Sayfalar

654 ) KARADUTUM !...


  

1931 yılında resim tahsili için kardeşinin yanına, Fransa'ya gitti Bedri Rahmi.. (Üstte) Orada zengin bir Rumen ailesinin kızı olan Ernestine Leibovici (Üstte sağda) ile tanıştı. Ernestine de Güzel Sanatlar Fakültesi'nde resim okuyup Paris'e gelmişti ve André Lhote'un atölyesinde çalışıyordu. 20 yaşındaki Bedri Rahmi, kendisinden dört yaş büyük olan genç kızla ilk kez bu atölyede tanıştı.. Birbirlerine aşık oldular.. 1932 Nisan'ında Bedri Rahmi Londra'ya, ağabeyinin yanına geçti. Devamlı mektuplaştılar. 1933 yazında bu kez Londra'da buluştular. Bedri Rahmi, Türkiye'ye dönüyordu. Asıl ayrılık şimdi başlıyordu.. Aşk mektuplarının adresi, bu kez İstanbul'du..
1933 sonunda Ernestine İstanbul'a geldi. Bu, Türkiye'yi ilk görüşüydü. Eyüboğlu ailesi, aniden çıkagelen bu Rumen kıza soğuk davrandı. Ama genç kız, ülkesine dönerken kararını vermişti : Bir dahaki sefere Bedri Rahmi'den hiç ayrılmayacaktı !..
Yedi ay sonra yeniden geldi İstanbul'a.. Ama kararını uygulayamadı. Çünkü Bedri Rahmi'nin ailesi, ilişkinin ciddi olduğunu fark edince genç çiftin gözünü korkutmak için polisi devreye sokmuştu..
Bir gün, Gülhane Parkı'nda gezerlerken, iki sivil polis, Bedri'yi alıp götürdü ; karakolda Ernestine'nin bir Rumen casusu olduğunu söylediler, "Bu işten vazgeç, aileni düşün" dediler.. Evde kavga çıktı.. 
Bu gelişmeler, onları birbirine daha da yaklaştırmaya yaradı. Ne çare ki, ailelerine rest çekip evlenmek için ne paraları ne de daimi bir işleri vardı. Ernestine yine boynu bükük Romanya'ya döndü. Yanında sevgilisinin elli tablosunu götürdü. Ona bir sergi açmayı kafasına koymuştu..
Böylece Bedri Rahmi'nin "ilk kişisel sergisi", 1935 yılı başında Bükreş'te açıldı. Genç ressam, askerlik sorunu  ve ailevi nedenlerle kendi sergisinin açılışına gidemedi. Sergiye giden Türkiye Büyükelçisi ise resimleri beğenmedi !..
Ernestine 2 Ocak 1935 tarihli mektubunda Bedri Rahmi'ye şöyle yazıyordu :

"Benim Küçücük Memişçiğim,
Dün Hassefer Sanat Galerisi'nde senin serginin açılışı vardı. Türkiye'nin Romanya Büyükelçisi Sayın Hamdullah Suphi Tanrıöver ve iki yardımcısı da sergi açılışındaydı. Sanatçılardan, sanat eleştirmenlerinden ve diğer çok seçkin davetlilerden oluşan büyük bir kalabalıkla sergi açıldı. Herkes 'Türk nerede, Türk nerede ?' diye sordu. Bütün bu gibi sorulara bir sürü mantıklı açıklama bulup buluşturmam gerekti. Neyse Buciş.. Tuvallerin duvarlarda şahane durdu. Hepsi çiçek gibi çerçevelenmişti, inan ki, senin serginle, kendi sergimden daha çok uğraştım. Sizin elçi bey, benden açıklamalar istedi. Ama, ben daha iki laf etmeden senin 'Adalardan Bir Yar Gelir Bizlere' (altta) isimli tablon ile fena halde dalga geçmeye başladı. 'Bu, çıldırmış bir ressamın işi' demez mi ?!.. Hem de herkesin önünde !.. Allah'tan modern sanat üzerine bir tartışma başlattılar ve senin ne kadar önemli olduğunu, temsil ettiğin ülkenin büyükelçisine bir güzel açıkladılar!. Bizim büyük koleksiyoncularımızdan Zamboçyan Efendi seni savundu. Çok güzel bir konuşma yaptı : 'Bir şeyler yapmaya çok gayretle çalışan bu genci takdir ediyorum ; oysa ki yaşlı parazitler kahvelerde, rahat koltuklarında kahve içip nargile fokurdatmaktan başka bir şey yapmıyor' dedi. Sonra da sizin büyükelçinize şöyle dedi : 'Bize söyleyecek bir çift sözü olan bu genç ressamınızı bütün kalbimle kucaklıyorum'.."

  

Ernestine 1935 yazında yeniden Türkiye'ye geldi. Bedri Rahmi'nin şair dostu Necip Fazıl, ona Firuzağa'da kaldığı evde bir oda buldu. Ancak bir para meselesi yüzünden araları açılınca Necip Fazıl, Ernestine'i kapıya koydu. Bedri Rahmi ise kızgınlıkla Necip Fazıl'a verdiği bütün resimleri parçaladı !..
Son paralarıyla Nurullah Berk'in yaşadığı eve yerleştiler. Ernestine, Eylül başında yeniden Romanya'ya döndü. Ama bu kez evlilik hazırlıklarını tamamlamak üzere..

"10 Aralık 1935,
Sana çok güzel bir isim buldum...EREN... Seni bundan sonra böyle çağıracaklar : 'Bayan Eren Bedri..' Nasıl, hoşuna gitti mi ?.. Anlamı çok güzel.. 'Amacına ulaşmış' demek. 'Ermek' fiilinden.. Erişmek, varmak.. Aynı zamanda senin Ernestine'ini de hatırlatıyor.. Babanın sana koyduğu isimden çok da değişik bir isim değil !.."



Bedri Rahmi ile Eren, 16 Nisan 1936 Perşembe günü Eminönü Belediyesi'nde evlendiler.. Çift, evlendikten sonra zor bir hayata başladılar.. Ta ki Bedri Rahmi, 1937'de Güzel Sanatlar Akademisi'ne asistan olup düzenli bir gelire kavuşuncaya dek..
1939'da Eren'in anavatanı Romanya ateş çemberinin içine düşerken, oğulları Mehmet dünyaya geldi. Ancak, bebeğin doğduğu hafta Bedri askere alındı.. Mektuplaşmalar da yeniden başladı..
Bedri Rahmi askerden izinli geldiği hafta sonlarından birinde kalbini bir başka kadına kaptırdı !.. Asistan olarak çalıştığı Akademi'deki heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmiş, çok yetenekli bir öğrenciydi bu.. Adı, Mari Gerekmezyan idi.. Bedri Rahmi'nin taktığı isimle, "Karadut"..



Önce Fikret Adil'in evinde gizli gizli görüşmeler başladı.. "Karadut", Bedri Rahmi'nin bronz bir büstünü yaptı. Bedri Rahmi ise "Karadut"un onlarca portresini..

"SİTEM 
Önde zeytin ağaçları
arkasında yar
sene 1946
mevsim
sonbahar
önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
dalları neyleyim
yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim..
Yar yar !.. Seni kara saplı bıçak gibi sineme sapladılar
değirmen misali döner başım
sevda değil bu bir hışım
gel gör beni darmadağın
tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
canımın çekirdeğinde diken
gözümün bebeğinde sitem.."

Bu şiirin yazıldığı 1946 yılında "Karadut" hastalandı. Menenjit tüberküloz idi ve antibiyotik lazımdı. Bedri Rahmi dışında ona el uzatabilecek kimsesi yoktu..
Ressam, en değerli tablolarını yok pahasına satıp sevdiği kadına ilaç parası yetiştirmeye çalıştı. Bedri Rahmi'nin halen piyasada bulunan resimlerinin çoğu, o dönem elden çıkardıklarıdır..
Ama ne yazık ki bu çabalar da sonuç vermeyecek ve "Karadut", 1946'da İstanbul'da, Alman Hastanesi'nde ölecekti..



Bedri Rahmi'nin yıllar sonra ölümüne yol açacak içkiyle buluştuğu ve şiirlerinin başköşesine hüznü koyduğu yıldı, o yıl..
1 Nisan 1948 akşamı, Güzel Sanatlar Akademisi'nde bir yangın çıktı ve Akademi'de ne var ne yoksa kül oldu..
Sanatçı, Mari'yi kaybettikten sonra evine, eşine dönmüştü yeniden.. Onu önce sabırla bekleyen, sevgilisinin ölümünden sonra onu yatıştırıp teselli eden Eren ; fırtınalı bir dönemin ardından, her şeye yeniden başlayacaklarını düşünüyordu. Ancak, Mari'nin ölümünden üç yıl sonra, 1949'da bir gün, Büyük Kulüp'te düzenlenen bir gecede, Bedri Rahmi'den, ünlü şiiri "Karadut"u okumasını istediler. Bedri Rahmi, bu dizeleri okurken aniden herkesin içinde ağlamaya başladı. Ve aşk acısının hala küllenmediği anlaşıldı..
Eren, belki ikinci bir kadınla baş edebilirdi, ama bir hayalle işi zordu. Vazgeçti, Paris'e yerleşmeye karar verdi..



1950 yılında, Ankara Üniversitesi DTCF'de açtığı, 150 tabloluk bir serginin çok beğenilmesinin ardından, ruh acıları artık kapanmış olan sanatçı, Paris'e, eşiyle oğlunun yanına döndü.. Tanışma yerleri olan şehirde yeniden bir araya gelmişlerdi..
Sonraki yıllarda çalışarak, üreterek, sergileyerek aynı evde, baş başa, diz dize yaşlandılar..
1974 yılı geldiğinde sanatçı birdenbire hastalandı.. O, siroz olduğunu sanıyordu ama, pankreas kanseriydi !.. Bu, kendisine söylenmedi ve 21 Eylül 1974'de, 63 yaşında hayata veda etti..

Mezar taşına "Sevinsin" şiirinden iki dize yazıldı :

"Bir can verdi bize bin alır
Gideriz, gözümüz arkada kalır.."   
     


CAN DÜNDAR'ın "Yüzyılın Aşkları" adlı kitabından derlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK