Bu hüzünlü sorulara karşılık verebilmek ve Selanik kentinin o günlerdeki havasını yansıtabilmek için, Bilal N. Şimşir'in "Atatürk Dönemi İncelemeleri" adlı kitabından bazı paylaşımlarda bulunuyorum..


Atatürk'ün sağlık durumu üzerine zaman zaman çeşitli haberler ve söylentiler çıkmış veya kasıtlı olarak çıkarılmıştır. Bu söylentilerden biri de zamansız ve sorumsuz bir biçimde Selanik'ten çıktı. 1936 yılının 23 Mayıs Cumartesi gecesi Selanik'ten Atina'ya bir "haber" geçildi. Haber, Atina'da yayınlanan Neos Kosmos gazetesine veriliyordu. Buna göre ; Türkiye Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk ağır hastaydı. Hatta ölüm döşeğindeydi !..
Atatürk, o tarihte İstanbul'da bulunuyordu. 17 Mayıs'ta Ankara'dan gelip Dolmabahçe Sarayı'na inmişti. Sağlığı yerindeydi. İstanbul ve çevresinde dolaşıyor, incelemeler yapıyor, her gün en az beş-altı kişiyi kabul edip kendileriyle görüşüyordu. Söylentinin çıkarıldığı 23 Mayıs günü de yedi kişiyi kabul etmişti. (Özel Şahingiray, "Atatürk'ün Nöbet Defteri, 1931-1938") Hafifçe bile en ufak bir hastalık belirtisi yoktu. Durum bu iken ve durup dururken çıkarılan sansasyonel hastalık haberi ortalığı karıştırdı.
Cumartesiyi Pazara bağlayan o gece yarısı Türkiye'nin Atina Büyükelçiliğine telefonlar gelmeye başladı. Gazeteler baskıya verilmek üzereydi. Sorumlu Yunan gazetecileri, hastalık haberini baskıya vermeden önce Türk elçiliğinden kontrol etmek istiyorlardı. Elçi Ruşen Eşref Ünaydın (yukarıda), telefona sarıldı. Selanik Konsolosunu aradı, bulamadı. İstanbul ve Ankara ile konuşmayı denedi, hat bozuktu, çıkaramadı. Çırpınıyordu, haberin doğru olmaması gerektiğini söylüyordu, ama kesin hiçbir şey bilmiyordu. Sabaha karşı bile elçiliğe telefonlar geldi. Elçi, sabah olur olmaz Selanik Konsolosu Reşat H. Karabuda'yı buldu. İlk bilgileri aldı. Hemen Ankara'ya şu kapalı telgrafı çekti :
"Reisicumhurumuzun ağır surette hasta düştüğüne dair Selanik'ten alındığı kaydedilen bir haberin doğruluğunu teyit etmek için gece yarısı iki gazeteden Elçiliğe telefon edilmiş ve Elçilik bilgisi olmadığını beyan ederek söylentinin asılsız olması gerektiği cevabını vermiştir.
"Bilahare Selanik Konsolosunu telefonla aradım ; vaktin geçliği nedeniyle temas edemedim. Ancak, Selanik telefon memuru, arama sebebini kendiliğinden tahmin ile böyle bir şayianın Kozani'den geldiğini ve ademi sıhhatinin gerçekleşmiş bulunduğunu söyledi.
"Sabaha yakın bir gazeteden daha telefon edilerek bilgi istendi ve işin esası tarafımızdan tekzip edildi. Bunlardan sadece 'Neos Kosmos' uğursuz söylentiyi 'vefat' şeklinde bu sabah yayınlayarak bunun gerçekleşmediğini ve Elçilikçe de tekzip edildiğini ilave etmiştir. Diğerleri haber bile yayınlamamıştır.
"Gece Ankara ve İstanbul'la telefon teması aradımsa da hattın bozukluğundan görüşme olanağı bulamadım. Bu sabah Selanik Konsolosluğuna telefonla durumu sordum, orada ve yazılı basınında böyle bir haberin yer almadığını bildirdi ; söylentinin kaynağını araştırarak sonucu acilen bildirmesini istedim.
"Alacağım tamamlayıcı bilgi de arz edilecektir. Sevgili Büyük Şefimizin çok uğurlu sıhhatine sonsuz selamet ve saadet dilerim.."
(T.C.Atina Büyükelçiliği Arşivi/ABA, Atina Elçiliğinden Dışişlerine şifre tel, Atina, 24.5.1936, No: 8041/358)
Haber yalnız bir Atina gazetesinde, "Selanik Özel Muhabirimizden" diye belirtilerek yayınlanmıştı. Bunun kaynağı ve çıkış nedeni Selanik'ten soruşturulacaktı. Selanik Konsolosu Atina Elçisinden sıkı buyruk almıştı. Ne yapıp yapıp en kısa zamanda haberin kimin başının altından çıktığını araştıracaktı.
Konsolos, katibi Bay Mehmet'i koşturdu. Günlerden Pazar filan denmedi. Haberin nasıl çıktığı aynı gün belirlendi ve önce telefonla, arkasından yazıyla Elçiliğe aktarıldı. Bu bilgilere göre : Haber, Atina gazetelerinin Selanik muhabirleri arasında süregelen birbirini atlatma, birbirlerine oyunlar oynama davranışından kaynaklanmış. "Neos Kozmos" muhabirine çirkin biçimde oyun oynamak isteyen bir meslektaşı, ona Selanik dışından telefon ettirerek, Atatürk'ün ağır hasta olduğunu duyurmuş. O da doğruluğunu araştırmadan haberi Atina'ya geçmiş. Sonradan bunun çirkin bir oyun olduğunu anlamış ama Atina'ya yeniden telefon ederek haberi yalanlamamış. Gazete nasıl olsa bunu kontrol eder ve yayınlamaz diye düşünmüş. Selanik Konsolosu Karabuda özetle bu bilgileri verdikten sonra yazısını şöyle düğümlüyordu :
"Birbirleri arasındaki rekabet yüzünden dost bir milletin, üzerine titrediği Şefi hakkında uydurma haber veren ve aldığı haberi hafiflikle nakleden gazete muhabirleri dolayında bir girişimde bulunulacaksa bunların isimlerini ayrıca araştırıp bildireceğim."
(Selanik Konsolosluğundan Atina Elçiliğine yazı, Selanik, 24.5.1936, No:547/134)
Elçi Ünaydın, "Bildir" dedi. Konsolosun verdiği bilgileri Ankara'ya telledi ve "Muhabirlerin bu münasebetsizliği hakkında Yunan Dışişleri'nin nazarı dikkatini celbedeceğim" dedi.
Birkaç gün sonra Selanik Konsolosu ek bilgiler ve haberi uydurup yayanların adlarını verdi :
"Havadisi uyduran, Karaferye'de rastgele bazı gazetelerin ve bu meyanda Atina'daki 'Ethniki' ve 'Elefteron Gnomi' gazetelerinin muhabirliğini yapan İzmirlis adlı kimse imiş.
"Neos Kosmos'un Selanik muhabiri Dim. Algeris'tir. Bu adam, haberi gazeteye kendisinin vermediğini, yalnız gazeteden sorulması üzerine, böyle bir şayianın deveran etmekte olduğunu, fakat doğruluğunu araştıramadığını bildirmekle yetindiğini söylüyormuş.."
(Selanik Konsolosluğundan Atina Elçiliğine yazı, Selanik, 27.5.1936, No:562/139)
Uydurma haber "Selanik özel muhabirimizden" diye belirtilerek Atina gazetesinde yayınlanmıştı. Bu özel muhabir şimdi doğruyu saptırmaya, sözü çevirmeye çabalıyordu. Ne olursa olsun şımarık ve sorumsuz taşra Yunan gazetecileri Atatürk'ün sağlığı konusunda çirkince habercilik oynamışlardı. Bu oyunda İzmirlis ve Algeris adlı kişilerin sorumlulukları vardı. Başkaca art düşünceleri de var mıydı ? Belli değil..
Türkiye Büyükelçisi Ünaydın, Yunan Dışişleri Bakanlığının dikkatini çekeceğini bildirmişti. Yunan yetkililerin kendisine ne yolda karşılık verdikleri saptanamadı. Anlaşılan konu büyütülmemiştir.
O hafta sonu, ortalığı epeyce çalkalandıran uydurma haber yalanlanıp kapanmıştı..

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder