Sayfalar

454 ) YANGIN VAR YANGIN !..



   İstanbul güzelliğiyle kaç yürek yaktı bilinmez. Ama yıllar önce, bir evde başlayan yangın koca mahallelerin kül olmasıyla sona ererdi..

   1509 yılındaki büyük depremden sonra halkın taş yapılar yerine ahşap evlere rağbet etmesi, en az deprem kadar yıkıcı olan yangın felaketinin doğmasına neden olur. İstanbul'un yürek hoplatan yangınları sokakların çok dar olduğu Haliç kıyılarında boy gösterirdi. Hava bir de poyraz ise yangın canavara dönüşür, ateşten diliyle birkaç saat içinde mahalleleri yutarak aç karnını doyururdu..
   İstanbul yangınları mimarimizin en güzel örneklerinden olan yüzlerce konağın günümüze ulaşmasını engellediği gibi, matbaanın kullanılmadığı dönemlerde, raflarında elyazması kitapların dizildiği nice kütüphanedeki paha biçilmez eserleri küle dönüştürerek rüzgarın elinde oyuncak yapmıştır..
   İstanbul kadısı, yangınlara önlem olarak her evde çatıya kadar uzanan bir merdivenin bulundurulmasını şart koşar. Ayrıca, her evde su dolu büyük bir fıçının hazır bekletilmesi ve yangın çıktığında kimsenin kaçmayıp yardım etmesi de zorunlu kılınır. Ama ne alınan bu önlemler ne de ahşap evlerin çatılarına koruyucu olduğuna inanılan "Ya Hafız", "İsm-i Celal" yazılı levhaların konulması yangınların büyümesini engelleyebilir..



   Yangınlara karşı ilk koruyucu teşkilat, 1714 yılında, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından "Yangın Tulumbacıları Ocağı" adıyla kurulur. Bu ocağın kurulmasına Fransız asıllı Gerçek Davud Efendi'nin yaptığı ilk tulumbanın Tophane yangınında kullanılarak başarılı olması neden olur. Gerçek Davud Efendi'nin 130 kiloluk bu tulumbası İtfaiye Müzesi'nde sergilenmektedir.. (aşağıda)



  Yangın Tulumbacıları Ocağı'nın İstanbul sokaklarında 111 yıl süren koşuşturması bünyesinde kurulduğu Yeniçeri Ocağı'nın 1826 yılında kaldırılmasıyla sona erer.. Ocağın kapatılmasından iki gün sonra çıkan bir yangın, İstanbul'a yeni bir yangın ocağının gerekli olduğunu gösterir. Böylelikle, dillere destan, adlarına şiirler yazılan mahalle tulumbacılarının altın çağı başlamış olur..
   Mahallelerdeki tulumba sandıkları birinci reis, ikinci reis, borucu, fenerci, hortumcu, kökenci ve 22 tulumbacıdan oluşurdu. Her sandığın kendine özgü bir üniforması vardı. Yalnızca birinci reis ata biner, diğerleri ise koşarak ulaşırlardı yangına. Bu koşuş sırasında nice genç kız kafesli pencerelerin ardına üşüşürken, tulumbacılar, karşılarına bir türbe çıkarsa durur "el-Fatiha" suresini okurlardı. Ayrıca, uğur getirdiğine inanılan 13-14 yaşlarında bir de çocuk bulundurulurdu tulumba takımlarında. Bu maskotun da yangına takımla birlikte koşmasına izin verilirdi. Tulumbacılar yangın öncesi kahvelerde bekler, sonrasında ise hamamlara giderek alem yaparlardı. Tulumbacı olup yangına koşarken sokaklarda nara atmak, yevmiyesi çok az olsa da, herkesin ulaşabileceği bir mertebe değildi..



   1874 yılında İstanbul'a gelen İtalyan yazar Edmondo De Amicis, "İstanbul"  adlı kitabında, Galata Köprüsü üzerinde karşılaştığı tulumbacıları çok kötü anlatır : "Köprü muhafızları 'Tulumbacılar' diye bağırdı. Bir kenara çekildik. Yarı çıplak, başı açık, göğsü kıllı, kan ter içinde vahşiler, dördünün omzunun üstünde çocuk tabutuna benzeyen ufak bir tulumba olan uzun saçlı, katil, hırsız suratlı ihtiyarlar, gençler, cüceler ve devler güruhu, çengelli uzun sırıklar, urganlar, baltalar ve kazmalarla gözleri yuvalarından uğramış, saçları dağılmış, yamalı yırtık urbaları uçuşarak, uluyarak, soluyarak yanımızdan geçtiler. Yüzümüze bir vahşi hayvan kokusu yayarak Galata sokağında kayboldular. Uzaktan gelen son 'Allah' feryatlarını duyduk ve her şey yine derin bir sessizliğe gömüldü. Uykuya dalmış koca şehrin sessizliği içinde bu gürültü ve yıldırım çarpmışa döndüren manzaranın bende uyandırdığı intıbaı ifade edemem. Bir anda, o zamana kadar hayalimde boşu boşuna canlandırmaya çalıştığım uzak memleketlere ve zamanlara ait bir sürü barbar istilası, katliam ve dehşet sahnesi görüp anladım ve kendi kendime bunun sahiden İstanbul, gündüz üzerinden Avrupa sefirlerinin, Paris modasına göre giyinmiş hanımların ve Fransız gazetelerini satan müvezzilerin geçtiği köprü olup olmadığını sordum. Bir dakika sonra, Altın Boynuz'un ihtişamlı sükuneti uzaktan gelen seslerle yeniden bozuldu, vahşi ve yarı beline kadar çıplak başka bir güruh önümüzden, dalgalanan ve gacırdıyan köprünün üzerinden, uluma, soluma, boğuk ve meş'um gülmelerle bir kasırga gibi geçti ve bir defa daha uzun ve hazin, 'Allah' feryatları Galata sokaklarında kaybolarak yerini bir ölüm sessizliğine bıraktı.."
   Alman ressam Hubert ise İtalyan yazarla aynı görüşü paylaşmaz ve "Kahveci Güzeli" lakabıyla anılan tulumbacı Bülbül Bilal'ın yağlı boya iki portresini yapar. Bu resimler yıllar sonra Ahmet Reşit Bey tarafından satın alınır.



   Padişah nerede olursa olsun yangın haberi anında ulaştırılırdı kendisine. Hatta, haremde bile olsa !.. Haremdeki padişaha yangın haberini vermek için özel bir odacı görevlendirilmişti. Yangın çıktığında, odacı, tepeden tırnağa kırmızı olan elbiselerini giyerek eşikte görünürdü. Ve padişah, İstanbul'un bir köşesinde yangın çıktığını anlayıp yangın mahalline giderdi. Halk, padişah gelirse yangının büyümeden söneceğine inanmıştı bir kere !..



   İstanbul'a ise yangın haberi kulelerden verilirdi.Beyazıt ve Galata kulelerinin yanı sıra Vaniköy'deki İcadiye Kulesi bu amaç için kullanılırdı. Yangının nerede olduğu asılan sepetler, bayraklar ve fenerlerden anlaşılırdı. Beyazıt Kulesi'nde uygulanan yangın bildirme yöntemi de, son derece ilginçtir : Kuledeki bekçi yangını gördüğü zaman ağayı uyandırır ve "Kalk ağa, bir çocuğun oldu" der.. Uyanan ağa da "Kız mı, oğlan mı ?" diye sorar. Nöbetçi "kız" derse yangın Beyoğlu, Üsküdar ve Boğaziçi tarafında ; "oğlan" derse İstanbul'da, yani sur içinde demektir !..  



SUNAY AKIN'ın "Ayçöreği ve Denizyıldızı" adlı kitabından alınmıştır..

      
  
  

Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK