Sayfalar

808 ) BEYAZ RUSLARIN KARA GÜNLERİ !..

    

1 Nisan 1919 sabahı, Karadeniz kıyısındaki önemli Rus liman kentlerinden Odessa'da, ABD konsolosu (altta ABD Odessa Konsolosluğu) William Jenkins, ofisinden Londra Oteline gidiyordu. Fransız işgal ordusu burada karargâh kurmuştu. Jenkins, önceki gün cephede durumun kötüye gitmiş olmasından endişeliydi ; Kızıl Muhafızlar, Yunan ve Fransız askerlerini bir kentten daha, doğuya doğru sürmüşlerdi. Sovyet topraklarından Odessa'ya kaçmış binlerce sığınmacı arasında kulaktan kulağa yayılan isterik söylentilerin de Jenkins'in endişelenmesinde payı vardı. Fransız komutan General Philippe d'Anselme ile görüşmek ve kötüye giden bu durum karşısında ne yapacağını açık açık sormak istiyordu. 



Kentteki gıda ve yakıt kıtlığı kritik bir noktaya gelmiş, tifüs salgını baş göstermişti. Radikalleşen işçiler ayaklanıyor ve silah yığıyorlardı. Odessa'nın namlı suç çeteleri ev ve iş yerlerini soymak ve önlerine çıkanı öldürmekte Bolşevik yeraltı güçleriyle yarışıyorlardı. Jenkins, kentteki 29 Amerikalıyı listelemişti. Konsolos olarak bu gruptaki herkesin güvenliğinden sorumluydu ve Fransızların niyetinden ve güvenilirliğinden kuşku duymaya başlamıştı.. 
Konsolosun korkuları yersiz değildi. Birkaç gün önce, Paris'teki Fransız komutan ve kurmayları, Rus iç savaşına askeri müdahalede bulunmakla hata ettikleri sonucuna varmışlardı. Bununla birlikte, General d'Anselme, bunu dobra asker tavrının ardına ustalıkla gizledi ve Jenkins'in yüzüne baka baka yalan söyledi.. General, Fransız ordusunun (altta) Odessa'yı terk etmesinin kesinlikle söz konusu olmadığını söyleyerek ona güvence verdi..



Jenkins tatmin olmuş bir halde Fransız karargâhından (altta) ayrıldı. Ertesi gün, 2 Nisan Çarşamba günü, d'Anselme'den sözlerinin yazılı teyidini de aldı. Fransız komutan, yerel gazeteler aracılığıyla duyuruda bulunarak bu mesajını kentin geneline de yaydı. Sivil halkın bir kısmının tahliye edilmesi gerekebilirdi, ancak askeri durum güvenliydi..
Oysa gerçekte Fransızlar çoktan askeri güçlerinin hepsini Odessa'dan çekmeye karar vermişlerdi. Ancak, iki haftayı bulabilecek düzenli bir tahliye yerine (ki 70 bin askeri, onların teçhizatını ve 50 bin ila 100 bin sivili uygun bir yere nakletmenin tek yolu bu olabilirdi) d'Anselme ve kurmayları bu kararı alabildiğince gizli tutmaya karar verdiler. Odessa tehlikeli ölçüde kalabalıktı ve Fransızlar bu kararla, halkın paniğe kapılmasını önlemeyi umuyorlardı. Oysa elde ettikleri sonuç, bunun tam tersi oldu ve bütün dünyada bu, Fransızların Odessa "fiyaskosu" olarak bilinecekti..



Çarşamba günü görece sakin geçti. Devlet dairelerinin hepsi açıktı ve çalışıyordu. Gün batımından sonra yaşanan tek huzursuzluk, kentteki suçlular ve Bolşevikler gece yağmalarına başladıkları için ara sıra duyulan mutat silah ve el bombası seslerinden ibaretti. İç ve dış limanlarda, güven verici bir biçimde, Fransızlara ve diğer Müttefiklere ait savaş gemileri demirliydi. Yunan, Senegal ve Cezayirli Zoua alaylarının ordugâhları sakindi..
Derken, ABD Konsolosu Jenkins neredeyse tümüyle şans eseri, inanılmaz bir haber aldı. Akşam on sularında, Odessa'daki İngiltere Ticaret Ataşesi Picton Bagge, ona acil ve gizli bir bilgi getirdi. Bagge, limandaki İngiliz torpido gemisi HMS Skirmisher'in kaptanından Fransızların Odessa'yı terk etmeye karar verdiklerini duymuştu. Kaptan ise bu bilgiyi Odessa'daki bir Fransız amiralden almıştı..
Jenkins şaşkına dönmüştü. D'Anselme ona yalan söylemişti ve Fransızların geri çekilmesi, Bolşeviklerin birkaç gün içinde Odessa'da olacağı anlamına geliyordu. Konsolos, bu haber yayılır yayılmaz, Moskova'daki, Petrograd'daki ve kuzeyde başka yerlerdeki Beyaz Rusların, Bolşevikler tarafından katledilme korkusuyla, kalabalıklar halinde kaçışacaklarının farkındaydı. Karadan kaçışın önü kesildiğinden, tek çıkış yolu Karadeniz üzerinden olacaktı ve herkesi taşımaya yetecek kadar gemi yoktu. Hâlâ zaman varken, Jenkins'in elini çabuk tutması ve kendi grubunu bir gemiye bindirmesi gerekiyordu. 



Odessa'da kapana kısılmış Amerikalıların çoğu, konsolosun da yabancısı olmadığı hayır işleri ve ticari girişimler nedeniyle Rusya'da bulunuyorlardı.. 
Gecenin geç bir saatiydi ama Jenkins aldığı habere çok şaşırmıştı ve sabah olmasını beklememeye karar verdi. Hemen kentte ne kadar Amerikalı varsa hepsiyle irtibat kurmaya başladı ve onlara bir an önce eşyalarını toplayıp, hazır taksi bulabiliyorken, limana gitmelerini söyledi. Bir yandan da, konsolosluktaki şifreli telgrafları yakmaya ve gizli kod rehberlerini paketlemeye başladı. Jenkins o gece içinde bütün grubu bir araya getirmeyi başardı. Sonra, 3 Nisan Perşembe günü sabahın ilk ışıklarıyla birlikte onları ik gemiye bindirdi. Bu gemilerden biri, ABD konsolosluğunda çalışanların ve diğer görevlilerin çoğunu almayı kabul eden "HMS Skirmisher" idi. Diğeri ise, Fransızların, bazı İtilaf Devletleri (Fransa, Büyük Britanya, Yunanistan ve ABD) konsoloslarının hizmetine verdiği Rus gemisi "İmparator Nikolay" (altta) idi.. "İmparator Nikolay"daki ABD'li grup, en küçük gruplardandı..



Güneş kentin üzerinde yükselirken, gemiye yetişme telaşının yerini bekleme sıkıntısı aldı. "İmparator Nikolay" peş peşe gelen aksaklıklardan dolayı demirde yatmaya devam etti. Önce, motorlarla ilgili bir sorun çıktı ; yeniden çalışmaları 24 saati buldu. Derken, mürettebat kentteki Bolşevik yanlısı işçilere destek vermek için ansızın gemiyi terk etti ve yerlerine adam bulmak gerekti. Giderek daha çok sığınmacı gemiye bindi. Sığınmacıların içlerinde pek çok Rus da vardı. Fransızlar hâlâ tahliye kararını resmen duyurmamışlardı. Buna rağmen söylentiler yayılıyor, kent çalkalanıyordu. 



Sonunda, ertesi sabah, 4 Nisan Cuma günü d'Anselme, acil tahliye duyurusunu Odessa gazetelerinde yayınlattı. Prens Andrey Lobanov-Rostovski adlı bir Rus deniz subayı, Londra Otelindeki duruma tanık olmuştu. Haber duyulmuş ve insanlar gemilerden birine binebilmek için Fransızlardan çıkış vizesi almaları gerektiğini fark etmişlerdi :
"Bir anda ortama büyük bir kargaşa hâkim oldu.. İnsanlar paldır küldür lobiye doluştu. Asansörler tıka basa doluydu. Merdivenlerden inip çıkan iki insan seli, katlar arasındaki sahanlıkta karşılaşıyor ve herkes birbirine giriyordu. Bu itiş kakışın arasında kadınlar feryat ediyor ve lobidekilerin üstüne sahanlıklardan bavullar yuvarlanıyordu.."
Bu karışıklık yetmezmiş gibi, sokakta toplanmış öfkeli bir kitle otele doğru ilerlemeye çalışıyordu. Fransız askerlerinden oluşan bir birlik, sürgülü kapıların ardında lobide mevzilenmiş ve tüfeklerini doğrultmuştu. Lobanov-Rostovski, ezilmeyi göze alarak güçbela üst kata çıktı "karargâhın işgal ettiği odaların kapılarını yumruklayarak vize talep eden yüz kadar insanın arasından geçmeyi" başararak içeri girdi. Hemen, o sabah denize açılacak bir gemiye (bu da tesadüf eseri "İmparator Nikolay" gemisiydi) binmesine izin veren bir yazılı emir aldı ; sonra, arka kapıdan çıkarak limana koşturdu...
Limanda kenttekinden daha beter panik vardı. Zira sığınmacıları güvenli bölgeye taşıması beklenen gemiler görüş alanı içinde ve neredeyse iki adım ötedeydi. Tarif edilmez bir kargaşa yaşanıyordu. Paniğe kapılmış on binlerce sivil, akın akın yukarı şehirden limana iniyor, bavullarıyla debelenirken, bir yandan da ellerinde belgelerini sallayarak silahlı nöbetçi Müttefik askerlerinin kontrolünden geçmeye çalışıyordu..
Fransız sömürge ve diğer Müttefik askerleri arasındaki disiplin daha baştan zayıftı. Ani tahliye kararı, bu disiplinin daha da çözülmesine yol açtı. İskelelerdeki Yunan askerler, son model otomobillere baltalarla saldırıyor, sonra da Bolşeviklerin eline geçmesin diye, bunları denize itiyorlardı. Sarhoş askerler tahliye edilmesi beklenen malzemeleri yağmalıyor, üstleri bir kenarda durmuş onları sadece seyrediyordu. Gemi denize açılmadan az önce, bir İngiliz kaptan, Senegalli birkaç sarhoş Fransız askerin, iskeledeki iki genç Rus kadını tuttukları gibi bir hangara sürüklediklerini fark etmişti. Kadınlar çığlık çığlığaydı. Kaptan müdahale etmiş ve kadınları kendi gemisine bindirebilmişti. Onların arkasından sürme iskeleye çıktığı sırada, askerlerden biri koşup tüfeğiyle ona ateş etmiş ama isabet ettirememişti..



Sonunda, 6 Nisan 1919 Pazar günü, "İmparator Nikolay" gemisi gün ağarmadan demir aldı ve Karadeniz'i geçerek 400 mil ötedeki İstanbul'a gitmek üzere denize açıldı. Bolşevik askerler çoktan Odessa'ya girmeye başlamışlardı. Yalnızca 3-5 bin kişiden oluşan düzensiz ve gösterişsiz bir topluluktu. Kentte çok sayıda silahlı işçi tarafından destekleniyor olsalar da, Fransızların böylesine zayıf bir güç karşısında on binlerce askeri tahliye etmesi büyük bir korkaklık gibi görünüyordu..
Gemideki Ruslar için son derece dokunaklı bir andı bu. "İmparator Nikolay" karanlığın içinden yalpa vururken, anavatanları geminin ardından gözden yitti. Odessa'daki elektrik santrali çalışmıyordu ve kentin çeşitli yerlerinde çıkmış olan yangınların kızıl parıltısı dışında kent karanlığa gömülmüştü. Kıyıya yakınken, ara ara gelen çığlık sesleri ve silah patlamaları artık gemiden duyulmaz oldu ve bütün ses motorların patırtısından ve güvertedeki yolcuların mırıltıları ve ayak sürüme seslerinden ibaretti. Deniz sakindi..



VLADIMIR ALEXANDROV'un "Siyah Rus" adlı kitabının "Giriş" bölümünden derlenmiş bir yazıdır..        

Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK