
Başbakan Adnan Menderes, 1955'in Şubat ayında, beraberinde geniş bir heyetle Bağdat'a gitti. Orada, Irak Başbakanı Nuri Said Paşa ile birlikte, pakt metnini törenle imzaladı..
Irak'ın 20 yaşındaki Kralı II. Faysal, Bağdat Paktı üyesi olan devletler arasında Türkiye'yi ilk ziyaret eden devlet başkanıydı. O ziyareti yaklaşık iki ay sürdü. Bunu daha sonraki ziyaretleri izledi. Ziyaret programlarının bir kısmı resmi idi. Bir kısmı ise özel.. Resmi ziyaretlerde, çoğu defa, Irak'ın üçlü yönetim kadrosundaki Veliaht Prens Abdülilah ile Başbakan Nuri Said Paşa da bulunuyordu. Özel ziyaretler ise, adı üstünde "özel"di. O özelliğin altında ise bir sır vardı ki, Türk basını tarafından başlangıçta fark edilmedi. Sonradan anlaşıldı : 20 yaşındaki bekar Kral artık evlenmek istiyordu. Kendisine uygun bir eş arıyordu..
Kralın yakınları da o "arama" işine katılıyordu. Bir krala eş bulmak, kolay değildi tabii. Krallık geleneklerine göre, o eşin de mümkünse bir kraliyet ailesinden olması tercih ediliyor..
Gerçi Türkiye'de artık kraliyetin karşılığı olan padişahlık yoktu, ama hanedanın eski mensupları vardı. Onların da yakınları vardı. Arayış daha çok o çevrelerde oluyordu.
Kralın bir yatı vardı : "Melike Aliye".. Türkiye'ye gelişlerinde o yat da İstanbul'da oluyordu. Hatta Kral, Bağdat Paktı'nın imzasından sonraki ilk Türkiye ziyareti programının İstanbul'daki başlangıcına, Ege'de bir deniz gezisi yaptıktan sonra, o yatla geldi. Yat Haydarpaşa Limanı önünde demirledi. Başbakan Adnan Menderes ve diğer devlet erkanı, motora binip yata giderek, Kral'a "hoş geldiniz" sözünü orada söylediler..
Kral'ın, beraberindeki heyetle birlikte Haydarpaşa Rıhtımından sonra gittiği yer, Ankara idi. Bunun için ona özel bir tren tahsis edilmişti. Trene Başbakan Adnan Menderes de binmişti ve misafirlere Ankara'ya kadar refakat ediyordu..
Trenin ertesi sabah Ankara Garı'na varışında Cumhurbaşkanı Celal Bayar oradaydı. Kralı karşıladı ve resmi görüşmeler başladı.
Ertesi gün Kral şerefine Hipodrom'da bir geçit resmi yapıldı. Sonra da ona ülkenin ağır sanayi kuruluşlarını göstermek için düzenlenen gezilere geçildi.
Türkiye'de o zamanki ağır sanayi kuruluşları denilince akla gelen ilk kuruluşlar, Karabük Demir Çelik Fabrikası ile Zonguldak'taki kömür işletmeleriydi. Kral gene özel trenle ve refakatçileriyle birlikte, oralara gitti, gördü, verilen izahatı dinledi. Sonra İstanbul'a götürüldü. Orada da gene törenlerle karşılandı..
Sonra İzmir, ardından da kıyılarımızdaki yat gezileri derken, Kralın ziyareti, bir kısmı "özel" nitelikte olmak üzere, yaklaşık iki ay sürdü..
O günlerle ilgili olarak sonradan öğrenilenler şunlardı :
20 yaşındaki Kral İstanbul'da daha çok kalıyordu. Boğaz'da sık sık motor gezisi yapıyordu. Yüzüyordu, balık avlıyordu, "Christ Craft" motoruyla hız rekorları kırmaya çalışıyordu. İstanbul'da henüz örnekleri pek görülmeyen "su kayağı" sporunu da yapıyordu.
Akşamları ise İstanbul sosyetesinin belirli kesimlerinden, kendisine yapılan davetlere katılıyordu. Davet müzikliyse, konuklar arasındaki genç kızlarla dans ediyordu.
Kendisine eş aramakta olduğu bilindiği için, seçimini o danslar sırasında yapması olasılığından da bahsediliyordu. Fakat sonradan anlaşılacaktı, öyle bir olasılık, kısa bir süre önceki bir gelişme sonunda, söz konusu olmaktan çıkmıştı. Kral İkinci Faysal, kendisine bir eş adayı seçmişti..
Aday Türk'tü. Osmanlı hanedanı mensubuydu. İsviçre'de oturuyordu. Kral onu bir İsviçre gezisinde görmüş ve beğenmişti. Kralın amcası, eski kral naibi ve şimdiki Veliaht Abdülilah, o gezide yanındaydı. Kızın ailesini tanıyordu. Onun da katkısıyla aileler arasında temaslar yapılmıştı. Söz kesme aşamasına gelinmişti. Fakat biraz daha beklemek gerekiyordu. Çünkü, kızın yaşı henüz 14'tü..
Gerçi gerek İslami geleneklerde, gerek yasalarda o engeli aşmanın yolları vardı. Ama Irak Krallığı modern bir krallık olma iddiasındaydı. İki tarafın da aile meclisleri, söz kesilse bile nişanı biraz geciktirmeyi, nikahı da daha sonraya bırakmayı uygun buldu. "Sözlüler" ve aileler arasındaki temaslar, o vakte kadar Kralın bazen Avrupa'daki, bazen Türkiye'deki gezileri sırasında devam etti. İki yıl sonra da İstanbul'da çiftin nişan töreni yapıldı.


Kralın seçtiği kızın adı Fazıla idi. Annesi Hanzade Hanım'dı. İkisi de Prenses unvanını taşıyordu. Prenses Hanzade Hanım'ın annesi, son Osmanlı Sultanı Vahdeddin'in kızı Sabiha Sultan'dı. Babası da son Halife Abdülmecid Efendi'nin oğlu Ömer Faruk Efendi.. (üstte)
Hanzade Hanım'ın eşi de, gene bir kral ailesinin mensubuydu. Mısır'da 1952'de askeri müdahaleyle devrilen Kral Faruk'un ailesinden Mehmed Ali İbrahim'di. Kralın sözlüsü Prenses Fazıla da, Prenses Hanzade ile Mehmed Ali İbrahim'in çocuğuydu..
Kısacası, Irak Kralı II. Faysal'ın eş seçimi, krallar, padişahlar, şahlar arasındaki evlenmelerin geleneğine tamamen uygundu.
Nişan töreni, Prenses Fazıla'nın öğrenimini Londra'da bir okulda sürdürmesinden ve 16 yaşını bitirmesinden sonra 1957 Eylülünde aşamalı olarak gerçekleştirildi.
Kral o sırada, gene bir ziyaret sonunda yaz mevsimini geçirmek üzere kaldığı İstanbul'daydı. Bebek koyunda demirli olan yatında yatıyor, gündüzleri dolaşıyor, deniz sporları yapıyordu.
Prenses Fazıla da, babası Prens Mehmed Ali İbrahim ve annesi Prenses Hanzade ile İstanbul'daydı. O da Kralın gezilerine katılıyordu.
Nişan töreni, Mehmed Ali İbrahim'in akrabalarına ait olan, Yeniköy'deki Ebu Bekir Yalısı'nda yapıldı. Kral oraya amcası ve veliahdı Abdülilah ile birlikte geldi. Beraberinde değerli bir yüzük getirmişti. O zamanların ünlü dergisi Hayat'ın haberine göre, yüzük, Padişah Vahdeddin tarafından Faysal'ın büyükbabası Birinci Faysal'a hediye edilmiş zümrüt bir yüzüktü.. Abdülilah, nişan hediyesi olarak bunu Prenses Fazıla'ya verdi.
Kral ertesi gün Bağdat'a döndü. Geleneğe göre, nişanlanmanın kamuoyuna resmen yansıtılması, Bağdat'da krallıkça yapılacak bir bildiriyle gerçekleşecekti. Birkaç gün sonra da o bildiri yayınlandı..
Tüm formalitelerin tamamlanması için bir şey daha gerekiyordu : Bağdat'da yayınlanan bildiri, İstanbul'daki Fazıla'ya kralın temsilcileri tarafından sözlü olarak açıklanacak ve Kralın mesajı iletilecekti. Bu iş için de Bağdat'dan İstanbul'a iki "saray bakanı" geldi. Fazıla'yı ziyaret edip o görevi yerine getirdiler.
O iş de bittikten sonra, nişan bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Gece Hilton Oteli'nde bir davet verildi. Ertesi gün de Prenses Fazıla ve ailesi, Rakkase adlı yatla İstanbul'dan Marsilya'ya hareket etti..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder