Sayfalar

696 ) FRENGİSTAN'IN KAPISI BEYOĞLU !..



İstanbul şehrinde Avrupai modaların ülkeye girmesi ve sakinlerinin pek çoğunun hızla değişen örf-adetleri bakımından diğer tüm bölgelerden daha etkin sayılan bir yer vardı.. Söz konusu bölge, kimilerince, tıpkı dört yüz yıl önce Tursun Bey'in yaptığı gibi, Frengistan, yani Avrupalılar ülkesi diye isimlendirilecek kadar toplumun geleneksel ve muhafazakar unsurlarınca farklı görülen, İstanbul'un "yabancı" semti Beyoğlu idi.. Tiyatroları, gece kulüpleri, büyük mağazaları, kafeleri, meyhaneleri, Avrupa kitapları ve dergileri bulunduran kitapçıları, genelevleri ve yabancı büyükelçilikleri ile, burası tarihi şehrin daha ağırbaşlı toplumunun kısıtlamalarından kaçmak, daha "Avrupai" bir atmosfer solumak, en son Avrupa modasının ürünlerini almak ve Abdülhamid'in hiç hoşlanmadığı radikal siyasi fikirlerle haşır neşir olmak isteyen herkes için bir çekim merkezi idi.. 
Burası Avrupa'dan gelen yeni icatların ilk kullanıma sunulduğu yerdi. Gaz lambaları ilk Beyoğlu'na gelmiş, semtin sokakları 1856'dan itibaren Dolmabahçe'deki sarayın Gazhane'sinden gelen gazla aydınlatılmaya başlanmıştı. Şehirdeki ilk tramvay Beyoğlu'nda faaliyete geçti. İlk metro hattı (hatta dünyanın ilk metro hatlarından biri) Fransız Eugéne Henri Gavand tarafından 1875'de, kıyıdaki Karaköy'ü denizin yukarısındaki tepede yer alan Galata'nın anacaddesi İstiklal Caddesi'ne bağlamak üzere inşa edildi. Şimdi "Tünel" diye bilinen bu metro hattı hala faaliyetini sürdürmektedir. 1895 yılı sonbaharında Edison'un kinetoskop-fonografının Pera'daki dükkanlardan birine kurulmasıyla, yeni bir icat olan sinema ile ilk tanışanlar Beyoğlu halkı oldu. Bunu, burada bulunan Sponeck Birahanesi'ndeki sinematograf gösterileri izledi.. 



Her şeyden önce,burası cıvıl cıvıl bir bölgeydi. Herkes, her sınıftan insan, şehrin tüm önde gelenleri ve toplumun üst tabakalarından çok sayıda kalburüstü şahsiyet, gezinmek, kahvelerde yorgunluk atmak, gürültülü ve hareketli Cadde-i Kebir ya da La Grand Rue de Pera adlı, bugünkü İstiklal Caddesi'nde alışveriş yapmak ve "apukarya", yani "Büyük Perhiz"den önceki karnavala katılmak için Haliç üzerindeki köprüden buraya akın ederdi. 
"Apukurya" aslında dini bir anlama sahipti, zira "Apokréa", dindarlar için asıl anlamıyla ete veda günü olan Büyük Perhiz'den önceki ikinci pazar gününe verilen addı. Ancak pek çok kişi için bu gün "karnaval şenliğinin" doruğa çıktığı gündü. Her ne kadar apukurya şenliklerinin çoğu Fener, Kumkapı ve Kurtuluş gibi Hristiyanların yaşadığı yerlerde yapılsa da, şenliğin esas merkezi, karma dini ve etnik yapıdaki kozmopolit Beyoğlu idi..
Karnavalın gelişi, Bon Marché, Pazar Alman ve Karlman'ın vitrinlerinde karnaval kostümlerinin ve Rumcada "mucunu", Türkçede "yüzlük" denilen karnaval maskelerinin boy göstermesinden anlaşılırdı. Apukurya başladığında, sokaklar maskeli insanlarla dolup taşardı. Herkesi karnaval heyecanı sarar, en uyuşuklar bile canlanırdı. Karnavalın çılgın heyecanıyla ve ölçüsüzlüğü ile mest olan Beyoğlu sakinleri, gönüllerince bunun keyfini çıkarırlardı..

  

Akşamları, Galata'İstanbul'a bağlayan köprü kaldırılıyordu. Bunun belirli bir saati yoktu. Yatsı ezanı okunurken köprü aniden ve uyarıda bulunulmaksızın kaldırılabiliyordu. Genelde yarı uyuklar durumda iki yaşlı gece bekçisinin ve köprünün iki ucuna gerilmiş iplerin varlığına rağmen, insanların köprünün yokluğunu karanlıkta fark edememeleri yüzünden tepetaklak karanlık suya düştükleri kazalar oluyordu. Örneğin, İstanbul Şehremini Mazhar Paşa'nın damadı, kupa arabasıyla bodoslama denize düşmüş, bir daha da kendisini gören olmamıştı. Belki de bu yüzden, birçok insan akşam karanlığı çökmeden önce köprüye varamazlarsa geceyi Galata'daki otellerde geçirmeyi tercih ediyor ya da sabahlara kadar sokaklarda oyalanıyorlardı..




"Pazar Alman" ve "Bon Marché", her ikisi de alışveriş yaparken görülmenin en az alışveriş kadar önemli olduğu, muteber, çok katlı büyük mağazalar idi. Sermet Muhtar Alus, Bon Marché'yi "buraya (Pazar Alman'a) nispetle daha kalabalık, daha adi" buluyor, Bon Marché'nin adab-ı muaşeretten yoksun olduğunu düşünen ve bu yüzden oraya gitmekten nefret eden Ahmet Rasim de bu görüşü destekliyordu :
"En kalabalık yer Bonmarşe'nin önüydü. Girenler çıkanlar birbirine çarpar, içeri girmek için adeta sıra beklenir, türlü türlü pozlarla hanımlara yer vermek, bir teşekküre nail olmak büyük başarı sayılırdı. Kapının önündeki bu mahşere bir de köpek satan bir iki Rum'u, çiçekçileri, hamalları, dilencileri ilave ediniz. Kaldırımın önüne de, boylu boyunca konak arabalarını diziniz.. İşte Beyoğlu'nun en civcivli yeri.."
Bon Marché zaman zaman beklenmedik yakınlaşmalara da mekan olabiliyordu. Söylentilere göre, İkinci Abdülhamid'in kızı Zekiye Sultan'la evli olan Nureddin Paşa, bu mağazanın önünde güzel bir Osmanlı Rum kadınıyla tanışmıştı. Bir zaman sonra, kadın onun metresi olmuştu. Anlaşılan bu, kadın için pek akıllıca bir karar olmamıştı ; zira Zekiye Sultan, babasının kocasını boşaması yönündeki tavsiyesine rağmen Nureddin Paşa'dan vazgeçmek istememiş, bu yüzden paşanın metresi padişahın adamları tarafından öldürülmüştü..



Tüm bu Avrupai etkileri, modaları, tarzları ve fikirleriyle Beyoğlu, birçok kişi için, Boğaz kıyısında eğlenen kafirlerin ufacık mayoları ile aynı şeyi, ahlaki yozlaşmayı ve utanmaz alafrangalığın etkilerinin topluma sızmasını, simgeliyordu... Burası Frengistan'dı.. Aslında çok uzun zaman öncesinden beri yabancıların semtiydi. Bizans İmparatoru VIII: Mikhail'in 1261'de şehri Latinlerden geri almasından sonra burası ticaret kolonilerini kurmaları için Cenevizlilere verilmişti. 1453'de II.Mehmed'in orduları Konstantinopolis'e hücum ettiğinde ona burada teslim olmuşlardı. O tarihten bugüne, burası yabancı konsoloslukların, kiliselerin ve sinagogların bölgesiydi. Başka bölgelerde yasakken, yalnızca burada kilise çanlarının çalmasına izin verilmişti. 



Birinci Dünya Savaşı'nda yabancıları kendine çeken ve 1918 yenilgisinden sonra işgalcilerin vakit geçirdikleri ve para harcadıkları yer Beyoğlu idi..Burası, yalnızca şehrin kalanından ayrı ve farklı olmakla kalmayıp, aynı zamanda İstanbul'un kalbine yerleşmiş bir zehir, tehlikeli bir Frengistan idi.. 
"Servet-i Fünun" dergisinin sahibi ve yayıncı Ahmet İhsan Tokgöz'ün büyükannesine göre, Beyoğlu tehlikeli yayınların değil, tehlikeli ahlaksızlığın yuvasıydı. Bu hanımın hoşlanmadığı bir şey varsa o da "köprünün öbür tarafına, karşıya geçmek" idi..
"Kendi zamanının kadınları gibi karşıyı, Galata'yı, Beyoğlu'nu bizim memleketten saymazdı. Halamın oğlu ile Beyoğlu'na çıktığımızı duyduğu zaman : 'Oğlanı Frengistan'a götürmüşler ! Eyvah !' diye ağlamıştı.."

   

Beyoğlu'nun dillere destan cinsel ahlaksızlığı ve fuhşu ile savaşmak için, devlet İstanbul'daki fahişeler üzerinde ilk sağlık kontrollerini burada uygulamaya başladı ; bu kontroller Beyoğlu bölgesinden sorumlu Altıncı Daire'(üstte sağda) nin denetimi altında yürütüldü. Bu sağlık kontrollerinin başlaması devletin fuhşa yönelik yaklaşımındaki değişimini gösteriyordu, zira fuhuş daima mevcut olduğu halde, daha önce hiç resmen kabul edilmemişti. Oysa artık kabul ediliyor, vergilendiriliyor ve denetleniyordu. İlk zührevi hastalıklar hastanesi olan kadınlara mahsus Nisa Hastanesi 1879'da Beyoğlu'nda kuruldu.. 
Beyoğlu'nda başınıza gelecekleri bilmemek imkansızdı, zira popüler şarkılarda bile bu anlatılıyordu. Meşhur şarkıcı Peruz Hanım'ın söylediği en meşhur şarkılardan birinde şöyle deniyordu :

"Beyoğlu piyasası
Pek hoştur dolaşması
Soyuldum soğan gibi
İşte kesenin dibi
Vay vay vay pek yandım
Yazık pek geç uyandım.."




KAYNAKÇA  :      

BALIKHANE NAZIRI ALİ RIZA BEY, "Hayatı" ; NİJAT ÖZÖN, "Karagöz'den Sinemaya. Türk Sineması ve Sorunları" ; SERMET MUHTAR ALUS, "30 Sene Evvel İstanbul. 1900'lü Yılların Başlarında Şehir Hayatı" ; AHMED CEMALEDDİN SARAÇOĞLU, "Eski İstanbul'dan Hatıralar" ; AHMET RASİM, "Şehir Mektupları" ; ERCÜMEND EKREM TALU, "Geçmiş Zaman Olur ki. Anılar" ; AHMET İHSAN, "Matbuat Hatıralarım. 1888-1923. Birinci Cilt Meşrutiyet İlanına Kadar 1889-1908" ; OSMAN NURİ ERGİN, "Mecelle-i Umur-ı Belediyye, Cilt 6" ; REŞAD EKREM KOÇU, "İstanbul Ansiklopedisi, Cilt V" ; EBRU BOYAR-KATE FLEET, "Osmanlı İstanbul'unun Toplumsal Tarihi"     





Hiç yorum yok:

Hürriyet

KAYNAK OLARAK KULLANDIĞIM KİTAPLAR..
-------------------------------------------------------
1.DEVLET-İ ALİYYE.I...HALİL İNALCIK 2.OSMANLILAR..HALİL İNALCIK
3.İMP.'UN EN UZUN YÜZYILI..İLBER ORTAYLI
4.SON İMP. OSMANLI..İLBER ORTAYLI
5.TARİHİN IŞIĞINDA..İLBER ORTAYLI
6.OSM. TOPLUMUNDA AİLE..İLBER ORTAYLI
7.OSM.'YI YENİDEN KEŞFETMEK..İ.ORTAYLI
8.BATILILAŞMA YOLUNDA..İLBER ORTAYLI
9.OSMANLI TARİHİ..A.DE LAMARTINE
10.OSMANLI..CAROLİNE FİNKEL
11.OSM.İMP.TARİHİ..NICOLEA JORGA
12,BÜYÜK TÜRK..NICOLEA JORGA
13.YENİLMEZ TÜRK...NICOLEA JORGA
14.TÜRKİYE TARİHİ..ED.SİNA AKŞİN
15.OSM.DÜNYASI VE İNSANLARI..GÜLGÜN ÜÇEL
16.OSMANLI ORDUSU..GÜLGÜN ÜÇEL-AYBET
17,BU MÜLKÜN SULTANLARI..NECDET SAKAOĞLU 18.YENİÇERİLER..REŞAT EKREM KOÇU
19.SON PADİŞAH..YILMAZ ÇETİNER
20.SORULARLA OSM. ..ERHAN AFYONCU
21. SOKOLLU ...RADOVAN SAMARCIC
22. OSM.İMP.TARİHİ...A.CEVDET PAŞA
23. OSM.GERÇEĞİ..ERDOĞAN AYDIN
24. FATİH VE FETİH..ERDOĞAN AYDIN
25.KADINLAR SALTANATI..A.REFİK ALTINAY
26.DOĞU'YA BAKIŞ..GERALD MACLEAN
27.AT SIRTINDA ANADOLU..FREDERIC BURNABY
28.ABDÜLMECİD..HIFZI TOPUZ
29.ŞAH SULTAN ..İSKENDER PALA
30.FLORANSA BÜYÜCÜSÜ..S.RUSHDIE
31.TARİHİMİZLE YÜZLEŞMEK..EMRE KONGAR
32.PARİS'TE BİR OSM.SEFİRİ..ŞEVKET RADO
33.TARİHİN SAKLANAN YÜZÜ..ÇETİN ALTAN
34.OSM.İMP.'DA SON 300 YIL..ALAIN PALMER
35.KONSTANTİNİYYE..PHİLİP MANSELL
36.TÜRKİYE'NİN SİYASİ İNTİHARI..CENGİZ ÖZAKINCI
37.BU VATAN BÖYLE KURTULDU..EROL MÜTERCİMLER
38.16.YÜZYILDA İSTANBUL..METİN AND
39. ERKEN MODERN OSMANLILAR.. VIRGINIA H. AKSAN-DANIEL GOFFMAN
40."POPÜLER TARİH" VE "NTV TARİH " DERGİLERİ
41.İKİNCİ ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
42.HAYAT..AYŞE KULİN
43.DEVRİM VE DEMOKRASİ..NUMAN ESİN
44.BİR NUMARALI TANIK..KURTUL ALTUĞ
45.İHTİLALİN MANTIĞI..Ş.S.AYDEMİR
46.KUTSAL İSYAN...HASAN İZZETTİN DİNAMO
47.KUTSAL BARIŞ...HASAN İZZETTİN DİNAMO
48.ÇÖL KRALİÇESİ...JANET WALLACH
49.YÖNETMENLER,FİLMLER,ÜLKELER..A.DORSAY
50.AY HIRSIZI...SUNAY AKIN
51.ONLAR HEP ORADAYDI...SUNAY AKIN
52.KULE CANBAZI...SUNAY AKIN
53.LÜZUMSUZ BİLGİLER ANSİKLOPEDİSİ..TAMER KORUGAN
54.PRENS..NİCCOLO MACHİAVELLİ
55.İSTANBUL'DA BİR ZÜRAFA..SUNAY AKIN
56.KIZ KULESİNDEKİ KIZILDERİLİ..S.AKIN
57.AH BEYOĞLU,VAH BEYOĞLU..SALAH BİRSEL
58.İSTANBUL-PARİS..SALAH BİRSEL
59.YAVUZ'UN KÜPESİ..ERHAN AFYONCU
60.OSMANLI PADİŞAHLARININ HAYAT HİKAYELERİ...YILMAZ ÖZTUNA
61.BİZİM DİPLOMATLAR..BİLAL N.ŞİMŞİR
62.KİM VAR İMİŞ BİZ BURADA YOĞ İKEN..CEMAL KAFADAR
63.RÜZGARIN GÖLGESİ..CARLOS RUIZ ZAFON
64.MELEĞİN OYUNU..CARLOS RUIZ ZAFON
65.ORTA DOĞU..TAYYAR ARI
66.ABD-ORTA DOĞU-TÜRKİYE..HALUK GERGER
67.ORTA DOĞU.. BERNARD LEWIS
68.ON BİR CUMHURBAŞKANI ON BİR ÖYKÜ.. CÜNEYT ARCAYÜREK
69.ÖFKELİ YILLAR...ALTAN ÖYMEN
70.ATATÜRK'TEN SONRA BUGÜNLERE NASIL GELDİK ?..CÜNEYT ARCAYÜREK
71.ÇANKAYA...CÜNEYT ARCAYÜREK
72.DEMOKRASİNİN İLK YILLARI..C.ARCAYÜREK
73.YENİ İKTİDAR,YENİ DÖNEM..C.ARCAYÜREK
74.BİR İKTİDAR,BİR İHTİLAL..C.ARCAYÜREK
75.NEREDEYSE BİR BALİNA..STEVE JONES
76.MOSSAD GİZLİ TARİHİ...GORDON THOMAS
77.BARIŞA SON VEREN BARIŞ...DAVID FROMKIN
78.SULARIN GETİRDİĞİ PADİŞAH..CAHİT ÜLKÜ
79.TANK SESİYLE UYANMAK..HASAN CEMAL
80.BİR MANİNİZ YOKSA.. ...AYFER TUNÇ
81.ALATURKAFRANKA..ERCAN ÇİTLİOĞLU
82.SUÇUMUZ MÜKEMMEL OLMAK..S.DUMAN
83.DARBE...STEPHEN KINZER
84.ÖZAL HİKAYESİ..HASAN CEMAL
85.TURGUT NEREDEN KOŞUYOR ? ..E.ÇÖLAŞAN
86.YEDİ TEPE ANADOLU...ALİ CANİP OLGUNLU
87."K", "DERBEDER BİR KAHİN"...CANSU YILMAZÇELİK
88.LATİFE HANIM...İPEK ÇALIŞLAR
89."K",YIKIK BİR SARAYDIR DÜNYA..PERİHAN ÖZCAN
90.BEYAZ PERDEDE KIRMIZI FİLMLER.. ATİLLA DORSAY
91.TEK ADAM..Ş.SÜREYYA AYDEMİR
92.DAHİLER VE AŞKLARI...ÖZCAN ERDOĞAN
93.HAYATIM KİTAP..YAŞAR AKSOY
94.BOĞAZİÇİ ŞINGIR MINGIR..SALAH BİRSEL
95.BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI...JOHN PERKİNS
96.CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1. VE 2. CİLT...SİNAN MEYDAN
97. KOMPLO TEORİLERİ..EROL MÜTERCİMLER
98.ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR..SUNAY AKIN
99.BİR ÇİFT AYAKKABI..SUNAY AKIN
100. BENİM CUMHURİYET'İM..EMİNE UŞAKLIGİL
101.DARAĞACINDA ÜÇ FİDAN..NİHAT BEHRAM
102.NEREYE..CAN DÜNDAR
103.İSTANBUL'DAN SAYFALAR..İLBER ORTAYLI
104.BİZİM İZMİRİMİZ..MELİH GÜRSOY
105.GİZLENEN TARİH..BRİAN HAUGHTON
106.BERGAMA DÜŞLERİMİN ŞEHRİ,İZMİR SEVDAM..SELAHATTİN TURAL
107.GÖLGEDEKİLER..CAN DÜNDAR
108.KIRMIZI BİSİKLET..CAN DÜNDAR
109.YAKAMDAKİ YÜZLER..CAN DÜNDAR
110.GEÇMİŞ AYRINTIDA SAKLIDIR..CEMİL KOÇAK