Sayfalar

934 ) KURTULUŞ SAVAŞI VE SONRASINDA KADINLARIN STATÜ SAVAŞI !...

kadınlar halk fırkası ile ilgili görsel sonucu


ÖZLEM KUMRULAR ve MEHMET PERİNÇEK, "ZAMAN TRENİ" adlı kitaplarında, AYNUR SOYDAN ERDEMİR ile "KADIN TARİHİ" üzerine söyleşiyorlar..



AYNUR SOYDAN ERDEMİR (A.S.E.) : Kurtuluş Savaşı, kadınların da aktif olarak savaşta yer aldıkları bir dönem. Kadınlar gerek cephe gerisinde, gerekse cephede yer alıyorlar. Savaş bittikten sonra kadınlar bu süreçte yer aldıklarını, ülkenin kurtuluşu için çalıştıklarını, dolayısıyla da bazı hakları elde etmeleri gerektiğini söylemeye başlıyorlar. 1923 yılında Kadınlar Halk Fırkası bu amaçla kuruluyor. Nezihe Muhiddin'in öncülüğündeki bu parti Cumhuriyet Halk Fırkası'nın resmileşmesinden önce kuruluyor. CHP'nin kuruluş çalışmaları başlamış, kurulacağı biliniyor ve dönemin kadın politikacılarına destek ve yön verme düşüncesi var. Kadınlar, o döneme kadar topluma yaptıkları katkının sonuçlarını alacaklarını umuyorlar. 
Halk Fırkası'nın kuruluş çalışmaları sürerken aynı isme sahip bir kadın partisinin kuruluşu yönetimce uygun bulunmayınca 1924 itibarıyla "Türk Kadın Birliği" kuruluyor. 
Diğer taraftan baktığımızda zaten 1923 itibarıyla bu konu konuşulmaya başlanmış. Mesela İzmit basın toplantısında Gazi'ye Halide Edip Hanım'ın milletvekili olup olamayacağı sorulunca, Mustafa Kemal "Elbette, zamanı geldiğinde olacak. Ama şu anda konuştuğum bazı kişiler bu tarafta değiller," cevabını veriyor.. Meclis'te de birtakım farklı görüşlerin olduğu anlaşılıyor...

olga kameneva ile ilgili görsel sonucu

MEHMET PERİNÇEK (M.P.) : O dönemde Sovyet Büyükelçisi Atatürk'ün kadın hakları konusunda yaptıklarına dikkat çekiyor. Moskova'ya bir yazı yolluyor. O zaman Komünist Partisi'nin Kadın Kolları adına Mustafa Kemal'e bir tebrik telgrafı gönderilmesi düşünülüyor. Bu konu Sovyetler'in Politbüro'sunda tartışılıyor. Sonra tebrik telgrafı göndermek yerine bu konuyla ilgili Sovyet basınında yayınlar yapılmasına karar veriyorlar. Daha 1920'lerin başında Atatürk'ün görüşleri Sovyet tarafının ilgisini çekiyor. Hatta Latife Hanım'ın Sovyet kadınlarıyla yazışmaları var. Olga Kamanyeva (üstte solda) ile meşhur yazışmaları da oluyor. 1923'lerde o havanın Sovyet yetkililerinin de dikkatini çektiğini belirtmiş olalım.. 

necmettin sadak-akÅŸam gazetesi-1923 ile ilgili görsel sonucu   akÅŸam gazetesi-1923 ile ilgili görsel sonucu

A.S.E. :Evet, 1923 itibarıyla zaten Medeni Kanun tartışılıyordu. Fakat bir önceki dönemin yasal düzenlemelerinden çok da farklı olmayan bir taslağın oluşturulmaya çalışıldığı görülüyor ve bu durum basında tepkilere neden oluyor. "Akşam" gazetesinden Necmettin Sadak (üstte) "Dokuz yaşındaki kızları evlendiren, dört eş almaya izin veren, erkeklerin boşanma hakkını sınırlamayan yasaya nasıl karşı çıkmıyorsunuz ?.. Hani üniversite şubelerini dolduran genç kızlarımız, hani siyasi fırkalar kurarak hayal peşinde koşan hanımlar. Türk Cumhuriyeti keni kanunlarıyla sizi tahkir ediyor (aşağılıyor), niçin ses çıkarmıyorsunuz ?" diyerek kadınları harekete geçirmişti..
Gerçekten de ilk Medeni Kanun tasarısı, henüz laikliğe ilişkin gelişmelerin hayata geçmediği dönemde gündeme geldiğinden şeriat çizgisinden uzaklaşamayan bu tasarıya Mustafa Kemal Paşa da destek vermeyecekti. Kadınlar da yeniden harekete geçecek ve o tasarı yeniden gündeme gelmeyecekti. Hilafetin kaldırılmasıyla laiklik kurumsallaşma sürecine girdikten sonra bir başka Medeni Kanun çalışması yapıldı. 1926 yılında İsviçre örneği ekseninde hazırlanan yeni Medeni Kanun tasarısı tek bir oturumda kabul ediliyor. Artık bu işin tartışılmasının zamanının geçtiği düşünülüyor. Zaten o zamana kadar yeterince tartışılmış ve karar verilmiş durumda. Bu konuda Mahmut Esat Bozkurt'un da büyük çabası var...

M.P. : Meclis'te daha Kurtuluş Savaşı zamanında Tunalı Hilmi (altta) gündeme getiriyor. Bu yüzden Bolşeviklikle suçlanıyor..

tunalı hilmi-1923 ile ilgili görsel sonucu

A.S.E. : Evet. 1923 yılında bir Meclis oturumunda seçim yasası tartışması yapılırken her 50 bin kişi yerine 20 bin kişiye bir milletvekili seçilmesi yolunda değişiklik yapılıyor. Tunalı Hilmi ve Hüseyin Avni Beyler kadınların da hesaba katılmasını öneriyorlar. Ancak milletvekilleri ellerini sıralara, ayaklarını yerlere vurarak büyük tepki gösteriyorlar. Öneride bulunan milletvekilleri feminist ve Bolşevik olarak nitelendiriliyorlar.. 
1924'de Anayasa tartışmaları sırasında Recep Peker'in de kadınların da oy verebilmesi için bir talebi var. O da "her Türk" ifadesiyle başlayan maddenin kadınları da içermesi gerektiğini vurguluyor. Ama sonunda Meclis bu ifadeyi "her Türk erkek"e çevirerek kadınların bu işin dışında kalmasına neden oluyor.
Aslında 1930'larda bile basında kadınlara yönelik bir ayrımcılık olduğu dikkati çekiyor. Mesela 1930 yılı "Cumhuriyet" gazetesinde "Cici Anne" mahlasıyla hazırlanan "Bana Sorarsanız" başlıklı enteresan bir köşe vardır. Sabiha Zekeriya Sertel (altta) hazırlıyor. Kanımca bu sütun kadınlara ilişkin görüşleri değiştirmek amacıyla, yani bir çeşit bilinç yükseltme işlevi için kullanılıyor. Aslında kadın-erkek ilişkilerini, onlardan gelen mektuplar aracılığıyla sorunları ortaya koyup önerilerde bulunuyor. 
Örneğin bir okuyucu evlilik nedeni olarak Sabiha Zekeriya'ya "Aylıksız, yıllıksız, dört başı mamur kullanmak için evlendim" deyince, o da Medeni Kanun'a gönderme yaparak, "Her ferde hürriyet dağıtan Medeni Kanun içerisinde senin zihniyetinin hiç yeri kalmadı, oğlum. Yeni bir dönem başladı.. Sen nerede geziyorsun ?.." diyor.

Ä°lgili resim   1930-sabiha zekeriya sertel ile ilgili görsel sonucu

Dönemin kadınlara yönelik yaygın bakış açısına bir diğer örnek de öncü psikiyatristlerden Mazhar Osman'ın gazeteye yansıyan cinsiyetçi ifadeleridir. Mazhar Osman'ın kadınlara dair bazı enteresan değerlendirmeleri var. Gazeteye yansıyan demecinde şöyle diyor : "Kadın fikirden ziyade hisle yaşayan bir yaratıktır. İhtiras ve infialatına (etkilenmeler, taşkınlıklar) yatkın. İradesi zayıf, aşırı hareketlere eğilimli, fizyolojikman pasif bir mahlûktur. Mahkûmiyetten, himayeden ve esaretten zevk alır. Her zaman sinirleri bozulur. Dişinin işi sırf gebelik ve çocuğunu emzirmektir. Eline iğne-iplik, hatta tava tencere daha çok yakışır, kucağına çocuk yakıştığı kadar."

1930 yılında mazhar osman ile ilgili görsel sonucu

Kadın Birliği, doğal olarak bu demece tepki veriyor. Gösteriye dönüşen bir tepki söz konusu oluyor. Mazhar Osman da bu tepkiyi şöyle karşılıyor : "Kadın Birliği'ne verilecek cevap onların telaş, siniri ve heyecanı, benim sükûtumdur." Yani "Ben sakin olduğuma göre benim düşüncemi kanıtlamış oluyorsunuz." diyor. Sabiha Sertel de "Bana Sorarsanız" köşesinde, kadınlara yönelik tutum ve değerlendirmeleri ironik bir dille eleştiriyor : "Bir muharrire göre üç sınıf kadın var. Sevgili : Gönül ağrısı, zevce : Baş ağrısı, anne : Kalp ağrısı. Muharrir arkadaşım bu üçünden de bıktığını söyledi. Ona dördüncü sınıfı hatırlattım, fikir arkadaşı kadını. O hepsinden fena, o dimağ ağrısı dedi. Erkeği de böyle sınıflara ayırabiliriz.." 

atatürk-şükrü kaya-kadın hakları ile ilgili görsel sonucu

Bütün bu tartışmalara rağmen süreç devam ediyor. 1930 yılında kadınlar belediye seçimlerinde, 1933'de köy ihtiyar heyetlerinde, muhtarlıklarda yer alıyorlar. Daha sonra 1934 itibarıyla seçimlere katılabiliyorlar. 1935 seçiminde Meclis'e önce 17, daha sonra bir kadın milletvekili daha giriyor ve sayı 18 oluyor. Yani kadınlar Meclis'te yüzde 4.5 oranında varoluyorlar. O dönemde kadınlar İngiltere'de bile yüzde 2.5 temsil oranına sahip..
Aslında Atatürk'ün 40 milletvekili önerdiği belirtiliyor. Şükrü Kaya'ya bunu söylediğinde Kaya bu önerinin dengeler açısından uygun olmadığını ifade ediyor. Atatürk de Şükrü Kaya'ya "Eğer kadınlar kendi sayılarına göre milletvekili seçilebilme şansına sahip olursa, bir dahaki seçimlerde sen bakan bile olamazsın" cevabını veriyor. Diğer deyişle Meclis'e girecek kadınların sayısı kamuoyu dengeleri gözetilerek belirlenmiş oluyor..
Kadınlar, 1934 itibarıyla bütün haklarını aldıklarını -meslek, seçme/seçilm, eğitim- düşünürlerken ilerleyen zamanlarda özellikle özel alandaki sorunların çözülemediğini fark ederek yeniden harekete geçeceklerdir.. 

zaman treni ile ilgili görsel sonucu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder