğu donanma, Abdülhamid'in elinde bu hale gelmişti. Küçük Yunanistan ise, kendine göre güçlü ve hareketli bir donanma yaratmıştı. Nitekim 1897 yılı Mart ayında artık kaçınılmaz hale gelen Yunan savaşı için, donanmaya saraydan, Çanakkale'ye hareket emri verilmişti. Verilmişti ama, donanma, hareket edecek durumda değildi ki !..
   19 Mart 1897 günü akşamı Mesudiye, Hamidiye, Aziziye, Osmaniye zırhlıları ile bir korvetten ve üç birinci sınıf torpidodan oluşan bir donanma kolunun Haliç'ten kımıldayıp Unkapanı köprüsünü geçişi "Muvaffakıyet ve selametle hareket" olarak padişaha arz edildi !. Ama daha Eminönü köprüsüne gelirken fiyaskolar başlar. Amiral gemisi olan Mesudiye'nin sekiz kazanından üçü patlar. Halbuki sahiller, balkonlar, damlar, Osmanlı donanmasının Marmara'ya çıkışını izlemek isteyen, yerli-yabancı insanlarla doludur. Ondan sonra da patlamalar birbirini takip eder..
   İşte bu karışıklık içinde gemiler, Çanakkale'ye dahi selametle varamayarak, önce Lapseki'ye sığınırlar. Zaten Marmara'da her türlü irtibat kaybolmuştur. Hamidiye zırhlısında biriken suyu çekmek için ise, diğerlerinde de olduğu gibi, pompa yoktur. 400 askerle tenekeler, kovalarla bu suların boşaltılması günlerce devam eder. Bu askerlerin hepsi de hastalanır..

    

   Özetle, eldeki belgelerin hepsi, Osmanlı donanmasının Abdülhamid saltanatında fiilen çürütülmüş olduğunu göstermektedir. Eğer hareket halinde kazanlar patlamasa dahi, elde edilen sürat 4-5 mil kadardı !. Topların ise, hepsi ıskartaydı..
   İstanbul'dan gönderilen uzmanlar ve bir de Alman generalinin önünde yapılan denemeler de gösterdi ki, atılan toplar, top kızaklarını parçalamaktadır. Namlular pas tuttukları için bunların kullanılamayacağı sonucuna varılmıştır. Mürettebat ise, asker bile sayılamazlar. Atılabilen bir veya iki merminin,yalnız top kızaklarını değil, namluların içini de tahrip edip bunları kullanılamaz hale getirdikleri görülür. 
   Ama bu sırada, küçük Yunan devletinin küçük donanması, Selanik önlerinden ayrılmaz. Her türlü deniz nakliyatını önler. Sahilleri bombardıman eder ve bazı yerlere asker çıkarır.. 

   İşte Abdülhamid devrinde 30 parça kadar tutan ve resmi raporlara göre, hiçbirinin manevra ve muharebe yeteneği olmayan Osmanlı donanmasının durumu böyleydi..
   Halbuki Abdülhamid bu donanmayı devraldığı zaman, ve bazı ihmallere rağmen Osmanlı-Rus savaşının ilanı üzerine Türk donanması, Yunanlılara karşı Adriyatik ve Ege denizlerine hakimdi. Nitekim verilen emir üzerine "zırhlı ve saire ile nakliye gemilerinden oluşmuş 28 parçalık büyük bir Osmanlı donanması, Adriyatik'te Karadağ sahilinde Bar limanından, tam 42 tabur askeri bütün eşya ve teçhizatı ile, Ege denizinde Dedeağaç limanına taşıyabilmişti.."  

                      

26 NİSAN 2011 GÜNÜ BAŞLADIĞIM BLOG "MACERAM" HALEN SÜRMEKTE.. BUGÜN GELDİĞİM NOKTA BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR.. İZLEYEN VE DE BENİ DEVAM ETMEM İÇİN DESTEKLEYEN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM !.. 


Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK