Sayfalar

575 ) MEZOPOTAMYA'DA İNGİLİZ "ÇAN"LARI !..

      

Savaştan sonra Şam'daki Arap milliyetçiliğinin o ilk baş döndürücü günlerinde, çeşitli Arap eylemcileri arasındaki önemli farklılıklardan birinin, Mezopotamya vilayetlerinden gelenlerin çoğunlukla asker kökenli olmaları olduğu anlaşılmıştı. Mezopotamyalı askerler, Faysal ile kardeşleri adına hareket ettiklerini iddia etmekle birlikte, çoğu savaşın sonuna kadar Padişah'a ve Jön Türklere sadık kalmış olan eski Osmanlı subaylarıydı. Savaş deneyimleri ve İngiltere aleyhtarı olmaları nedeniyle, İngiliz planları açısından bu subayların Şam ya da Kudüs politikacı ve hatiplerinden daha ciddi bir tehdit oluşturmaları beklenebilirdi..
Mezopotamya'daki İngiliz yönetimi ilk başta duruma böyle bakmıyordu. Bölgedeki çeşitli halklar arasında yaşanan gerilimler daha büyük sorunlarmış gibi görünüyordu ve Kürtler ve Bedeviler gibi grupların yasa tanımazlıkları daha büyük bir tehdit olarak kabul ediliyordu..

     

Savaşın sonunda vilayetlerin geçici yönetimi İngiliz Hindistanı'nda görevli Yüzbaşı (daha sonra Albay) Arnold Wilson'a (yukarıda solda) verildi ve Wilson sivil komiser oldu. Wilson'ın yardımcısı o sıralarda Arap ülkeleri konusundaki kitaplarıyla çok ünlü olan Gertrude Bell idi. (yukarıda sağda) Bell himaye, Wilson ise özerklik yanlısıydı. Ancak 1918'de fikir birliğine varmışlar ve Wilson, Bell'in barış konferansından önce ve konferans sırasında özerklikten söz edilmesinin yararlı olmayacağı hakkındaki muhtırasını, kendisinin de onayıyla Londra'ya göndermişti. Bell daha önce şöyle yazıyordu :"Savaşın başarıyla sona erdiğini gören Mezopotamya halkı ülkenin İngiliz denetiminde kalacağını düşünüyor ve genelde bundan mutluluk duyuyordu." 
Barış Konferansı'nda Woodrow Wilson ile diğerlerinin ulusların kendi kaderlerini belirlemeleri lehindeki açıklamaları "hemen hemen evrensel olarak kaygıyla karşılanan başka olasılıkların görüşülmesini sağlamış, ancak daha istikrarsız ve daha fanatik unsurlara politik entrikaların girmesine fırsat yaratmıştı."
Kabine, Londra'da benimsenen (ya da öyle gösterilen) Amerikan ilkelerine uygun olarak Arnold Wilson'dan, Mezopotamya halkına bölgelerinde nasıl devlet ya da hükumetler istediklerini sormasını istedi. Wilson, kamuoyunun eğilimini kesin bir biçimde öğrenmenin yolu olmadığını bildirdi..
Wilson, Basra ve Bağdat vilayetleri ile Lloyd George'un, Clemenceau'nun da onayıyla, Fransız etki alanından ayırdığı ve Türkiye'ye vermek niyetinde olmadığı Musul vilayetini yönetmeye hazırdı ama bunların uyumlu bir bütün oluşturmadıkları düşüncesindeydi. Irak'ın ("Mezopotamya toprakları" anlamında, İngilizler tarafından gitgide daha çok kullanılan bir Arap terimi) yönetilemeyecek kadar parçalanmış olduğuna inanıyordu. Musul'un stratejik önemi burasının Irak'a katılmasını gerektiriyordu. Ayrıca bölgede önemli petrol yatakları bulunması olasılığı da bunu arzulanır kılıyordu. Ancak Musul, Kürdistan olduğu düşünülen bölgeye dahildi ve Arnold Wilson, kendi yönetimine verilen savaşçı Kürtlerin "yarım milyondan fazla olduklarını ve Araplar tarafından yönetilmeyi hiçbir zaman kabul etmeyeceklerini" iddia ediyordu..
Wilson'a göre temel sorunlardan biri, Mezopotamya'daki yaklaşık iki milyon Şii'nin, Sünni azınlık toplumunun hakimiyetini kabul etmeyecekleri idi ; ve "henüz Sünni hakimiyetini içermeyen bir hükumet biçimi düşünülmüş değildi." İki topluluk arasındaki çatışma, her birinin bir Arap milliyetçi cemiyet ortaya çıkarmasıyla daha da belirginleşti. Bu arada Bağdat'ın ticari yaşamına hakim olan geniş Musevi topluluğuyla, Türkiye'den göçüp Musul bölgesine yerleşen önemli Nasturi Hristiyan topluluğunun da unutulmaması gerekiyordu..
Wilson Londra'ya Irak nüfusunun % 75'inin aşiretler halinde yaşadığını ve "bir hükumete tabi olmak konusunda hiçbir geleneklerinin olmadığını" bildirdi. Gertrude Bell de babasına aynı şeyleri yazıyordu : "Yerel eşraf, bir Arap Emirine hatta sanırım bir Arap hükumetine tabi olma fikrine şiddetle karşı çıkıyor. Bir zorbanın pençesinden kurtulup bir diğerinin pençesine düşmek istemediklerini söylüyorlar."

    

Politik birliği büyük çaplı olarak düşünen Arap milliyetçilerinin tersine Mezopotamya vilayetlerini birleştirmeye çalışmanın bile uygulanamayacak kadar büyük bir ihtiras olduğunu düşünenler de vardı. Bir Amerikan misyoneri, Birleşik Irak için kendi planları üzerinde çalışan Gertrude Bell'e, böyle yapmakla köklü tarihi gerçekleri gözardı ettiği uyarısında bulunuyordu : 
"Irak'ın etrafını bir çizgiyle çerçeveleyip buna politik bir bütün demekle, dört bin yıllık tarihi görmezden geliyorsunuz !. Asur her zaman batıya, doğuya ve kuzeye, Babil ise güneye bakmıştır. Bunlar hiçbir zaman bağımsız birer birim olmamışlardır. Birleştirilmeleri zaman gerektirir ; ağır ağır yol alınmalıdır. Onlarda henüz ulus olma anlayışı yoktur."    
Bağdat'taki ileri gelen bir Arap politikacısı Bell'i başka bir konuda uyarıyordu. Bell ile 12 Haziran 1920'de konuşan politikacı, İngiltere'nin Bağdat'ı işgalinden bu yana üç yıl geçmiş olmasına karşın hala bağımsız bir yönetimden bahsettiği, ancak bu konuda hiçbir şey yapmadığı gerçeğini dile getirmekteydi. Bunu, İngilizlerin Şam'a girer girmez bağımsız Faysal yönetimini kurmalarıyla kıyaslıyordu. Hükumeti için plan yapanlardan birinin de Bell olduğunu iyi bilen Arap politikacı şunları hatırlatmaktaydı : 
"Deklarasyonunuzda otoritesini ilgili halkın girişiminden ve özgür seçiminden alacak yerli bir yönetim kuracağınızı bildirmiştiniz ; oysa kimseye danışmadan plan hazırlamaya devam ettiniz. Aranıza ileri gelen birkaç kişi alabilirdiniz ve bu, planınıza karşı duyulan kırgınlığı ortadan kaldırırdı.."



Gertrude Bell, yerlilerin ayaklanması tehlikesini önemsemiyordu. Aleyhinde çalıştığı şefi Arnold Wilson ise böyle bir tehlikeyi gözardı etmemekteydi. Londra'yı, terhislerin sonucu olarak elindeki silahlı kuvvetlerin çok zayıfladığı konusunda uyarmıştı. İngiltere'nin elinde 272.000 kilometrekarelik bir bölgeyi denetimle görevli çok küçük bir kuvvet vardı.. Wilson, Faysal taraftarlarının oluşturduğu tehlikeye de dikkat çekiyordu. Nuri el-Said ve diğer üst düzey Mezopotamyalı subayların olası kışkırtıcılar olarak, vatanlarına dönmeleri yasaklanmışsa da, çoğu savaşta düşmana yardım etmiş pek çok militan, Mezopotamya'nın bağımsızlığını isteyen Şam deklarasyonlarından sonra bölgeye dönmüştü. Ayrıca Mustafa Kemal yanlılarının Türkiye'den gönderdiği ajanlardan da söz ediliyordu..
Belli belirsiz söylentiler, huzursuzluk ve cinayetler devam ettikçe İngilizlerin sinirleri de iyice gerilmişti. 1919 yazında Kürdistan'da üç genç İngiliz yüzbaşısı öldürüldü. Hindistan Hükumeti bunların yerini almak üzere 1919 Ekim ayında deneyimli bir subay gönderdi ; bir ay sonra o da öldürüldü..
Arnold Wilson o yılın Noel'inde Londra'dan, doğu çöllerindeki savaşlarda efsaneleşmiş olan Albay Gerald Leachman'ın yardımına gönderilmesini istedi. Fakat İngiliz subay ölümleri devam etti. Çöl, baskıncı Arap çeteleriyle kaynıyordu ve Leechman (aşağıda) bunlarla baş etmenin tek çaresinin "toplu kıyım" olduğu görüşünde idi !.. 



Haziran ayında tüm aşiretler birden ayaklandı ; buna hükumetin vergi koyma çabalarının neden olduğu sanılmaktadır. Orta Fırat bölgesinde karakollar basılmakta, iletişim hatları kesilmekte ve İngiliz subayları öldürülmekteydi. Ayaklanma daha sonra Aşağı Fırat bölgesine de yayıldı. Şiilerin kutsal kenti Kerbela'da da İngiltere'ye karşı cihad ilan edildi. Olaylar durulmuyordu..
Fırat kıyısında bir karakolda müttefik aşiretlerle bir toplantı yapmak için 11 Ağustos'ta Bağdat'dan çıkan Leachman, ev sahibi aşiret reisinin emriyle sırtından vuruldu.. Onun ölüm haberi Fırat boyunca İngilizlere karşı başka ayaklanmaları da tetikledi. Bir grup isyancı, ağustos ayı ortalarında, geçici bir Arap hükumeti ilan edecek kadar kendilerine güvenmeye başlamışlardı..
Hindistan Hükumeti düzeni sağlamak için asker ve malzeme yağdırıyordu. Büyük nüfuslu merkezler kısa zamanda denetim altına alındıysa da, kırsal bölgelerde denetimin ele geçirilmesi çok daha uzun sürdü. Asayişin az çok sağlanması 1921 Şubat ayını buldu.. İngiltere isyanı bastırmak için 400 ölü ve yaklaşık 1500 yaralı vermişti..  
Ayaklanmanın kökeni konusunda İngilizlerin kafası karışıktı.. Arnold Wilson 13 neden sıralıyor ; en çok Faysal taraftarları ve Mustafa Kemal Türkiyesi üzerinde duruyordu. Bunların Amerikan "Standard Oil" petrol şirketi çıkar çevreleri tarafından destekleniyor olabileceğini vurguluyordu. Hindistan Bakanlığı'na bağlı bir istihbarat subayı, Faysal'ın ve (kendine göre) Moskova ve İsviçre kanalıyla Berlin'den hala emir almakta olan Türklerin içinde olduğu bir komployu gösteren bir plan ortaya çıkarmıştı. Bu plan Londra'da Kabine üyeleri arasında dağıtıldı..
Arnold Wilson, 1920 yılı sonlarında Kabine'ye, "Mezopotamya'da, Arap yönetimi kurulması konusunda gerçek bir istek olmadığını, Arapların İngiliz egemenliğini tercih edeceklerini" bildirdi. Wilson'a göre aşiretler hükumete karşıydılar ve ne için çarpıştıkları hakkında hiçbir bilgileri yoktu. 
Bu açıklama, Ortadoğu'nun her yanındaki karışıklıklarla birlikte başlayan Irak ayaklanmaları için tatmin edici değildi. Mustafa Kemal'in liderliğindeki Türkler, İtilaf Devletlerine karşı mücadelelerinde neden başarılıydılar ? İngiltere'nin himayesindeki Kral Hüseyin, Arabistan'a hakim olma mücadelesini neden kaybetmekteydi ? Mısırlılar İngiliz askerlerinin ülkelerinde kalmaları konusunda görüşmeye oturmamakta neden ısrar ediyorlardı ? Faysal Fransa'nın karşısında yenilgiye uğradıktan sonra taraftarlarının İngiltere'ye saldırmasına neden izin vermişti ? Araplar neden Filistin'de gösteriler yapmışlar ve Irak'ta ayaklanmışlardı ?.. Üstelik bütün bunlar, İngiliz ekonomisi çökmüşken ve yeniden canlandırılması için hükumetin zamanına, enerjisine ve kaynaklarına gerek varken yapılmaktaydı..
Londra'da Ortadoğu'da olanlar konusunda bir fikir birliği yoksa da, büyük bir çoğunluk bu olayların dışarıdan kışkırtıldığına ve Doğu'daki tüm olayların birbiri ile ilişkili olduğuna inanıyordu. Bunların kaynağı konusunda da çeşitli adlar ortaya atılmaktaydı : Enver Paşa, Mustafa Kemal, Faysal, Panislamcılar, Almanlar, Standard Oil, Yahudiler ve Bolşevikler..
İngiliz kuşkuları Bolşevikler konusunda haksız değildi. Asya'daki İngiliz konumlarını sarsmak için fırsat arayan Ruslar, İngiltere'ye her yerde baskı uygulayarak Irak'taki isyanı başarıya ulaştıracaklarını düşünmüşlerdi..  



DAVID FROMKIN'ın "BARIŞA SON VEREN BARIŞ-Modern Ortadoğu Nasıl Yaratıldı ? 1914-1922"  adlı kitabından alınmıştır...

Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK